Yıldıray ÇİÇEK

Yıldıray ÇİÇEK

Sanatçı kimlikli truva atları

Sanatçıların bir kısmı yine Türkiye gündeminde… 

Bundan önce gündem oldukları diğer bir konu da “çözüm süreci” zamanı olmuştu. Biz, o süreçte buna katkı sağlamak adına konu mankeni olan sanatçıları çok şiddetli eleştirmiştik. Sanatçılarımızın gündem olduğu bir başka konu da Afrin operasyonu zamanıydı. Afrin’de 4600 teröristin öldürüldüğü Zeytin Dalı Operasyonuna moral vermek için askerlerimizi ziyarete giden sanatçılarımıza da sonsuz destek vermiştik. 

Sanatçıların bir kısmı şimdi İstanbul seçimleri sebebiyle tartışmaların odağında… Ekrem İmamoğlu’ndan yana taraf olup, bir zamanlar FETÖ’nün tetikçi yazarlarının en çok kullandığı “Her şey Çok Güzel Olacak” sloganı etrafında buluştular. Toplumda kimi destek veriyor, kimi de şiddetle eleştiriyor. 

Her şey Çok Güzel Olacak” etrafında buluşmaları elbette organize bir el tarafından yapıldığını gösteriyor… 

Sanatçıların oy verdiği parti var mı? Elbette var.  

Sanatçıların sevdiği siyasetçiler var mı? Elbette var.  

Çoğunun ideolojik bir bakış açısı var mı? Elbette var.  

Ama bu durumları toplumda bir kutuplaşmaya aracılık ediyorsa sanatçılık duyarlılığı doğal olarak ortadan kalkıyor ve sanatçı kimliği tartışılır hale geliyor. Sanatçının toplumun milli ve manevi değerlerine saygılı olması da milletle bütünleşmesinin en önemli unsurudur. Eğer olmuyorsa zaten sanatı da, sanatçı kimliği de büyük yara alıyor. 

Mesela yılların sanatçısı Metin Akpınar televizyon aracılığıyla dizi, sinema filmleriyle, tiyatro sahneleriyle evlerimize konuk olduğunda kimse onun sağcı mı, solcu mu olduğuna bakmazdı.  Ne zaman ki, Sözcü gazetesindeki takıntılı, saplantılı, ruh hastalarına takılıp bir televizyon programında haddini aşan ifadeler kullandı, işte o zaman toplumun büyük bir kesiminden koptu ve tepki aldı.  

Mesela Orhan Gencebay, Kadir İnanır “çözüm sürecinde” aldıkları tepkiyle dağıldılar ve meçhule gittiler. Oysa bu isimler sanatçı kimliğiyle bir zamanlar her kesimin büyük takdirini, sevgisini kazanmış kişilerdi. Orhan Gencebay kendisini biraz topladı ama Kadir İnanır kendini “çözüm sürecine” öyle bir kaptırdı ki, şimdi sadece HDP’lilerin alkışını, övgüsünü alıyor.  O filmleriyle 7’den 77’ye herkesin sevgisini kazanmış sanatçı Kadir İnanır gitti, yerine “Öcalan kendi halkının önderi” diyecek kadar tozutan bir adam geldi. “Çözüm Süreci” bitti ama Kadir İnanır “tekrar başlamalı” diye her sabah hayallerle uyanıyor. Geçen haftalarda Diyarbakır’a gitmiş etrafında hep PKK’lılar, HDP’liler vardı. Karşılayan hep onlardı. Eskiden görüşü ne olursa olsun her vatandaşın büyük sevgisine muhatap olan Kadir İnanır şimdi haber olduğu sayfalardaki yorumlarda çok ağır ifadelere maruz kalmaktadır. 

Buna benzer birçok sanatçı için örneğini görmek, göstermek mümkündür. 

Şimdi de Ekrem İmamoğlu gibi yapmacık, sinsi, kurnaz bir adam için toplumda tartışmalara kurban giden sanatçılar var. 

Mesela her sanatçı bireysel olarak İstanbul özelinde yorum, değerlendirme yapsa inanın “Her şey Çok Güzel Olacak” sloganı etrafında birleşmeleri kadar eleştirilmeyeceklerdi. Bu sloganın organize edilmesi aynı zamanda kutuplaşmaya ve o sanatçıların toplumdan ayrılmasına vesile oldu. Her kesime hitap eden sanatçılar bir anda CHP’nin, HDP’nin, İP’in, PKK’nın, FETÖ’nün sanatçısı oldu. Bu cephenin dışında kalan parti mensupları da tepki gösteriyorlar. Aynı anda AKP’li, MHP’li, CHP’li izleyicileri güldüren bir Cem Yılmaz niçin kendini AKP’lilerden, MHP’lilerden ayırma ihtiyacı hisseder ki? 

Mayıs ayının başında Türk Emniyet Teşkilatı Şehitleri, Malulleri, Dul ve Yetimlerinin Eğitim ve Yardım Vakfı(TEYEV) yararına sahneye çıkan ve geceden elde edilen gelirle 100'ün üzerinde şehit çocuğunun yıllık üniversite eğitim bursunun karşılanmasına katkı sağlayan komedyen Cem Yılmaz, PKK’lı terörist şahıs için “Demirtaş’ın çizgisini çok beğeniyorum” diyen, terör yatağı Kandil’in, terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’nin desteğini almış Ekrem İmamoğlu’na destek vererek yaptığı faziletli bir davranışı niçin gölgelemiştir?  

Cem Yılmaz şehit çocuklarına sahip çıkarken mi samimiydi yoksa şehit çocuklarının babalarının katiline destek olan Ekrem İmamoğlu’na destek verirken mi samimidir? 

Her şey Çok Güzel Olacak”  etrafında birleşen birçok sanatçı var elbette. Onların da adı ve yaptıkları üzerinden örnek vereceğimiz çok konu var ama MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin sanatçıların bu tutumu sorulduğunda özellikle isim vererek “Herkes Cem Yılmaz Bey'i sever ve çok güler. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49'u sevebilirsin ama yüzde 51'e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz'ı bundan sonra sevemem." şeklinde değerlendirmede bulunması sebebiyle biz de Cem Yılmaz üzerinden değerlendirme yaptık. 

Mesela Athena Grubunun solisti Gökhan Özoğuz isimli sanatçı çıkmış “Her şey Çok Güzel Olacak” etiketi altında Ekrem İmamoğlu için “10 Kasım 1938'ten bu yana ilk defa bir siyasi; Duruşu, Doğruluğu ve İleri Görüşü ile Atatürk’ten sonraki sancağı eline almıştır! Dönemler şartlarına göre değerlendirilir! Benim için; ilklerini benimseyişi, edebi ve kucaklaması ile "Bugünün Atatürk'üdür kendisi!” yazmış… 

Bu cümleden sonra sanatçı kimliği devre dışı kalıp, klinik bir vaka haline gelmiş olmuyor mu? 

Atatürk’ün Türk milletine mirası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek isteyen zihniyetlerle ittifak yapmış olan, Türk devletinin askerine, polisine kurşun sıkan, masum vatandaşlarımızı öldüren teröristlere her zaman yönlendirme yapmış, onların leşine, dirisine her zaman sahip çıkmış olan terörist Demirtaş’ı “Çizgisini çok beğeniyorum” diye öven bir adam nasıl “Atatürk’ün sancağını taşıyan” olarak görülür ve gösterilir? 

Yemin olsun tiksinmemek, çıldırmamak elde değil… 

Bu Athena Grubunun bir şarkısının sözleri “Sen bakma bana aklım 5 karış havada/ Gel yanıma gel /Aklımı al götür benden” idi. Bu aklı 5 karışların aklını kim götürdü acaba? 

Sanatçı kimliği altında hem savunduklarını bilmiyorlar, hem de Atatürk’e böylelikle hakaret ediyorlar. 

En acı olan da nedir biliyor musunuz?  

FETÖ’nün en çok kullandığı sloganı olan “Her şey Çok Güzel Olacak” sözü altında buluşan sözde sanatçıların çoğuna baktığımızda milli konularda Türk milletinden yana duruşu olmayan kişilerdir. 15 Temmuz’da FETÖ’ye karşı bir duruşları olmayanlar, 15 Temmuz şehit ve gazisinin üzüntüsüne, anısına, ardından duasına katılmayanlardır.  

Her şey Çok Güzel Olacak” sloganı altında buluşup Ekrem İmamoğlu için algı yapan sözde sanatçıları da geçmişten günümüze bakın, inceleyin çoğunun HDP’ye oy verdiğini, PKK’lı Selahattin Demirtaş için güzellemeler yaptığını görürsünüz. 

Mesela Berna Laçin, Ahmet Ümit, Bülent Emre Parlak, Tolga Sağ, geçmişte Almanya’da PKK konserine katılmış olan Haluk Levent, Mor ve Ötesi grubu solisti ve BirGün gazetesi yazarı olan Harun Tekin, HDP için şarkı okumuş Fırat Tanış, Ali Nesin gibi ve diğer birçok kişinin paylaşımlarına, seçim zamanında yaptıkları açıklamalara bakın…  

Elbette bunlar “Her şey Çok Güzel Olacak” sloganı altında, kendileri gibi HDP ve Demirtaş sevdalısı Ekrem İmamoğlu için propaganda yapacaktır. 

En dikkat çeken mesele ise 31 Mart seçimlerinden 3 gün önce sanatçıları da içine katarak “Türkiye’deki ‘demokrasi güçleri’ (CHP-SP-HDP-İP) demokratik kimseler, çevreler, sanatçılar, yazarlar Erdoğan ve Bahçeli’ye karşı durmaları gerekiyor.” çağrısında bulunan teröristbaşı Öcalan’dan sonra terör örgütünün ikinci adamı durumundaki Murat Karayılan’ın çağrısı bugün İstanbul için hareketlilik kazanmış, Ekrem İmamoğlu için seferberliğe dönüşmüştür. KCK Yürütme Konseyi Başkanı teröristbaşı Murat Karayılan’ın bu çağrısı sıcaklığını korurken, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı teröristbaşı Bese Hozat’ın “HDP’nin 31 Mart stratejisi, Türkiye, Kürdistan stratejisi başarı kazandı. Biz inanıyoruz ki 23 Haziran’da da bu strateji başarı kazanacaktır. İstanbul seçimlerine HDP bu stratejiyle katılacaktır. Faşizme karşı demokratik güçbirliğini HDP destekleyecektir. Faşizme karşı pozisyon alan aday kimse, bu Ekrem İmamoğlu’ysa onu destekleyecektir.” açıklaması zaten kimlerin kimin hesabına çalıştığının en alçak manzarasıdır. 

Her şey Çok Güzel Olacak” kendi adına güzel günler hayal eden terör örgütleri PKK, FETÖ ve DHKP-C’nin altına sığındığı bir slogandır. “Her şey Çok Güzel Olacak” sloganı bir Truva atıdır. İçinden çıkanlar bunlar ve Türkiye üzerinde emeli olanlardır. 

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Her şey Çok Güzel Olacak” sloganı altında toplananlara gösterdiği “Şu kepazeliğe bakar mısınız, sözde sanatçısı aynı havada, komedyeni aynı tarzda, şarkıcısı aynı hizada, işadamı aynı üslupta. 

Bunların güzeli İstanbul için ucubedir. 

Bunların güzel dedikleri İstanbul’un uçurumudur. 

Elbette dünya bunlara güzel, elbette işleri tıkırında, dümenleri yerinde. 

Yedikleri önünde yemedikleri arkalarında. 

Bir elleri yağda, diğer elleri balda. 

Bir ellerinde cımbız, diğerinde ayna, umurlarında mı bunların dünya? 

İstanbul’da bir lokma ekmek uğruna ömür tüketen milyonlar için hayatın güzel olup olmadığını gelsinler onlara sorsunlar. 

Sabahın erken saatlerinden itibaren İstanbul’da geçim kavgası veren, çileye göğüs geren, nice zorluğa direnen mazlumlara baksınlar da ibret alsınlar, adamlık öğrensinler, insanlık görsünler. 

Be hey alçaklar, ihanetin nesi güzeldir, kötülüğün neresi güzel olacaktır? 

“Her şey güzel olacak” bayağı sözü ve batışın şifresiyle; FETÖ’nün değirmenine su taşıyanlar, PKK’nın kanlı silahından tutanlar, Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürenler surda gedik açmak için çırpınsalar da and olsun başaramayacaklar.” tepkisi yüzde yüz haklılık içermekte ve bundan önce haklı çıktığı birçok milli konuda yine haklılık hanesine eklenecek önemli bir konudur. 

Milli konularda Türkiye’den yana olmayan hiçbir sanatçının hükmü yoktur. HDP yandaşı sözde bir sanatçı olup da, Ekrem İmamoğlu’na destek verilmesi doğaldır. En kızılmaması gereken zaten onlardır. Ama Türkiye’ye mal olmuş bazı sanatçıların bu oyunda olması üzücüdür. Toplumsal bölücülükte isteyerek yahut istemeyerek “

Her şey Çok Güzel Olacak” adı altında figüran olanlar yol yakınken dönmelidir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yıldıray ÇİÇEK Arşivi
SON YAZILAR