Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

Almanya-Türkiye Gerginliği Geçici Değil

24 Eylül’de genel seçimlerin yapılacağı Almanya’da siyasi partilerin genel başkanları ve başbakan adayları Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaktan yanalar.Özellikle iktidarının ilk döneminde büyük destek verdikleri AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı aleyhtarlığı zirvede. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başdanışmanı Kalın ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu başta, iktidar bu aleyhtarlığı seçim propagandasına yorarak seçimden sonra normalleşmenin geleceğini söylüyor. Ama kazın ayağı ne yazık ki öyle değil. Almanya, Türk yöneticiler konusunda barut fıçısı gibi! Hala Suriyeli sığınmacıların salıverilme tehdidini hazmetmiş değiller.

Konuya uzaktan bakan biri olsak hemen “Alamangâvuru işte, ne olacak. Türk ve Müslüman düşmanlığı yapıyor!” denilebilir. Ama Almanları tanıyan birinin tecrübesi önemlidir. Almanya’da kurmay subay namzetleri ile 2 yıl birlikte okumuş, acı ve tatlı günlerini paylaşmış, birlikte ders dinleyip ödev yapmış, birlikte seyahat etmiş, birlikte futbol-basketbol-voleybol-hokey oynamış, yüzmüş ve saunaya girmiş biri olarak, Almanları çok iyi tanıyorum.

Üstelik 1988-1991 ve 1994-1997 dönemlerinde Almanya’da bulunduğum sürede soğuk savaşın sona ermesini bu ülkede sayısız imkânlarla izlemiş, ilk Irak krizi ve sonrası gelişmelerde 12 Eylül ara döneminden beri süre gelen Türkiye’ye karşı limoniliği yaşamış, o dönemlerde her gün 6-7 günlük Alman gazetesini okuyan biri olarak diyorum ki, şu andaki Almanya’nın Türkiye karşıtlığı tarihte olmadığı kadar katlanarak büyümektedir.

Yukarıda belirttiğim tarihlerde bulunduğum Almanya’da, hiç sevmedikleri 12 Eylülcülere rağmen, Alman siyasetçiler Türkiye’yi bu dönemdeki kadar pruvaya almamışlardı. Aslında AKP iktidarı şayet iki ülke arasındaki gerilimin artmasını kasten yükseltmeye çalışmıyorsa, tarafsız bir araştırma merkezine inceletmelidir. Tabii ki üniversitelerden Almanya-AB ile ilgili enstitüleri olanlar da doktora ve Y. Lisans tezleri ile konuyu araştırmalıdırlar.

Bu araştırmaların uzun süreceği düşünülüyorsa, o zaman biraz empati yaparak Alman siyasetçilerin tamamının Türkiye karşıtlığının sebebi bulunmalıdır. En basit yolu da Türkiye’de çok sayıda var olan Alman firmalarının Türk ve Alman yöneticilerinin görüşünü almaktır. Tabii ki iyi yetişmiş ve iktidara dalkavukluk yapmayan sefirlerimizin de…

“Almanya FETÖ’cülere destek veriyor, istediğimiz ama teslim etmiyor. Suçlu olan kendileridir!” diyerek kendimizi ve milleti kandırabiliriz. Ama her demokratik ülkede isnat edilen suça fiilen karışmamış (silah ve zor kullanmamış, kimseyi tehdit etmemiş, darbeci veya terörist olduğu açıkça bilinen kişi veya gruplara silah/maddi destek vermemiş vb) kişiler uzun süreyle tutuklanamazlar. Bizde FETÖ darbe süreci sonrası OHAL’le birlikte bunlar yaşandı.

FETÖ’nün elebaşı ABD’de. Çoğu darbeye fiilen karışmamış kişiler Almanya’da. Alman silahlı kuvvetleri Alman Parlamentosunun ordusudur. Parlamentoda Bundeswehrbeauftrag diye, bizde bulunmayan “TSK’da insan haklarını izleyen” bir komisyon vardır. Bu komisyon, bırakın fiziki veya sözlü tecavüzü, astlara küçümseyerek bakılmasını dahi takip etmekte, kendisine ulaşan şikâyeti o askerin 2. Üst amirine bildirerek rapor istemektedir.

İşte bu parlamento heyetinin Türkiye’nin izni ile İncirlik’e yerleşen Alman Tornado Filosu’na gitmesine “Hayır!” dedik. Ama Türkiye’ye FETÖ olayı yanında Suriye’de ve Irak’ta her türlü oyunu göstere göstere oynayan ABD’ye bir şey yapamadık. ABD devlet adamları İncirlik’e istedikleri zaman geldiler. Almanların bu çifte standartı görmemesi mümkün mü?

Anayasa Değişikliği Referandumu öncesinde Türk bakanların izinsiz toplantı yapmaları da Almanya’yı rahatsız etti. Hele de izin verilmeyince bunun referandum için malzeme yapılması oldukça zorlarına gitti. Kendilerini “alet edilmiş” gibi gördüler.

Son Söz: Almanya’da oy verilmeyecek partileri belirterek gerilim derinleştirileceğine, keşke seçilerek Alman siyasetinde söz sahibi olabilecek ve Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye yardımcı olabilecek Türkiye kökenli Alman vatandaşları bulabilseydik! Yazıktır ki, 15 yıllık AKP döneminde Almanya’da bu kıratta bir kişi bile hazırlanamadı. Asıl yanlış olan budur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Celalettin YAVUZ Arşivi
SON YAZILAR