Çapsız TTB savunucuları ve yine haklı çıkan Devlet Bahçeli
Türk Tabipleri Birliği, hep bölücülerle ve terör örgütleriyle ilişkisi tartışılan oldu ve olmaya devam ediyor. Ama TTB’nin en çok tartışıldığı iki dönem olmuştur. Bunda da MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin çok büyük katkısı olmuştur. Birincisi, iki yıl önce Suriye’deki terör örgütü PKK’nın kollarını korumak için yapmış oldukları basın bildirisiyle, ikincisi de sağlıkçılar arasında bölücülük olacak “siyah kurdele” eylemi ve sürekli kaos yaratmaya dönük bu süreçteki açıklamalarıyla olmuştur. Tabi bunlar dışındaki aylarda ve yıllarda da sağlık alanındaki çalışmalarla ilgili değil, terör örgütü PKK’ya sahip çıkan faaliyetleriyle anılmışlardır. Lafı, sözü hiç uzatmaya gerek yok. TTB, terör örgütü PKK’nın güdümündedir ve HD(P)KK karargâhı olarak kullanılmaktadır. Taktıkları “sağlıkçı, doktor, hekim” maskeleriyle bağlılıkları, hizmetleri her daim PKK’ya ve onun yan örgütlerine olmuştur.
Tartışıldıkları yönleri bu iken TTB’de yaşanan son seçimler ve yeni seçilen başkanın PKK sicili âdeta “TTB’nin çizgisi budur, bunu kimse değiştiremez” mesajı olmuştur. Bugüne kadar seçilen tüm başkanların sicili PKK’da birleşiyordu ama bu yeni seçilen başkanın sicili en kabarık olanıdır.
TTB’ye yeni seçilen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 2018 yılında “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış birisidir. Aldığı cezanın gerekçeli kararında ise “Suçun işleniş şekli ve özelliği sanığın suç tarihinden hemen önce ve sonrasında vermiş olduğu röportajlarında kullanmış olduğu ifadeler, suça konu bildiri içeriğiyle örtüşecek şekilde TSK’nin tamamen savunma ve güvenlik amaçlı bölgedeki faaliyetini vahşet, soykırım girişimi, savaş suçu ve Kürt halkına topyekun saldırı olarak ifade etmesi, bölgede PKK/KCKsilahlıterör örgütü tarafından yapılan hendek kazma eylemlerini övmesi, öz yönetim anlayışına sahip çıkması” ifadeleri yer almıştır.
Duruşmasına desteğe gelen ise HDP Milletvekili Züleyha Gülüm ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu idi…
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, aldığı bu bölücülük cezası yüzünden İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki görevinden zorunlu emekli olmak durumunda kalmıştı.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, aynı zamanda Türkiye İnsan Hakları Vakfının (TİHV) başkanlığını yapıyor ve oradaki tüm faaliyetleri de bölücüleri, terör örgütlerini korumak adına gerçekleştiriyor. Bu vakıf, İnsan Hakları Derneği (İHD) ile birlikte PKK’lılara sahip çıkmak adına “Cizre raporu” hazırlayarak Türkiye’yi Batı’ya şikâyet etmişti. Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın kızı Kardelen Fincancı da o dönem annesinin bu yaptığını “Beklediğimiz bir şeydi.Kürtillerinde yapılan katliamları Batı’ya aktaran herkes için bu gibi uygulamalar planlanıyor. Annem için de bahane arıyorlardı ve rapor onların sabrını taşıran son damla oldu” şeklinde savunmuştu.
“Nerede PKK, Şebnem orada” dersek, inanın Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın çalışma sahasını çok net işaretlemiş oluruz.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın terör örgütü PKK’nın kapatılan Özgür Gündem gazetesine destek kampanyasında “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” olması da sicilinde vardır. Bu olaydan da yargılanmıştır.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı sıkı bir teröristbaşı Öcalan hayranıdır.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Avukat Eren Keskin, Avukat Ayşe Batumlu, İnsan Hakları Savunucusu Hürriyet Şener, Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Batman Milletvekili Ayla Akat, TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker ve Siyasetçi Ayla Yıldırım’ın oluşturduğu, 2012 yılında kurulan ‘Barış İçin Öcalan’a Özgürlük Platformu’nun da bir mensubudur.
Şebnem Korur Fincancı, PKK’nın yayın organı Yeni Özgür Politika’ya “Savaşın son bulması için, atılacak en önemli adımın, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması” sözleriyle haber olmuş birisidir.
TTB’nin yeni Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın bir başka özelliği sözde Ermeni soykırım iftiralarını canla başla savunmasıdır.
Hrant Dink Vakfının düzenlediği konferansta “Bunu belki yaşananlarla tek tek yüzleşerek geleceğe doğru bir dönüş için kullanabiliriz. Elbette 1915 ama mesela 1800’lerin sonlarında başlıyor Ermenilerle ilgili saldırılar ve soykırımlar. Onunla yüzleşmeden biz Yahudilere yapılanları, ondan önce de 6-7 Eylül olaylarını çözmemiz gerekiyor” cümlelerini kuran, 2008 yılında da “Özür Diliyorum” kampanyasına destek vererek 1915 olaylarında Türkiye’nin Ermenileri katlettiği yalanını dillendiren bildiriye 35 sözde aydınla birlikte imza veren birisidir.
Zaten CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu onu Evrensel gazetesinde özel yazı yazarak şu şekilde övüyordu: “Mücadelesinde daima hakkın ve haklının yanında olmuş, mesleğimizin yüz akı olmayı başarmış ve terazisi daima doğru tartmışlardan.”
Hatta Şebnem Korur Fincancı’nın terör örgütü PKK’ya sahip çıkan “Cizre Raporu” için, o yazı içinde “79 gün süren sokağa çıkma yasağının hemen ardından Cizre’ye giderek bir ön inceleme raporu hazırlamasını mı? Saymakla bitmez. Tüm meslek yaşamında olduğu gibi Cizre’de de gerçeklere ışık tutmayı başardı” şeklinde destek vermişti.
Ayrıca terör örgütü PKK’nın kapatılan yayın organı Özgür Gündem’de “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” olduğu için Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasından dolayı da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve hükümeti hedef alarak şunları yazmıştı: “Ey muktedir, daha doğrusu kendini muktedir sanan diktatör; bu ve benzeritutuklamalarla iktidarını devam ettireceğine inanan sen, bu defa tongaya bastın ve Şebnem Korur Fincancı gibi bir ismi, Özgür Gündem Gazetesi’ne destek amaçlı bir günlük genel yayın yönetmenliğini gerekçe göstererek tutukladın.Korkutacağını sandın belli ki.”
Al Canan’ı, vur Şebnem’e yani…
Her ikisi de Ermeni, HDP, PKK, DHKP-C, YPG, PYD sevdasında birleşmiş yoldaşlar…
İkisi de Türk değil, ikisi de nerede Türk düşmanlığı varsa orada peydah olan tipler…
Şebnem Korur Fincancı’nın bir başka sicili de birçok Türk askerinin hayatını karartan ve FETÖ’nün kumpası olan Ergenekon davasına birey olarak tek müdahil olan isim olmasıydı. Bu durumu da FETÖ’nün kapatılan gazetesi Zaman’a “Ben hâlâ teşhir edilmesi gerekenler olduğunu düşünüyorum. Teşhir edilecek olan insanların şu anda bir biçimde yüceltildiğini ve onlarla işbirliği yapıldığını görüyoruz. O yüzden iyi ki yapmışım o zaman diyorum. Bugün olsa gene yaparım” diye savunmuştu.
Artık CHP milletvekilleri bile TTB’nin bu haline isyan eder hale gelmiştir. Asker kökenli olan ve Ergenekon mağduru olan CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, yeni seçilen TTB Başkanı’na “Evlatlarımızın katili Öcalan’a özgürlük isteyen, yetmez ama evetçi, dilinden insan hakları ifadesini düşürmeyip benim de yargılandığım kumpas dava Ergenekon’da müdahil olan Şebnem Korur Fincancı’yı Başkan seçen Türk Tabipleri Birliğini tebrik ediyorum” mesajını paylaşarak tepki göstermiş…
Hadi Kemal Kılıçdaroğlu çıksın kendi milletvekiline de “Yani Kovid-19 ile mücadele edenler, hayatını bu işe vakfedenler terörist oluyor değil mi? Hayatımda duyduğum en saçma söz” tepkisini göstersin…
CHP kendi oklarında vurulan parti olmuştur. Bakalım yeni TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya nasıl sahip çıkacaklar?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “TTB kapatılmalı” açıklaması sonrası, TTB’ye en çok sahip çıkan siyasiler ve bazı sanatçı bozuntuları, sicili bu kadar karanlık olan ve düşüncelerinde hiçbir değişiklik yaşamayan Şebnem Korur Fincancı’nın TTB’ye yeni başkan seçilmesi hakkında, ne yorum yapacaklar acaba?
Bunların içine düştükleri hal, aynı fıkradaki gibi…
“Temel, komşusu İdris’in bahçesine girip, kümesten dört yumurta, iki piliç, iki de tavuk çalmış kaçarken, köpeğin havlaması üzerine suçüstü yakalanıp, hâkimin karşısına çıkarılmıştı!.. Avukatistediğini söyleyince hâkim kızdı. “Elbette hakkın amma... İnsaf yahu!..Ne yapacaksın avukatı!?.. İşte durum belli, her şey ortada!.. Suç delilleri elinde ve cebinde yakalandı!.. Avukat sana ne yapacak, ne söyleyecek?Nasıl savunacak seni ki!?.. Temel boynunu büküp söylendi. “-Vallahi hâkim bey! Aslında ben de onu merak ediyorum ya!?..”
TTB’yi ziyaret ettiği gün, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin TTB hakkındaki açıklamalarını “Yani Kovid-19 ile mücadele edenler, hayatını bu işe vakfedenler terörist oluyor değil mi? Hayatımda duyduğum en saçma söz” diye eleştirdiğini sanan Kemal Kılıçdaroğlu!
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin TTB hakkındaki açıklamalarına inat, görevinden yeni ayrılan TTB Başkanı Sinan Adıyaman’ı telefonla arayarak destek veren Meral Akşener!
Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’e uyumlu yancı olmak adına MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi “Diğer ortak da boş durmuyor. O da kafayı doktorlara takmış. Saldırıp duruyor. Emin olun, bilmeyen eli kanlı bir terör grubundan bahsettiğini zanneder. N’oluyoruz...” diye eleştirdiğini sanan Ahmet Davutoğlu!
Televizyon programında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “TTB kapatılsın” ifadeleri kendisine sorulduğunda kahkaha atarak “Niye kapatılacakmış?” şeklinde cevap veren Temel Karamollaoğlu!
Bazı sanatçı bozuntuları, yazarlar, yorumcular, siyasiler TTB’nin yeni başkanının kim olduğu ortada, nereden geldiği ortada… Buyurun onun terör örgütü PKK ile çok açık ve net olan ilişkisi hakkında bir yorumunuzu alalım…
Gördünüz değil mi, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu konuda da haklılığı nasıl tescillendi!
Allah büyük işte…
TTB’nin bölücü örgütlerin elinde oyun hamuru haline geldiğinin tartışıldığı günlerde, en radikal bir şekilde terör örgütleri propagandası yapan, bu konuda sabıkası olan birisi TTB Başkanı oluyor.
Doktorluk mesleğinden daha çok, bölücü propaganda yapmayı meslek haline getirmiş Şebnem Korur Fincancı’nın TTB Başkanı olması, Türkiye’deki muhalefetin çapsızlığını, ihanet projeleri içinde nasıl figüran olarak kullanıldığını netleştirmiştir.
“Doktor maskeli” ihanet yuvası TTB’ye bu saatten sonra daha çok dikkat edilmelidir. Çünkü PKK kampından farksız olduğu bu son seçimle artık tartışmasız şekilde görülmüştür.
Türk milleti, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin TTB konusundaki haklılığını da, ona karşı çemkirenlerin çapsızlığını da herhalde çok net anlamıştır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.