İttifakta izan yok, adayında vicdan yok

Zilletin açıkladığı adaylar sicilleri, söylemleri, hedefleri ve geçmişleri ile değerlendirildiğinde, çok büyük bölümünün ciddi biçimde sorunlu olduğu görülür. İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, başlı başına bir felakettir.

TÜRKGÜN gazetesi, çıktığı günden itibaren yaptığı yayınlarla sadece basın tarihine geçmekle kalmıyor, aynı zamanda Türk siyasi tarihinin yazılmasında çok önemli bir görev üstleniyor. Bu görevi bize, ülkücü-milliyetçi duruşumuzla birlikte, Sayın Devlet Bahçeli’nin büyük devlet adamlığı, ufuk açan, yön veren liderliği ve yüksek öngörüsü yüklüyor. Bir medya kurumu olarak, tarihin yazılmasına, güzel ülkemizin yükselmesine ve Türk milliyetçilerinin ülke yönetimine yön vermesine katkıda bulunduğumuz için son derece gururlu ve onurluyuz.

KRİTİK SÜREÇ ATLATILMALI

Bu tespitimizin daha iyi anlaşılabilmesi için yaşadığımız süreci doğru analiz etmek gerekiyor.Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir beka sorunu ile karşı karşıya kaldığını akıl ve izan sahibi herkes kabul etmektedir. Bunun sebeplerini, neden buraya geldiğimizi tartışmanın bir faydası yoktur. Önemli olan, bu kritik süreci kazasız belasız atlatmak, Türkiye’yi en kısa zamanda bölgesinde etkili, dünyada saygın bir lider ülke konumuna getirmektir. MHP ve Sayın Devlet Bahçeli’nin varlığı ve farkı tam da bu nokta ortaya çıkıyor. “Önce ülkem” demenin içi boş bir slogan olmadığı, yaşananlarla kanıtlanıyor. Etrafımızda amansız bir kuşatma oluşmuştur. Terör örgütleri, varlığımızı hedef almaktadır. FETÖ gibi dünyada eşi, benzeri olmayan bir ihaneti yaşadık. ABD ve diğer küresel güçler gözlerini üzerimize dikmiş, hain emellerini hayata geçirmek için türlü oyunlar oynuyorlar.

CUMHUR İTTİFAKI

MHP, ülkenin bu noktalara gelmemesi için çok çırpındı. Dolayısı ile bir siyasi rant peşinde olsaydı, her dediğinde haklı çıkan, her ikazında tam isabet sağlayan parti olarak hiç şüphesiz bundan büyük fayda elde ederdi. Ancak, ülke elden gittikten sonra iktidar olsan ne olur, muhalefette kalsan neye yarar? İşte bu prensiple elini değil, gövdesini taşın altına koydu, sorumluluk aldı ve üzerine düşen görevi seve seve yerine getirdi. Terörle müzakereden mücadeleye böyle geçildi. FETÖ’ye karşı sağlam ve kararlı bir irade ortaya konuldu. Yenikapı ruhu ile ülkede milli bir uyanış ve birlik beraberlik temin edildi. Hükümet sistemi değişikliği ile ayağımızdaki prangalar sökülüp atıldı ve Cumhur İttifakı ile birlikte ülkenin beka sorununu aşabilmesi için büyük bir kararlılık gösterildi. Yanlışlara, ihanetlere karşı güç merkezi oluşturuldu.

TÜRKGÜN DOĞRUNUN YANINDA

Bütün bu süreçte biz TÜRKGÜN gazetesi olarak haklının, doğrunun yanında durduk. MHP’nin onurlu ve kararlı siyasetini savunduk. Sayın Bahçeli’nin doğru tespitlerini, isabetli teşhislerini, öneri ve uyarılarını Türk milletine aktarmak için seferber olduk. Ne kadar doğru yaptığımızın, ne pahasına olursa olsun hiçbir şekilde yılmadan, yorulmadan, vazgeçmeden bu yolda devam etmemiz gerektiğinin farkındayız. Türkiye bugün çok daha güvendedir, çok daha ümitlidir, çok daha etkindir. Elbette ülke ve millet düşmanları vazgeçmemişlerdir ve saldırmayı sürdürüyorlar. Ancak bizim iman dolu göğsümüz gibi bir serhaddimiz, Devlet Bahçeli gibi bilge bir rehberimiz var.

ZİLLET, PKK’NIN ARKA BAHÇESİ

Zilleti içinde yer alanlarla birlikte ilk fark eden, uyaran ve mutlaka durdurulması gerektiğini söyleyen Sayın Devlet Bahçeli’dir. Zilletin ne kadar tehlikeli olduğunu, neye ve kime hizmet ettiğini defalarca manşetlerimize taşıdık. PKK uzantısı HDP’nin zilletin merkezinde yer aldığını, İP’in CHP’den Kandil’e, oradan FETÖ’ye uzadığını ısrarla anlatmaya çalıştık. Bu yapılanın bir siyaset değil ihanet olduğunu, bekamıza yönelik saldırıya katkı verildiğini ayrıntılı biçimde ortaya koyduk. Bugün Sayın Bahçeli’nin değerlendirmelerinin, TÜRKGÜN’ün manşetlerinin ne kadar haklı olduğunu, zilletin sonuç alabilmek için nereler yapabileceğini bütün Türk milleti ibretle izliyor. HDP ile kurulan Kandil ortaklığı ete kemiğe bürünmüş, zillet bütün unsurları ile ortalığa saçılmıştır. İP ve HDP aynı safta, aynı potada seçime katılmaktadırlar. HDP bu kirli ortaklığın içinde boşuna yer almıyor. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, zilletin eline geçecek her belediye, doğrudan Kandil’e hizmet verecek, PKK’nın arka bahçesi olacaktır.

SORUNLU ADAYLAR VE İZMİR FELAKETİ

Zilletin rezillikleri İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayının açıklanması ile birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Zilletin açıkladığı adaylar sicilleri, söylemleri, hedefleri ve geçmişleri ile değerlendirildiğinde, çok büyük bölümünün ciddi biçimde sorunlu olduğu görülür. CHP’nin İstanbul Büyükşehir Adayı, Türkün namus meselesi olan Kıbrıs davasına çarpık bakışını taşa kazımış, heykelini dikmiştir. Ankara adayı parti değiştirmek ve bugün söylediğini yarın tersine çevirmekteki büyük hünerini, mesleki hayatına da taşımıştır ve marifetleri TÜRKGÜN’de manşetlere taşınmıştır. Garabet bir tekzip kararı çıkarttırmayı başarmıştır, ama bu durum malvarlığı üzerindeki icranın neden konulduğunu anlatmaya yetmemiştir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı başlı başına bir felakettir. 12 Eylül darbesinin savcısı olan kara vicdanlı bir hukuk katilinin oğludur. Ve oğlu, babasının ülkücü ve milliyetçilere zulmeden, hayatlarını karartan, gençliklerini çalan bu karanlık mirası ile övünmektedir.

Her zaman söyler ve yazarım. Herkes varlık sebebinin gereğini yerine getiriyor. Zillet tam da anlamına uygun şekilde, çökertmek, yıkmak, yok etmek için var. Biz de imanımızla, rehberimizle, gazetemizle bu ihaneti durdurmak, ülkemizi yüceltmek, bayrağımızı yükseltmek için varız. Son kararı Türk milleti verecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR