Fitne güruhunun hesapları yine bozuldu
Bütün dünya ABD’de yarın yapılacak ve nelerin olacağını kimsenin kestiremediği Başkanlık yemin törenine kilitlenmişken, Türkiye’de tuhaf gelişmelere tanık olduk. Ne olup bittiğini anlamaya çalıştık. MHP üzerinde bir komplo kurulduğunu, leş kargalarının üşüşmesinden anladık. Özellikle Serok Ahmet ve etrafında kümelenen gafiller güruhu, kısa zaman içinde kendilerini ele verdiler.
HESAPLARI YİNE BOZULDU
Bu güruh, MHP’nin herhangi bir parti olmadığını çok iyi biliyor. MHP var oldukça karanlık emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaklarının da farkındalar.
Bu yüzdendir ki, işleri güçleri MHP’ye tuzak kurmak, fitne üretmek, arkadan saldırmak ve özellikle itibar cellatlığı yapmaktır. Ancak bütün bunlar nafile çabalardır. MHP bu ülkenin teminatıdır ve bu yoldan dönüş yoktur.
Bu kirli hesapların sahipleri dün başaramadılar, bugün de başaramayacaklar. Nitekim MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, yaptığı açıklama ile yine bütün oyunları bozmuş, bütün hesapları hesap sahiplerinin boynuna asmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde oyun kurmak için el ovuşturan, fırsat kollayan güruhu yine sukutuhayale uğratmıştır.
YEL, KAYADAN TOZ ALIR
Açıklamada da belirtildiği gibi aynı anda birbiriyle bağlantılı olduğu gün gibi açığa çıkan olayların ülke gündemini meşgul etmesi, bunun yanı sıra kafalarda soru işareti bırakması, özellikle Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e ağır itham ve isnatların yaygınlaşması hem düşündürücüdür, hem de düşüklüğün teyididir. Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’de sokakların karanlık olduğunu ve uzak durulması gerektiğini ısrarla söyleyen, vatan evlatlarını bu konuda uyaran ve yol gösteren bir liderdir. Bu gerçek orta yerde dururken, MHP’yi sanki sokaktaymış gibi göstermeye gayret etmek kirli ve karanlık bir oyundur. Bu oyunun baş mimarının Serok Ahmet ve etrafındakiler olduğu gün gibi ortadadır. Belli ki, yarın yapılacak ABD’deki Başkanlık değişiminde etrafındaki güruhla beraber Biden’a, “ben buradayım ve hazırım” mesajı gönderiliyor. Sayın Bahçeli’nin açıklamasında da kaydettiği gibi, nerede gazeteci kılıklı bir marjinal örgüt sevdalısı varsa, nerede terör ve bölücü meraklısı bir soytarı görülüyorsa hepsinin aynı anda MHP’ye saldırması varlık sebeplerine uygun olsa da, yelin kayadan sadece toz alacağı unutulmamalıdır.
BÜHTAN VE KOMPLO
Açıklamadaki şu cümlelerin altını özellikle çizmek istiyorum: “MHP; sokağı bilir, hasmı bilir, haini bilir, tuzak ve tertipleri bilir ve tanır. Ancak Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i tarafı olmadığı saldırılarla ilişkilendirmeye ve yargılamaya cüret etmek terörizmin lügatinden beslenenlerin harcıdır. Aynı zamanda bühtandır, komplodur.” Bühtan edenler, komplo kuranlar bir defa daha açık düşmüş, kendilerini ele vermişlerdir.
Bu ülkede Serok Ahmet denilince akla telafisi imkânsız kayıplar, ağır ve derin sorunlar, ilkesizlik ve karanlık ilişkiler gelir. Böyle birinin MHP ile uğraşması çok yadırganmamalıdır ancak meydan boş değil. Yine açıklamada da belirtildiği gibi, akıl ve izan sahibi herkes çok iyi bilir ki, Ülkücüler Hak yolundan dönmez, halkın çizgisinden sapmaz, hakkını yedirmez, haksızlığa asla gelmez.
ELEŞTİRİLER MEŞRU OLMALI
Herkes aklını başına almalı ve haddini bilmelidir. “Milliyetçi Hareket Partisi’nin sokakta işi yoktur. Kavga ve karışıklıkta hayır görmesi imkânsızdır. İnsan onuruna ve demokratik adaba uygun olarak yapılan makul eleştirilere tahammülsüzlüğü asla düşünülemeyecektir. Bizim sevdamız şiddet değil Türk milletidir, Türkiye’dir.” cümleleri gayet açık ve nettir.
Milliyetçi Ülkücü Hareket herkesin hayat, düşünce, inanç ve ifade hakkına saygı duyar. Eleştirileri elbette yapılacaktır. Ancak bunun meşru ve hukuki olması şarttır. Her aklına geleni söyleyip, her türlü hakareti yapmak, fitne ve fesat çıkarmak için akla ziyan yalanlara başvurmak eleştiri değildir. Bunu anlamamız da, kabul etmemiz de mümkün değildir.
HER ŞEYİN FARKINDAYIZ
Bütün bunları uzun yıllarını bu mesleğe vermiş birisi olarak ve tecrübelerime dayalı olarak söylüyorum. Elbette mesleğimizin gereği olarak, biz de yanlış gördüklerimizi eleştiriyor, tehlikeli bulduklarımıza karşı çıkıyoruz. Ancak hiçbir zaman ne hakaret ettik, ne hukukun dışına çıktık, ne de haddimizi aştık. Yazdıklarımız, söylediklerimiz belgeli, iddialarımız, itirazlarımız ispatlıdır.
Hiç kimse bunun aksini söyleyemez, söyleyen de iftira eder. Sorunların çözümünde ülke ve milletimizin menfaatlerini önde tutar, söylediklerimizde hakkı ve hukuku gözetir, meselelere Ankara’dan bakar, Türkiye’nin varlığını ve birliğini esas alırız.
Herkesten de bunu bekler, bunu isteriz. Dolayısı ile gazetecilik adı altında kimse bize masal anlatmaya, kendi güdük zihniyetini dayatmaya, küçük hesaplarını kabul ettirmeye çalışmasın. Kendi saplantılarını tek ve değişmez doğrularmış gibi yutturmaya, hele hele kendi teslimiyetini “ahlak ve meslek abidesi” gibi anlatmaya uğraşmasın. Her şeyin farkındayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.