Koronavirüs salgını sürecinde yaşananlar bir nevi bunlara nefes aldırmış oldu. Çünkü istismar alanı yaratıp, hizmet üretemeyişlerine bahane uydurmak için fırsat buldular. Artık ne olursa olsun “Hükümet bizi çalıştırmıyor, hükümet bize engel çıkarıyor” propagandası yapıyorlar. Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin yönetim kadrosu tüm propaganda stratejisini bunun üzerine kurdular. Hükümetin bazı noktalarda bunlara malzeme verdiği de bir gerçektir. Bizim toplumumuzda ekmek önemli bir gıda ürünü görülmesinin yanında kutsal da sayılır.

Bugün yazacağım konuyu zaten yazacaktım ama “Oda TV’nin besleme haberciliği” yazacaklarımı hızlandırdı. Koronavirüs salgını Türkiye’ye bulaştığı günden bu yana, Türkiye’nin diğer bir gündemi de hükümet ve CHP’li belediyeler arasında sürekli kavga yaşanıyor görüntüsü olmaktadır. Haberlerde, sosyal medyada ve yetkililerin yaptığı açıklamalarda ön plana çıkan hep bu olmaktadır. Belediyelerin yardım kampanyasıyla başlayan tartışmalar, son olarak belediyelerin ücretsiz ekmek dağıtması konusuna geldi. Bu durumdan rahatsız olduğum ve bazı CHP’li belediye başkanlarının istismarının artık gündemde kirlilik yarattığını düşünerek sosyal medya hesabımdan şu yorumu paylaştım:

“CHP’li belediyelere bedava ekmek dahi dağıttırılmıyor” şeklindeki algı bir an önce netleştirilmelidir. Birçok belediyenin ekmek fabrikası var, orası dağıtmayacak da kim dağıtacak? Bazı CHP’li belediye başkanları hiçbir şey yapamayışlarını bile bu algı üzerinden kapatıyor. Bir CHP’li belediye “ekmek dağıtıyoruz” derken, diğeri “Bize yasak geldi” diyebiliyor. Ortada kanun, kural ne ise AKP’li, MHP’li, CHP’li belediyelere eşit uygulanmalıdır... Aksi halde Ekrem İmamoğlu gibi çapsızlara gün doğar!

CHP beslemesi Oda TV isimli haber sitesi de bunu “AKP ve MHP arasında ekmek kavgası çıktı” başlıklı bir haber yaparak, ilk twitimi haber malzemesi olarak kullanmıştır. Oysa bir kavga için değil, ölçülerin netleşmesi adına bu yorumları yapmıştım. CHP’nin çapsızlığına vurgum da zaten çok net… Zaten haberin içeriği de AKP’li Mahir Ünal ve CHP’li Tuncay Özkan arasında… Oda TV bizi de algı tezgâhında kullanmaya çalışıyor aklı sıra… Hükümet bu süreçte Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı olarak üzerine düşeni yaparken, CHP’nin bu istismar tuzağına düşmemelidir. Şu an öyle bir atmosfer oluşturuldu ki, hükümet CHP’li belediyelere ücretsiz ekmek bile dağıttırmıyor, sanki her konuda engel çıkarıyor. Bu durum hem hükümetin çalışmalarını gölgeliyor, hem de çapsız CHP’li belediye başkanlarının istismarının önünü açıyor. Özellikle Ankara ve İstanbul’da CHP’li belediye başkanları hem istismar, hem mağdur rolüyle seçimleri kazanmadı mı?

İstanbul’da tekrarlanan seçimde mağdur rolünü çok iyi oynayan ve Kandil’in desteğini, HDP’nin %100 oyunu aldığı halde teröristbaşı Apo’nun tuhaf mektubunu istismarla kullanan ve oyunu 800 bin arttıran Ekrem İmamoğlu’nun durumu ve eski HSYK Başkanvekili ile “çocuk pornocusu” dedikleri adama parayla kaset, cd ve görüntü sattıklarının videosu ortada olduğu halde bu konu üzerinden bile mağduru oynayan Mansur Yavaş’ın durumu ders çıkarılacak örneklerdir.

İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları geldikleri günden bu yana gözle görülür bir şey yapmadılar ama bu tür polemiklerle, istismarlarla gündemde kalıyorlar. Hele Ekrem İmamoğlu hele o… Öyle bir şişirdiler, öyle bir şişirdiler ki, daha seçimi kazandığı ilk ayda balon gibi patladı. İstanbul’da yaşanan seldeki tatil ısrarı ve tatil pozları, belediye başkanlığından ziyade, Türkiye’nin her işine karışan boyundan büyük siyasi söylemleri, PKK-HDP çizgisini sahiplenmeleri, yalanları, ikiyüzlülükleri İstanbul halkında pişmanlık yaratmıştır. Mansur Yavaş ona göre daha kurnaz. Siyasi polemiklere girmiyor, seçimi kazanalı bir yıl oldu belediyecilik adına Ankara’da hiçbir şey yapmasa da sessizliği ve Ekrem İmamoğlu ile kıyaslanması onun başarılı gibi görünmesini sağlıyor. Adana’da da CHP’li Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a oy veren herkes pişman ama bir sonraki seçime kadar Adana halkı ona da katlanacak…

Koronavirüs salgını sürecinde yaşananlar bir nevi bunlara nefes aldırmış oldu. Çünkü istismar alanı yaratıp, hizmet üretemeyişlerine bahane uydurmak için fırsat buldular. Artık ne olursa olsun “Hükümet bizi çalıştırmıyor, hükümet bize engel çıkarıyor” propagandası yapıyorlar. Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin yönetim kadrosu tüm propaganda stratejisini bunun üzerine kurdular. Hükümetin bazı noktalarda bunlara malzeme verdiği de bir gerçektir. Bizim toplumumuzda ekmek önemli bir gıda ürünü görülmesinin yanında kutsal da sayılır. O yüzden bu konuda bir engelleme, bir yasak tepkiyle karşılanır. Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediyeleri ücretsiz ekmek dağıtmak istiyorsa çizilen sağlık kuralları neyse o sınırlara uyarak bırakın dağıtsın. Niye engelleme yapılır ki? Bir belediye koskoca ekmek fabrikası kurduysa elbette ekmek ihtiyacı buradan temin edilmelidir. Ya da bir engelleme ve bir yasak yoksa bunun izahı niçin net olarak yapılmaz ki?

Belediyelerin yardım toplama konusunda bir yasak varsa, bu konuda belirleyici kanunlar varsa hangi partiden olursa olsun buna herkes uymalı ve çifte standart yapılmamalıdır. “Ücretsiz ekmek” dağıtmak isteyen varsa da hangi belediye olursa olsun buna bir yasak getirilmemelidir.

Aksi takdirde propaganda çirkefliğini çok iyi beceren, son seçimlerde de bunu zafere dönüştüren CHP’ye bu konuda verilecek her malzeme, CHP’nin ihanetlerini, ikiyüzlülüklerini kapatmasında etkili olacaktır.

CHP’nin eline istismar malzemesi vermeyin, bu belediye başkanlarıyla şaşkın ördek gibi ortada kalacaktır.

Ekrem İmamoğlu’nun balon gibi patlamasıyla ondan umudunu kesenler, Mansur Yavaş’ı parlatmaya çalışıyorlar. Mansur Yavaş hiçbir şey yapmadan yerinde otursa bile “Merhaba Ankaralılar” diye twit atsa “Cumhurbaşkanı olacak adam” diye kuyruk oluşturuyorlar… Oysa İstanbul’daki selde Ekrem İmamoğlu nasıl Bodrum’da tatilde ise, Mansur Yavaş da Ankara’daki selde haftalarca İngiltere’de kızının yanında idi. Kimse onu konuşmadı. Niye? Çünkü Mansur Yavaş hayalet gibi davrandığı için… Ama Ekrem İmamoğlu bunu adeta İstanbul vatandaşıyla dalga geçer gibi kameraların önünde yaptı. Aradaki fark bu…

Hükümet bir an önce CHP’li belediyelerin hizmetlerini engelliyor görüntüsü verme konusunda dikkat etmeli, bunların istismarla prim yapma amacını ortadan kaldırmalıdır. Özellikle “ücretsiz ekmek dağıtma” konusunda toplumda bir tepkinin olduğunu görmelidir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun şehir hastanelerini eleştirme konusunda nasıl çuvalladığını, nasıl kıvırmaya çalıştığını hepimiz görüyoruz.

Karşımızda “Bu hükümet dünyanın en doğru işini yapsa bile alkışlayacak halimiz yok” diyen hastalıklı CHP zihniyetinin olduğunu görmek lazımdır. Hükümet koronavirüs salgını karşısında Avrupa’daki ülkelere örnek teşkil eden bir mücadele verirken, CHP gibi ruhsal sağlığı yerinde olmayan bir parti, bu mücadelenin önünde ayak bağı olmamalıdır.