SORUMLU RTE, DAVUTOĞLU VE ALA’DIR!

 

Bu iş “kandırdılar, aldattılar” ile geçiştirilemez!

Memleketin güneydoğusunda ayaklanma var ve kan akıyor. Oralarda hürriyet, ticaret, can güvenliği, şehir hayatı, belediye hizmeti yok, devlet yok!

3 yılda eşkiyanın elindeki keleşin yerini roketatar ve tonlarca bomba aldı.

PKK yetmedi, bir de IŞİD’i beslediler.

Yurdun dört yanında bomba yüklü araçlar, sınırdan elini kolunu sallaya sallaya geçen canlı bomba adamlar dolanıyor, yeterli istihbarat yok…

Üç kuruş ekmek parası için uzman çavuşluğa razı olan gencecik üniversite mezunu öğretmen adayları patır patır şehit ediliyor, hepsi Ergenekon’da tarümar edilmiş, tecrübeli eleman yok…

Terörü sıfır noktasından alıp ülkeyi parçalanma noktasına getirmek affedilemez!

Sadece 17-25’i örtmek amacıyla cemaati paralel ilan edenler, üniter devlet içinde paralel devlet kurmaya kalkanlara ne istedilerse verdiler.

Buna da kandırıldık diyemezler.

Biri devrin Başbakanı idi, şimdi Cumhurbaşkanı, inkâr edemez yaptıklarını!

Diğeri devrin Dışişleri Bakanı idi, şimdi Başbakan, reddedemez yaptıklarını!

Öbürü devrin İçişleri Bakanıydı, şimdi de İçişleri Bakanı, kaçacak yeri yok!

Olan bitenin sorumlusu bu üçlüdür…

Toprağa düşen gencecik şehitlerin vebali bu üçlüdedir…

Sorumlu RTE, Davutoğlu ve Ala’dır!

Büyükşehir yasasını çıkaran, özerklik sözü eden AKP’dir.

Üç yıl boyunca polisi karakola, askeri kışlaya tıkan AKP’dir.

Çözümdü, Habur’du, Kürt meselesiydi, 36 etnik yapıydı, Diyarbakır’da Barzani’li Şivan’lı halaydı, İmralı-Kandil postacılarıydı, güzel şeyler olacaktı, Nurşin’di, Dersim’di, Seyit Rıza’ydı, yeni anayasaydı, ver başkanlığı al özerkliği idi, kaçak saraydı, sandıktı oydu, MİT Tırlarıydı, Şam’da Cuma namazıydı, Esad’dı Esed’di, Kobani’ydi, PYD’ydi, peşmergeydi, eğit-donattı, Dolmabahçe mutabakatıydı…

Tam üç yıl o tekne devleti İmralı’ya taşıdı durdu, gönderdiysem ben gönderdim dediydi, Oslo’ydu, silah bırakacaktı, çekilecekti, barıştı, Türkiye partisiydi, sazdı cümbüştü, barajdı, Akdoğan’dı, Ala’ydı, Sırrı’ydı, sayın Öcalandı, Dolmabahçe mutabakatıydı…

Dolmabahçe mutabakatıydı… Televizyondaydı… Türk bayrağı önünde teröristle el sıkışmışlardı… 7 Haziran çabuk gelivermişti!

“Kürt meselesi neymiş be, terör meselesi, teröööörrr!” dedi, “mutabakat falan tanımıyorum!” dedi, memleket kan gölüne dönüverdi.

Sokakları kazdılar, her sokaktan her evden kurşun yağar oldu, derken roketatarlar çıktı ortaya, derken belediye araçları hendek açıyor, asfalta bomba döşüyordu. Her gün Mehmetçik ve polis cenazeleri gelmeye, sokakta ailesiyle alışveriş eden sivil askerin kafasına kurşun sıkılmaya başladı.

4-5 ay koalisyon bile kurdurmadılar… Saray 400 yerli ve milli adam istiyor, rejimi sallıyor, hatta askıya alıyordu, çift başlılıktan şikayetçiydi, güneydoğu için için yanıyor, eşkıya evden eve tünel kazıyor, kaldırım taşlarından siper hazırlıyordu ama onlar ikbal ve iktidar peşindeydi, paralelle yatıp kalkıyorlar, medyada üç maymunu oynatıyorlardı!

Gidenler fukara Anadolu çocuklarıydı… Gencecik polisler, fidan gibi askerler…

“Analar ağlamasın” riyakârlığı, Anadolu’yu ağlatır oldu…

Muhalefeti hiç dinlemediler, inadına suçladılar. MHP “olağanüstü hal ilan edin” dedi, faşist dediler. Sonra sokak sokak sokağa çıkma yasağı geldi… Askeri çağırdılar, özel harekâtçıları çağırdılar, eşkıya şehre inenli çok olmuş, silahlanıp örgütlenmişti…

Kandil’i yüzlerce defa hava kuvvetlerine bombalattılar…

Elebaşıları sağda solda cirit atıyordu, Suriye’ye eğitip gönderdikleri şehirlerde silah sıkıyordu, ABD’li dostlarının Kobani’de havadan attığı mühimmat Şırnak’ta, Diyarbakır’da askere sıkılıyordu…

Nusaybin’de güya süpürme harekâtına giriştiler, üç-beş gün sonra temizlik bitmişti, yasak kalktı, daha güvenlik güçleri yola düşmeden eşkıya yine şehre sızmıştı. Suriye’den geliyorlardı. Şimdi Nusaybinli yine tedirgin… Çocuklara taş çektiriliyor, hendekler yeniden kazılıyor.

Şehirlerde DHKP-C ve TKPM-L ile işbirliğindeler.

2014 yılı Eylül ayında Kobani'ye saldırı başlatan IŞİD bahanesiyle ABD ve Rusların PYD’ye verdiği silahların aylar önce Türkiye’ye sevk edildiğini bilmeyen kalmadı.

Ankara’da, Diyarbakır’da, İstanbul’da patlayan bombaları takip edemeyen AKP hükümeti ve istihbaratının zaafını yayın yasağı ile kapatıyorlar artık…

Devleti yöneten bu RTE-Davutoğlu-Ala üçlüsü olan bitenden sorumludur.

“PKK terör örgütü değildir” diyebilenleri ve IŞİD’e sempatiyle bakanları barındıran da onlar…

63 “akili” şehit şehir dolaştıran çözüm süreci mucitlerine daha o gafletin maddi ve manevi maliyeti sorulmadı…

13 yıldır iktidar olan bir üçlü, “aldatıldık, kandırıldık” yalanıyla sıyrılamaz; devletin milletin can ve mal güvenliğinden, huzurun asayişin sağlanmasından, devlet otoritesinden sorumlu olan bu üçlü mutlaka hesabını verecektir.

Yeni anayasaymış, sistemmiş, başkanlıkmış, giden canların, ateş düşen hanelerin ahından hangi makam kurtulabilir?

 

Mustafa ÖNDER

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR