Unutulmayan Bakan Ülkücü Şehit Gün Sazak!
Bugün ki köşe yazımda inanç, samimiyet, ahlak, fedakarlık, millet ve vatanseverliğin sembolü olmuş bir dava adamını yani Gümrük ve Tekel Bakanı Ülkücü Şehit Gün Sazak'a yer vermek istiyorum.
Gün Sazak, eski milletvekillerinden olan Emin Sazak'ın oğlu olarak Eskişehir'de dünyaya gelir. İlk ve orta tahsilini Eskişehir'de tamamladıktan sonra babası onu Ziraat mühendisliği okuması için Amerika'ya gönderir. Diplomasını alıp yurda döndükten sonra toprak işleri ile uğraşır ve Amerika'da öğrendiği modern teknoloji ile işlerini geliştirir. İşlerini düzene koyduktan sonra Ankara'ya yerleşir ve İnşaat müteahhitliğine başlar.
1970'li yıllarda Türkiye'de sol akımlar hız kazanmaktaydı. Komünistlerin, siyonistlerin ve emperyalistlerin talebe hareketleri ile ülkenin huzurunu bozarak tahribatlara yol açılıyordu.
Gün Sazak, devletini ve milletini seven bir dava adamı olarak bu tip yıkıcı faliyetlere karşı mücadele etmek, mücadele edenler içinse yardım ediyordu. Bu sıralarda Başbuğ Alparslan Türkeş ile tanışır ve Milliyetçi Hareket Partisi saflarına katılır. Bir müddet sonra MHP'de Genel başkan yardımcılığına yani Başbuğ Alparslan Türkeş'in yardımcılığına getirilir.
Dürüst, ilkeli, yüksek ahlaklı ve sağlam karaktere sahip olan Gün Sazak, kısa zaman içinde gerek MHP'de gerekse ülke genelinde sevilen bir insan olmayı başardı. Yardımseverliği ve cömertliği ile tanınan Gün Sazak, ''ağa'' olarak anılmaya başlar.
Gün Sazak, ailelerinden gelen yetersiz maddi destekle üniversite tahsilini yapmaya çalışan ülkücü kardeşlerine maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen büyük bir dava adamıydı. Ülkücü kardeşlerinin ''ağası'' idi. Hatta Gün Sazak'ın şöyle bir sözü vardır: ''Evet ben ağayım. Allah'a şükürler olsun ki ben Türk töresine göre ağayım ve bununla gurur duyuyorum.''
Yıl 1977. Ülke siyasi istikrarsızlıklar içerisinde çalkalanıyor, anarşi, rüşvet ve yolsuzluklar had safhaya ulaşıyordu. Bakan konumundaki kişilerin yolsuzlukları tek tek yayınlanıyordu.
Gelişen bu vahim süreç içerisinde Süleyman Demirel, 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti'ni kurar. Milliyetçi Hareket Partisi'de koalisyon ortağı idi. Başbuğ Alparslan Türkeş, Gün Sazak'ı milletvekilli seçilememesine rağmen parlamento dışından Gümrük ve Tekel Bakanı yapar.
Gün Sazak'ın Gümrük ve Tekel Bakanlığına getirilmesiyle birlikte kendisini çok zor günler bekliyordu. Zira ülke genelinde rüşvet ve yolsuzluklar tavan yapıyordu. Kaçakçılığın ve karaborsanın da had safhaya ulaştığı o yıllarda, büyük vurgunlar ve soygunlarda gerçekleşiyordu. Görev yaptığı 5,5 ay süre içerisinde bakanlığa sağlam karaktere sahip insanları yerleştirerek idealist kadro oluşturuyordu ve kuş uçurtmuyordu. Kaçakçılığa geçit vermiyor, bazı sebeplerden ötürü değiştirilemeyen bakanlığın eski rüşvetçi memurların korkulu rüyası oluyordu.
Sorumlu olduğu Gümrük ve Tekel Bakanlığında kurulan şer şebekeyi kısa süre içerisinde çözen Gün Sazak şöyle diyordu: "Kaçakçılık sistemi devlet memurlarının himayesi altındadır. Bu memurların arkasında umulmadık yetkililer var. Onları belirleyecek kişiler de şebekenin bir parçası durumunda. Üstelik çok güçlüler. Ben herşeyi göze alarak ve kimsenin gözünün yaşına bakmadan bu şebekeyi dağıtmaya kararlıyım. Dürüst bir kadro kuracağım. Milletvekillerinden gelecek tepki ve talepleri dinlemeyeceğim."
İlkeli, disiplinli ve kararlı bir dava adamıydı Gün Sazak.
Gün Sazak, kısa bir zaman içerisinde Gümrük ve Tekel Bakanlığında ki şer şebekeyi çökertir, bütün kaçakçılığın önünü keser ve sözünün eri olduğunu ispatlar!
Gümrük ve Tekel Bakanı olan Gün Sazak'ın bu kararlı duruşu kaçakçılıktan trilyonlar kazanan şer gücün patronlarının zarar etmesi zorlarına gitmiş olmalı ki, kızıl katil komünistlerle, dev-sol örgütüyle haince ve kahpece plan yapılarak yeni bir cinayet şebekesi oluşturuldu.
27 Mayıs 1980 tarihinde, Saat 21:15 civarında Gün Sazak ve eşi, Ankara – Kavaklıdere'deki evine gelirler. Kiralık katillerin açtığı çapraz ateşle Gün Sazak'ın sırtına isabet eden 8 – 10 kurşunla eşinin gözleri önünde şehit edilir.
Ertesi gün, MHP Genel Merkezi önünde yapılan cenaze töreninden ve Ankara Hacı Bayram Camii'nde kılanan cenaze namazından sonra memleketi Eskişehir'de toprağa verilir. Cenaze törenine yaklaşık 300.000 kişi katılır. Tekbir sesleri ve gözyaşları ile ''ağaları'' olan ÜLKÜCÜ ŞEHİT GÜN SAZAK'I son yolculuğuna uğurlanır.
Ne diyor Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU Gün SAZAK'A yazdığı AĞIT şiirinde;
Kurudu gözde pınarlar, canım içre canım gitti.
Devrildi iri çınarlar, nice gül fidanım gitti.
Bölünmesin diye millet, baki kalsın diye devlet.
Dağlar gibi kemikle et, seller gibi kanım gitti.
Param parça idi ruhum, ellerinde bir güruhun.
Tufanı bumudur Nuh'un, diye arşa ünüm gitti.
Hey yakınlar uzaklar, bekler pusular tuzaklar.
Tayfuna dönsün Sazaklar, göz ışığım Gün'üm gitti.
Yetim kaldı körpe çağam, feryadımı nice boğam.
Gün doğmak üzere ağam, gün batarken inim gitti.
Bu bir nesildir sürekli, gözü pek çatal yürekli.
ZOR GÜNLERİMDE GEREKLİ, TUĞ GİBİ BEŞ BİNİM GİTTİ.
Sakarya, esti yiğitler, bağrı kan süslü yiğitler.
Süphan göğüslü yiğitler, gittiyse benim gitti.
Unutulmayan Bakanımız ülkücü şehit Gün SAZAK'ı şehit edilişinin 36. sene-i devriyesinde rahmet, minnet ve dualarla anıyorum. Ruhu şad.
Yazıma son vermden önce 27 Mayıs ülkücü şehitler günü ile bitirmek istiyorum.
Ne diyor mektubunuda ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu, "Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar." Bu anlayış ve inanç ile yarım asırlık bir maziye sahiptir kutlu davamız. Dolayısı ile Rehber Kuran, hedef Turan parolası ile kutlu yola çıkan ve bu kutlu yolda 5000 küsür şehit verendir Milliyetçi ülkücü hareket. 27 Mayıs ülkücü şehitler gününde ilk şehidimiz Ruhi Kılıçkıran'dan Fırat Yılmaz Çakıroğlu kardeşimize kadar tüm ülkücü şehitlerimizi rahmet, minnet, saygı ve dua ile anıyorum. Ruhları şad olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.