Dokunulmazlığın arkasına saklanma

İstanbul seçimlerinin yenilenmesi, aklın, mantığın, hukukun, demokrasinin ve vicdanın gereğiydi ve hak yerini buldu. Bu kadar şaibe, bu kadar usulsüzlük, bu kadar yanlış, hile, tezgah görmezden gelinemezdi. Olması gereken oldu ve YSK’nın kararına bağlı olarak seçimler yenilenecek. Bunu hiç başka yerlere çekmeye, ayrı anlamlar yüklemeye, sağa-sola saldırmaya gerek yok. Bundan sonra kararı verecek olan İstanbul’da yaşayan vatandaşlarımızdır. Eğer kendinizden eminseniz, niye korkuyor, neden kaçıyorsunuz?

MAĞDURU OYNUYORLAR

Biran için 31 Mart sonuçlarının farklı olduğunu, aynı şartlarda, aynı oranda zilletin adayının kaybettiğini düşünelim, empati yapalım: CHP ve yancıları, 13 bin fark için sadece YSK’yı değil, bütün dünyayı ayağa kaldırmayacaklar mıydı? Hadi, çıksın yiğitçe, bu soruya cevap versin. İtiraz edenlerin telaşını anlıyoruz. Sermayeyi tüketmiş olmanın çaresizliği ile çırpınıp duruyorlar, ama yapılabilecek bir şey yok. Şimdi mağdur oyunu oynuyor, hiç olmazsa buradan durumu kurtarmaya çabalıyorlar. Belli ki, tekrarlanacak seçimde tek sermayeleri bu mağdur oyunu. Bu millet bunları görmüyor, anlamıyor mu zannediyorsunuz?

ZİLLETİN YANCILARI

Bir musibet bin nasihatten iyiymiş. İstanbul kimin ne olduğunu, nerede durduğunu, neye hizmet ettiğini, neyi hedeflediğini bir defa daha net biçimde ortaya çıkardı. CHP’nin yancıları, zilletin ortakları meğer ne kadar da fazlaymış. Bazı belediyelerin el değiştirmesini ganimet zannederek, ortalığa savrulan fırsat düşkünlerini ibretle izliyoruz. Bizim bu muhteremlere sorumuz gayet net: Aynı havayı teneffüs etmeye dahi tahammülü olmayan Abdullah Gül ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir araya getiren nedir? Ahmet Davutoğlu kime hangi mesajı vermeye çalışıyor, kimden ne bekleyerek kendisine rüyasında göremeyeceği makamları sunanlara sırtını dönüyor? Dağdaki katilleri masum, İmralı canisini namaz kılan biçare olarak gösteren Bülent Arınç, MHP ve milliyetçilere kin kusarak kime selam gönderiyor? Bunların durumundan vazife çıkararak tencere tava çalan ve sokakları karıştırmak isteyenleri kim organize ediyor, kim kışkırtıyor?

CEVAP ARAYAN SORU

Sorulacak çok soru var, ama cevap veren yok. Biz sadece temiz, pak, vicdanlı, imanlı vatandaşlarımıza sadece şu soruyu soralım: Hiç düşündünüz mü, zilletin kazanması PKK’yı, FETÖ’yü, bu ülke ve milletle meselesi olan içeride ve dışarıda her kim varsa alayını, neden bu kadar çok sevindiriyor? İstanbul seçimlerinin yenilenmesine bütün bu şer cephesi neden bu kadar itiraz etti, bu kadar tepki gösterdi, bu kadar feveranda bulundu? Bu sorulara vicdanlarda verilecek cevap, zaten her şeyi aydınlatacak, doğruyu bulmaya fazlasıyla yetecektir.

BEKA KONUŞULACAK

Bazı kesimler ısrarla artık beka sorunundan söz edilmemesi gerektiğini, zilletin PKK uzantısı HDP ile kurduğu kirli ortaklığın gündemde tutulmasının bir faydası olmayacağını söylüyor. Bunu söyleyenler asla iyi niyetli olmadıkları gibi, bu kirin ortağıdırlar. Seçim sonrasında HDP ile kurulan şer ittifakı bütün unsurları ile ortaya çıkmış, İstanbul’u ele geçirdikleri zannı ile itiraf edilmiştir. Ekrem İmamoğlu’nun Selahattin Demirtaş güzellemesi, CHP İl Başkanının PKK ve terör örgütlerini savunan, şehitleri ve Türk Devletine hakaret eden sözleri ve bu sözlerin parti programına aykırı olmadığını savunması unutulacak mı? Kemal Kılıçdaroğlu YSK üyelerine tamamı suç olan hakaretleri sıralamakta en küçük bir tereddüt göstermemiştir, ama sıra bölücü hainlere, PKK ve FETÖ’ye gelince son derece dikkatli bir dil kullanıyor ve onlara sahip çıkmakta en küçük bir sakınca görmüyor. Bunlar seçim meydanlarında konuşulmayacak mı, Türk milleti bu hesabı sandıkta görmeyecek mi?

ALIN SİZE KAPAK

Zilletin ortakları farkındayız. Türk milletinden alamadığınız iktidarı, İstanbulludan alamadığınız Belediye Başkanlığını olağanüstülüklerde, kriz ve kaos çıkarıp işi karambole getirmekte arıyorsunuz. Bunlar boş çabalardır. Bu defa iş daha sıkı tutulacak, sizin gerçek yüzünüz bu millete daha net gösterilecektir. Meydan boş değil. YSK’nın kararına hakaretler yağdıran Kılıçdaroğlu, sayın Bahçeli’nin dokunulmazlığını kaldırma teklifi karşısında birden bire suskunluğa gömülmüştür. Sözcüsü de, birden bire anlamaz numaraları yapmaya başlamıştır. Her şey gayet açık, madem bu kadar cesursunuz, yaptığınızın demokrasi ve hukuka uygun olduğunu söylüyorsunuz, ortada bir suç olmadığı iddiasındasınız, o zaman kaldırın dokunulmazlığı bakalım ne olacak? Dokunulmazlığın arkasına saklanarak esip-savurmak, hakaret etmek, kin kusmak size yakışıyor olsa da, gazoz kapağı olmaktan ileri gidemiyorsunuz. Size kapak takmak için fazla malzeme de gerekmiyor. İstanbul’da oynadığınız Türkiye Cumhuriyeti tiyatrosunu, yıllardır elinizde olan Eskişehir ve İzmir’de neden hiç aklınıza getirmediniz? Kim kandırıyor, kimi ne anlatıyorsunuz. MHP’nin belediyelerinde Türkiye Cumhuriyeti ibaresi hiç kalkmadı ki, tekrar konulsun. Alın size kapak, nerenize takacağınıza artık kendiniz karar verin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR