CHP ve Yancıları vebal altında
Dünya gittikçe karmaşıklaşan, vahşileşen ve dengesizleşen bir sürece giriyor. ABD’nin başını çektiği, etrafındaki yanaşma ülkelerinde desteleyip alevlendirdiği bu karanlık düzen, içinde bulunduğumuz bölgeyi çok daha derinden sarsıyor. Bizim bütün bu gelişmelerin dışında kalmamız mümkün değil, zaten en çok etkilenen ülkelerden biri durumundayız. Nitekim, Türkiye’nin, gittikçe ağırlaşan iç ve dış sorun alanlarının çok yönlü baskı ve dayatması altında olduğunu büyük bir üzüntü ile görüyoruz. Açık şekilde tehdit ediliyor, tarihi haklarımızdan vazgeçmemiz için baskı altına alınmak isteniyoruz. Sayın Bahçeli’nin deyimi ile, milli bekamız çok cepheli risk ve tehlikelere maruzdur.
TAHAMMÜLÜMÜZÜ ZORLUYORLAR
S-400 Füze Savunma Sistemi almamızı bahane ederek, etrafımızdaki kuşatmayı daha da amansız hale getirmeye, Türk milletinin varlığını, birliğini ve refahını hedef almaya başlamışlardır. Ve ne yazık ki, bu karanlık çevreler ve yerli işbirlikçileri tahrik ve tehditlerini arttırarak sürdürüyorlar. ABD’den gelen haberler tahammül sınırlarımızı çok zorlamaya başlamıştır. NATO üyeliğimizi bile tartışmaya açtıklarını hayretle izliyoruz. Bu vahim gelişmeleri sineye çekip, geri adım atamayız. Bu kuşatmayı yarmak, bu alçak tehditleri bertaraf etmek ve egemenliğimize zerre kadar dokundurtmamak her Türk vatandaşı için bir milli görev haline gelmiştir.
HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR
Ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanlar elbette daha dikkatli olmak, kararlı durmak ve çözüm üretmek zorundadırlar. Fakat, söz konusu olan vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve geleceğimizdir.Başta siyaset kurumları olmak üzere, herkese sorumluluk düşmektedir. Seçimleri yaparız, bugün birimiz kazanırız, yarın başka bir partimiz milletten yetki alır. Kendi iç meselelerimizi bir şekilde halleder, mutlaka bir çıkış yolu buluruz. Ancak, üzerimizdeki tehditlere karşı birlik olmak zorundayız. İktidarın kaybetmesi uğruna, ülkenin felaketini göze alamayız. Siyasi menfaatler için geleceğimizi riske atamayız. Cumhur ittifakını diğerlerinden ayıran temel özellik budur. Cumhur ittifakı ülkenin varlığını ve birliğini her şeyin önünde tutuyor. Aynı hassasiyeti CHP ve yancılarında göremediğimiz gibi, ülkemizin bu durumun fırsat sayıp, her türlü melanete çanak tutuyorlar.
HUKUKA SAYGI
CHP ve yancılarının biran önce akıllarını başlarına almaları gerekmektedir. YSK’nın İstanbul seçimlerini yenileme kararı üzerinden bir düşmanlık geliştirmek, kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Yine sayın Bahçeli’nin veciz ifadesiyle, birlikte yaşamanın altın kuralı hukuka saygı duymak, ortak akıl ve iradede buluşmak, buna da muvafık hareket etmektir. Hukuku yok ederseniz, gerisi kendiliğinden gelir. Yargı kararları elbette eleştirilebilir, ancak uymak ve hukuku öne çıkarmak zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk her şart altında işleyecektir. Bunun dışına çıkanlar kaçınılmaz olarak hukuki sonuçlara katlanmak durumundadırlar. Sokaklarda hak, hukuk, adalet diye bağırıp, hukukun verdiği kararları tanımamak, Türk hakimlerini çete olarak suçlamak, büyük bir çelişkidir, açık bir tutarsızlıktır.
CHP AĞIR SORUN HALİNE GELDİ
Adalet insan haysiyetine bağlılık ve sadakat, hakka ve haklıya maşeri vicdan nezaretinde hürmet ve riayettir. CHP, her zaman olduğu gibi kaş yaparken göz çıkarmaktadır ve bu durum artık çok ciddi ve ağır bir sorun haline gelmiştir.YSK’nın gerekçeli kararı son derece ayrıntılıdır ve İstanbul seçimlerinin niye iptal edildiği, akla, hukuka ve vicdana uygun şekilde izah edilmiştir. Başka hiçbir gerekçe olmasa dahi, 29 bin olarak açıklanan farkın, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği çok küçük çaplı yeniden sayımlarla 13 bine düşmesi, İstanbul’un tamamında yeni sayım yapılması durumunda çok başka bir sonucun ortaya çıkacağını belgelemiştir. 31 Mart seçimleri sonunda 13 bin oy farkla CHP İstanbul’u kaybetmiş olsaydı, “millet böyle karar verdi” diyerek kenara mı çekileceklerdi? Emin olun, ellerinde hukuki hiçbir dayanak olmasa dahi, çok daha büyük gürültü koparacak, çok daha büyük itirazlarda bulunacak ve dünyayı ayağa kaldıracaklardı.
VEBAL ALTINDALAR
YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını bir partiden alıp başka bir partiye vermemiştir. Karar millet iradesine başvurmak şeklindedir. Bundan neden rahatsız oluyorsunuz? Eğer milletin sizi doğru bulduğuna inanıyorsanız, niye bu kadar gürültü koparıyorsunuz, 23 Haziran’da sandıklar açılır, neyin ne olduğu görülür. Bu kadar basit, bu kadar kesindir. İstanbul’da seçimin tekrarı kararını bahane ederek, Türk devleti üzerinde hesabı olanların işini kolaylaştırmak, onlara bilerek veya bilerek destek olmak, malzeme vermek ve cesaretlendirmek tek kelime ile ihanettir.
CHP ve yancıları ya aynı gemide olduğumuzu unutuyorlar veya güvendikleri başka bir şey var. Yaptıklarının, söylediklerinin, savunduklarının başka bir izahı olamaz. Millet önünde sorumlu oldukları gibi, tarihe karşı da vebal altında olduklarını unutmamalıdırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.