Yıldıray ÇİÇEK

Yıldıray ÇİÇEK

KILIÇDAROĞLU ALMA MHP'NİN AHINI ÇIKAR İNCE İNCE!

CHP referandum öncesi bölücü terör örgütleriyle yanyana birlikteliğine bakmayıp, "Evet çıkarsa Türkiye bölünür" propagandası yapıyordu. "Evet" çıktığı andan itibaren CHP'de bölünmeler, istifalar, gruplaşmalar başladı.

"CHP 5 parça", "CHP'de isyan", "CHP paramparça" başlıkları gazete manşetlerini, televizyon ekranlarını süslüyor. CHP'de şu an meşhur Dallas dizisi çevriliyor adeta…

Kemal Kılıçdaroğlu CHP içindeki bu hali bastırabilmek için önce "Parti içinde kavga edeni kapının önüne koyarım" daha sonra da "Kısır çekişme yapan gidip dedikodu partisi kursun." açıklamasını yaptı.

Aslında referandum sürecinde CHP içindeki hareketlilik Cumhurbaşkanlığı Sistemine karşı çıkmak, Başkanlık sistemini isteyip-istememek değildi. Referandum için duruş sergilediğini iddia edenler aslında CHP içinde konumları için gayret veriyordu. Deniz Baykal'ın, Muharrem İnce'nin başını çektiği ekibin görüntüsü buydu. 

Aslında derdimiz CHP içindeki gelişmelere karışmak ve yönlendirmek değil… 

Meselemiz Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandum öncesi, CHP'nin siyasal gücünü kullanılarak, MHP üzerinde uygulamaya çalıştığı "siyasi ahlaksızlıklarına" dikkat çekmektir. Bu duruma gerek referandum öncesi, referandum sonrası zaten dikkat çekmiştim. Ama  bu konuda CHP'ye ders vermeye gerçekten ihtiyaç vardır. Siyasi ahlaksızlıklarını yüzüne vurmak gerekiyor.

MHP kendi içinde FETÖ bağlantılı operasyon yapmak isteyenlere karşı önlemini almış, muhataplarını deşifre etmiş ve onları ihraç etmişken, CHP onları kendi bünyesine alıp- besleyerek MHP üzerine saldırtmıştı. Bunların hepsi de Kemal Kılıçdaroğlu'nun izni ve onayıyla olmuştu. CHP içindeki gelişmelere karşı "Parti içinde kavga edeni kapının önüne koyarım" tavrını gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, söz konusu MHP olunca gözünü hırs bürüyüp, her türlü tezgâha soyunmuştu.

16 Nisan referandumundan 2 hafta önce yazdığım yazıda Kemal Kılıçdaroğlu'na şöyle çağrıda bulunmuşum:

"Meral Akşener, Sinan Oğan, Ümit Özdağ MHP'den ihraç edilmiş kişiler…

Şimdi bunların hepsi Türkiye'yi CHP'nin yardımıyla dolaşıyorlar. CHP'nin organize ettiği her toplantıları MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye hakaretlerle, MHP'ye iftiralarla geçiyor. Yatıyorlar MHP, kalkıyorlar MHP!

Bunlara salon veren CHP…

Bunların salon toplantılarını cep telefon mesajlarıyla duyuran CHP…

Bunların salon ve miting toplantılarına katılım sağlayan CHP…

Bunların salon ve miting toplantılarını canlı yayınla veren CHP'nin televizyonu…

CHP tüm bunları niçin yapıyor? 

Hepsinin sebebi MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye ve MHP'nin politikalarına zarar vermek için…

Kemal Kılıçdaroğlu işte bu siyasi ahlaksızlığı organize ediyor.

Şimdi MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin ifade ettiği gibi, MHP CHP'nin içindeki muhalefeti Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı organize etse olur mu?

Mesela Deniz Baykal, Muharrem İnce yine "CHP Genel Başkan adayıyım" diye ortaya çıksa, onların tüm salonlarını MHP'li belediyeler ayarlasa, onların salın toplantılarını MHP il başkanları cep telefon mesajlarıyla duyursa, onların salon toplantılarını MHP'liler doldurup, Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde sloganlar atsa, onların her toplantısını Bengü Türk Tv canlı olarak yayınlasa bu siyasi ahlak ölçülerine sığar mı?

Kemal Kılıçdaroğlu, madem MHP'den ihraç edilmişleri böyle tezgâhlarda kullanıyorsun, hepsini önce CHP üyesi, sonra CHP Genel Başkan yardımcısı yap… Resmi CHP kimliğini ver, istediğin gibi kullan… (29 Mart 2017)

***

Bu uyarılarımızı dikkate almayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun etrafı şu an CHP içinde kuşatılmış durumdadır. Deniz Baykal ve Muharrem İnce ağırlıklı bir ekibin artık kendisini rahat bırakmayacağı ortadadır. Selin Sayek Böke gibi her yanı proje olduğu hissedilen bayanın Kemal Kılıçdaroğlu'nun en sadık elemanı rolündeyken, birden istifa ederek ortaya atılması da, CHP'de karışıklığın çok yönlü olacağını göstermektedir. Şimdi MHP, CHP içindeki bu karışıklığı tahrik mi etmeli, adı geçen şahıslara daha çok CHP karıştırıcılığı için siyasi destek mi sağlamalıdır?

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli "Akıllarınca bizi zora sokacaklar, köşeye sıkıştıracaklardı.

Siyaseti dünyevi menfaatlerinin temini ve makam hastalıklarının tedavisi için araç görenler çevremizde tuzak kuruyorlardı.

Tezvirat kazanını karıştırmaktan haz alıyorlardı.

Fitne, fesat dümenini çevirmekten keyif duyuyorlardı.

Hallerine baksanız, yoğurdum ekşi demezler.

Derelerin sığ yerlerinde balık avına çıkan pelikan kuşları gibi davrananlar bizi isteler de özümseyemezler.

Kendi gözlerindeki kirişi görmeden, başkalarının gözünde çöp arayanlar, şu feleğin işine bakın ki bugün birbirilerine düşmüşlerdir.

Biliyoruz ki, Allah imhal eder, yani mühlet verir, ama katiyen ihmal etmez.

Kulun bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır.

Milliyetçi Hareket Partisi'ni hedef alan çok ortaklı saldırı ve operasyonun kumanda merkezinde şimdi yangın çıkmış, alevler bacayı sarmıştır.

Üzerimize doğrultulan namlu ters tepmiş, ayak oyunları, karanlık senaryolar bumerang gibi muhataplarına dönmüştür.

Şunu da eklemeliyim ki, rüzgâr ekerken mutlu olanlar, fırtına biçerken şikâyet etmemelidir." derken haksız mıdır?

Kemal Kılıçdaroğlu ağzını açıpta, bu sözlere cevap verebilecek midir? Cevap verebilmesi mümkün değildir. Bu sözlerin altında kalır ve ezilir. Ona tavsiyemiz dün öğrenemediği siyasi ahlak anlayışını bugünden sonra öğrenmeye gayret etmelidir. Ve biraz siyasi ahlak kırıntısı varsa, CHP destekli saldırılar adına MHP'den özür dilemelidir. Bugün kendi içine düştüğü durumu da bu pencereden sorgulamalıdır.

"Bende Ülkücüyüm" diyerek MHP'den ihraç edilmişleri figüran olarak kullanan ve 16 Nisan referandum sonrasında da PKK'nın siyasi taşeronu HDP'ye "HAYIR" oyu için teşekkür eden Kemal Kılıçdaroğlu bu siyasi cambazlık konusunda oldukça başarılı olmuştur.

Bakalım Kemal Kılıçdaroğlu, Ülkücülük ve PKK'yı yanyana getirme de gösterdiği cambazlığı, CHP içindeki isyanı bastırabilmekte de gösterebilecek midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yıldıray ÇİÇEK Arşivi
SON YAZILAR