EKONOMİ VE KORONAVÜRÜS
Türkiye ekonomisi 2019 yılını krizden çıkış yollarını arayarak geçirdi. Peki ya 2020 yılında ekonomiyi neler bekliyor? Bir ekonominin ne durumda olduğunu gösteren kritik göstergeler 4 adettir, FAİZ, ENFLASYON, İŞSİZLİK ve BÜYÜME olarak kabul edilir. İşte güncel veriler ışığında 2020 yılı ekonomik tahminleri ve olası senaryolar… Cumhurbaşkanlığı Yıllık bütce Programı’na göre Türkiye ekonomisi 2020 yılını yüzde 5 büyüme ile tamamlaması bekleniyor. IMF ve Dünya Bankası ise Türkiye’nin bu yıl yüzde 3 büyüyeceğini öngörüyor. 2019 yılının Temmuz ayından itibaren faizler enflasyonun düşüşüne paralel inmeye başladı. Geçen temmuz ayında yüzde 24 gecelik faizle Merkez Bankası bankalara borç verirken 2020 yılı şubat ayında belirlenen 10.75 faizle veriyor. Özellikle kamu bankaları görev zararı yazma pahasına vatandaşa uygun koşullarda kredi sunuyor. 2020 yılı kredi çekmek isteyenlerin biraz daha rahat olacağı bir yıl olabilir. 2020’de politika faizinde 150-350 baz puan daha azaltması bekleniyor. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 2 gün erkenden toplandı. Toplantının ardından Mart ayı faiz kararı açıklandı. Para Politikası Kurulu bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 100 bâz puan düşürerek yüzde 10,75’ten yüzde 9,75’e çekti. Böylece piyasalarda politika faizinin 2020’de yüzde 8,0 ila yüzde 6.0 arasında şekilleneceği öngörülüyor.
TÜRKİYENİN özel sektör dahil 434 milyar dolarlık dış borç stoku nedeniyle endişe kaynağı olmayı sürdürüyor, özel sektörün batık kredisi 156 milyar liraya ulaştı. Dünyaya yayılan korona virüsün bu şekilde devam etmesi durumunda önümüzdeki dönemde ekonomi üzerinde bir dizi olumsuz etkisi olacak: Yeni Ekonomi Programı’na göre, bu yılsonu için dolar kuru beklentisi 6.35 lira. Ancak dün 6.49 liraya kadar çıktı. Bu artış, dolarla borcu olan şirketleri zorlayacak. Çünkü Türkiye’nin kamu ve özel kesim brüt dış borç stoku 434 milyar dolara ulaştı. Türkiye geçen yıl turizmden 34.5 milyar dolar gelir elde etti, 2020 yılı için 42 milyar beklenti vardı, Dünyanın bu şartlarda seyahat özgürlüğüne kısıtlama getirmesi kaçınılmaz. Son dönemde Avrupa kıtasında görülen yeni tip korona virüs (Kovid-19) vakalarındaki artış nedeniyle bu kıtada yer alan Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, İsveç, Avusturya ve Hollanda ÇİN, GÜNEY KORE, İTALYA, İRAN ve IRAK Ülkelerine uçuş yasağı getirilmişti. Son olarak bu sayıya AZERBEYCAN, GÜRCİSTAN ve BULGARİSTAN. Bu yasağa 6 tane ülke daha ilave edildi. İngiltere, İsviçre, Suudi Arabistan, Mısır, İrlanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle uçuşlar yasaklandı. Bizim turizm girdilerimizin yoğunluğunu Rusya ve Avrupa olduğunu düşünürsek turizm gelirinin bir hayli düşeceğini bilmekte yarar var. Bu yıl yaz aylarına kadar korona virüse çözüm bulunamaması durumunda insanların seyahat etmeleri zorlaşacağı için; Türkiye’nin turizm ve üretim geliri düşecek. Bu da cari açığı olumsuz etkileyecek. Ayrıca turizmdeki olası bir gerileme, turizm ve işletme tesislerinde çalışan binlerce işçi için de işsizlik anlamına geliyor. Ayni zamanda turizm sektöründe bir kişinin tüketimi 54 kalem malı etkiliyor bu sanayi sektörünü de etkilemesi anlamına geliyor.
Hükümet, bu yıl için yüzde 5 büyüme öngörüyordu. Ancak virüs etkisi ile ithalattaki azalma ve üretimdeki düşüşle birlikte büyümenin de aşağıya ineceği belirtiliyor. Bu yıl için beklenen işsizlik oranı yüzde 11.8. Ancak bu hedefin tutması çok zor. Son olarak 2019 işsizlik oranı 13.7 olarak açıklandı. Bütçenin de olumsuz etkilenmesi bekleniyor. Bütçenin bu yıl 138.9 milyar lira açık vermesi öngörülüyordu. Ocakta bütçe 21.5 milyar lira fazla verdi. Ancak bunda Merkez Bankası’ndan aktarılan 35.2 milyar lira kâr payı avans tutarı ile 5.3 milyar lira ihtiyat akçesi etkili oldu. İşsizlik 2020 yılında Türkiye’nin en büyük Makro Ekonomik problemi desek abartmış olmayız. Genç işsiz oranımız yüzde 26.1! Genel işsizlik oranımız ise TÜİK tarafından yüzde 13.8 olarak açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı 2020 yılında işsizliğin yüzde 11.8 seviyesine ineceği görüşünde. Bekleyip göreceğiz… Türkiye’de resmi işsiz sayısı son bir yılda 4 milyon 466 bine yükseldi. Türkiye kendine yetecek, sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme temposunun yerleşmemiş olmasının, sancılarını çekmektedir. Yüksek DOLARİZASYON, kırılgan ekonomik yapısıyla kamu bankalarının finansman desteğine, bağımlılık ölçeğinde gereksinim duymaktadır. Türkiye’nin iç ve dış riskleri ekonomi üzerindeki etkinliğini korumaktadır. Ülkemizin görünümü güven kanallarında iyileşme daha sınırlı İnşaat sektörü güven endeksindeki bozulma devam ederken, perakende sektörü vergi indirimlerinin de etkisiyle daha olumlu. Beyaz eşya, otomotiv ve konut satışlarında daralma devam ediyor. Ancak daralma hızları faiz teşviki ile yavaşladı. Türkiye Ekonomik olarak haftalık faiz oranı son faiz indirimi ile 9.75 oldu, fakat yıllık enflasyonu, Mart ayında 11.84 çıktı bununda ilerleyen zamanda sıkıntı yaratma endişesi var. Bunun nedeni ise bizim ithalatımız çok ihracatımız azdır, onun için kısmen enflasyonun üstünde faiz vermemiz gerekmekteki dışardan döviz girdisi (yani sıcak para girsin) olsun. Ülkemizde turizm geliri düşecek sektörde çalışanlar işsiz kalacak Ekonominin çarkları yavaşlıyor üretin azalıyor Allah milletimize sabırlar versin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.