Türkiye'nin sorunu; LİYAKAT - SADAKAT - ADALET - ZİHNİYET!
Kıymetli okurlar, köşe yazısı kaleme almayalı tam iki ayı geride bıraktık. Yaz mevsiminin son dönemlerinde biraz dinlenelim istedik. Tekrar yazmaya niyetlenmiş iken bu seferde ağır gribal enfeksiyon geçirdik. Çok şükür toparlandık. Her ne kadar iki ay köşe yazısı kaleme almasakta, kafamızı dinlemek istesekte, gribal enfeksiyon geçirsekte, gündemi her yönüyle yakinen takip etmeye devam ettik. Ve yeniden bismillah diyerek yazmaya başladık...
***
15 Ağustos 2016 tarihinde kaleme aldığımız "15 Temmuz günü yaşananlar darbe girişimi mi, yoksa terör saldırısı mı?" başlıklı köşe yazımızda 15 Temmuz'da FETÖ tarafından gerçekleştirilen hain terör saldırısının nasıl adlandırılması ve değerlendirilmesi gerektiğine değindik. 15 Ağustos'tan bugüne kadar siyasi tartışma programlarını, kaleme alınan köşe yazılarını, ana haber bültenlerini, sosyal medya sitelerini dikkatlice takip ederek önemli izlenimler elde ettik.
7 Ağustos 2016 tarihindeki Yenikapı'da gerçekleştirilen "Demokrasi ve Şehitler" mitinginin önemi ve değeri yitirilmiş, sadece sözde anlamı kalmıştır!
***
Türkiye kritik bir süreçten geçerken siyasi tartışma programlarında ki konukların takındıkları üslup, sarf ettikleri kelimeler ve dışa yansıyan beden dili toplumu iyice geriyor, gruplaştırıyor ve kutuplaştırıyor. Topluma mal olmuş üst düzey bürokratların, akademisyenlerin, eğitimcilerin, gazetecilerin, yazarların, tarihçilerin, siyasilerin ve sayabileceğimiz bir çok alanın uzmanların bu tip tutumları sürdürmesi kime ne katkı sağlayacaktır?
Her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğu bir zamanda ayrıştırıcı tartışmalardan uzak durmak gerekiyor. Emperyalist düzene boyun eğmemek, küresel gücün taşeronu olmamak için birliğin ve beraberliğin korunması zaruri bir hal almaktadır.
***
FETÖ, 15 Temmuz terör saldırısı öncesinde nasıl yapılandığı, devlete nasıl sızdığı veya sızdırıldığı, 15 Temmuz terör saldırısı ve sonrasındaki OHAL kampsamında açıklanan Kanun hükmündeki kararnameler konusunda farklı pencereden bakılmakta, yanlış yorumlanmaktadır. Türkiye'nin temel sorunlarını ele alırken, bir çok kişi kendi dünya görüşünü göz önünde bulundurarak değerlendirmektedir.
Türkiye'nin yaşadığı en büyük dört sorun, LİYAKAT - SADAKAT - ADALET - ZİHNİYET konusudur!
***
Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim Nisâ Suresi 58. ayetinde şöyle buyuruyor, "Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir."
Devlet kademelerine yerleştirilen, yerleştirilirken yapılan görev dağılımı LİYAKAT baz alınmalıdır. Sadece bununlada yetinmeyip, göreve getirilen veya atanan kişi veya kişiler verilen görevin bilincinde olup tam olarak SADAKAT gösterilmelidir. Liyakata dayalı göreve getirilen veya atanan kişi, sadakatini gösterdikten sonra da ADALETLİ davranmak ve ADALETİ gözetmek mecburiyetindedir.
***
Şu bu görüşten, diğeri bilmem ne partisinden gibi ayrıştırıcı tutumu derhal bırakmalı, sımsıkı kenetlenmeliyiz. Bu gibi çürümüş ZİHNİYETLERİ içimizden söküp atmalı, liyakat, sadakat ve adalet anlayışını hakim kılarak ortak noktada buluşmalıyız.
Nedir ortak noktamız?
TÜRKLÜKTÜR!
TÜRKÇEDİR!
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİDİR!
Kısaca Anayasamızın ilk dört maddesi ve mevcut parlementer sistemdir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.