Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

Prof.Dr. Celalettin YAVUZ

Askerden ‘Uzman’ Olmaz mı?

HAVELSAN’ın “Modern Deniz Sistemleri – Harp Gemileri” başlıklı, “Dünya Askeri Dünya Teknolojiler Ansiklopedisi” elime geçti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından “prestij” kitap olarak, hatırlı ziyaretçilere takdim ediliyor. Devasa boyutta, kuşe kâğıt, ciltli, 656 sayfalık cafcaflı bir yapıt yani. Kapakta ve iç kapakta “Yazar” görüntüsü verilen, daha sonraki sayfalarda ufacık harflerle “Editör”ünün Sami Atalan olduğu yazılı. Keşke en azından iç kapağa “Editör: Sami Atalan” yazdırtsaydı… İlk takıldığım yer bu oldu!

Editör yardımcıları Bahadır Tokgöz, Mahmut Bölükbaşı. Her üçü de M5 ve MSI gibi askeri alanda faaliyet gösteren dergilerin kurucusu, yöneticisi ve yazarı. İki editör yardımcısı ayrıca bir zamanlar Harp Akademileri bünyesindeki Stratejik Araştırmalar Enstitüsü mezunu ve barut kokusuna yabancı değiller. Ama Deniz Harp Silah ve Araçları terminolojisinde sıkıntı var!

Oldukça maliyetli ve gösterişli çalışmada asker parmağı, özellikle de deniz subaylığı yapmış birinin katkısı yok! Katkıda bulunanlardan biri akademisyen Esra Pakin Albayrakoğlu. Stratejik konularda çalışmışsa da harp silah ve araçları konusunda değil. Diğerleri gazeteci Nesli Ergün ve Özgür Ekşi. Her ikisi de ekibin üyeleri gibi savunma sektöründeki bir derginin emektarları.

Grafik tasarımcı da (Yasemin Şahin) var. “Acaba bir danışman var mıdır?” diye kitabı inceledim. Ne yazık ki yok! Bir “kamu” şirketi ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağlı HAVELSAN’ın “prestij” dokümanı özelliği taşıyan bir “eser”de bir asker katkısının bulunmayışını anlayabilmek mümkün değil. Varlık içinde yokluk çekilmiş!

Anlaşılan o ki editöre; “Para bizden, sen istediğin kişilerle çalış!” denmiş. Çalışmanın askeri terminolojiye, özellikle de önemli farklılıkları bulunan deniz harp silah ve araçları açısından uygun terminoloji kullanılıp kullanılmadığına bakılmayıp cafcaflı olması tercih edilmiş.

Özellikle Alman, Amerikan basımlı pek çok benzer kitaplara sahip olan birisiyim. Bu tür “özel” kitaplarda mutlaka işin ehli, yani bu harp silah ve araçları konusunda tecrübe sahibi (asker, denizci) meraklı yazarlar veya en azından danışmanlar yer alır.

Deniz Ataşe Birliği Başkanı (Doyeni) iken Almanya’da hediye edilen “Die Schiffe, Fahrzeuge und Flugzeuge der deutschen Marine von 1956 bis heute” (Alman Bahriyesinin 1956’dan Günümüze Gemileri, Araçları ve Uçakları) başlıklı, piyasada satılan kitabın iki yazarı (Gerhard Koop, Siegfried Breyer) Alman Deniz Kuvvetlerinde harpler de dahil görev almışlar.

Büyük boyutta, 280 sayfalık 6 ciltten oluşan Erich Gröner’in “Die deutschen Kriegssciffe 1815-1945” başlıklı kitabındaki iki yardımcısı (Dieter Jung, Martin Maass) da deniz harp ve silahları üzerinde uzman. Gene de deniz subayları, deniz tarihi araştırmacıları ve tersanelerle dirsek temasında çalışılmış. Anlayacağınız çalışmada deniz tuzu tadı var!

Keza “Sea Power” (Deniz Gücü) Amerikalı Elmar B. Potter ve Amiral Chester W. Nimitz tarafından yazılmış 1.200 sayfalık, büyük boyutlu ama piyasada satılan harika bir eser.

Aslında kendi kütüphanemde bunlardan oldukça var. Sadece iki örnek verdim. Gelelim HAVELSAN’ın prestij kitabına: Amfibi Taarruz Gemileri bölümü altında her bir ülkenin bu tip gemisine bir sayfanın dörtte biri veya en fazla yarısı ayrılırken, İspanyol Juan Carlos I’e 2 tam sayfa ayrılmış. Kitap 2015 basımlı, ama daha geçenlerde Türkiye bu tip gemi inşası için İspanya ile anlaşma imzaladı! Buna dikkat çekmemek mümkün mü?

Denizciler çalışmada yer alan “Gemisavar” yerine “satıhtan satha”, “mürettebat” yerine “personel” ifadesini kullanır. Dahası var ama bunları değiştirmekle bile kitap daha sevimli hale getirilebilirdi. Bu kitap neticede Deniz Harp ve Silahları hakkında araştırma yapacak Türk araştırmacılara kaynak olacak.

Son Söz: Kitapta emeği geçenlere teşekkürler. Eleştirim HAVELSAN ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na! Ekibe nasıl olur da en azından “Danışman” sıfatıyla bu işleri bilen bir deniz subayı yerleştirilmez? Milletin sırtından oldukça maliyetli bir çalışma var ama “Varlık içinde yokluk!” çekilmiş. Sizce “Asker bu işten anlamaz mı?” Ya İspanyol Juan Carlos’un reklamı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Celalettin YAVUZ Arşivi
SON YAZILAR