Suriyeliler konusu bir meseledir!
Türkiye’nin en büyük meselelerinin başında, Suriye’deki iç savaş sonrası ülkemize sığınan yahut yönlendirilen 4-5 milyona yakın Suriyeliler konusu gelmektedir. Dünyanın hiçbir ülkesinde sınırlarını sonuna kadar açıp, başka bir ülkeden kendi ülkesine 5 milyona yakın insanı topraklarına alan başka bir ülke yoktur. Türkiye bu nedenle dünya tarihine geçmiştir.
Ahmet Davutoğlu’nun etkisinin ve yetkisinin olduğu günlerde “stratejik derinlik” temelinde gerçekleşen yanlış Suriye politikaları, bugün hem Suriye’nin iç düzenini bozdu, hem de Türkiye’nin başına böyle büyük bir meseleyi bela etti.
Suriyeliler meselesinin Türkiye’de gündem olmadığı bir gün neredeyse hiç yok gibidir. Kaç seçim yaşadık hepsinde de Suriyeliler meselesi hem seçim vaatleri arasında yer aldı ve hem tüm tartışmaların en başında geldi. İstanbul seçimi öncesi gerçekleşen adaylar arasındaki televizyon programında bile Suriyeliler konusunda ne yapacakları adayların vaatleri arasındaydı. Bazı yapılan araştırmalarda özellikle Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok il ve ilçede Suriyeliler meselesi yüzünden iktidar partisinin gördüğü tepkiden dolayı büyük oranda oy kaybettiğini de herkes kabullenmiş durumdadır.
Tekrar en başa dönecek olursak. Suriye’deki iç savaş 8 yıl önce başlamıştı ve o günden beri Türkiye’ye yaklaşık beş milyon Suriyeli giriş yaptı. Doğum oranları da bu rakam içinde mi bilmiyorum. Ama nüfus olarak da günden güne çoğalıyorlar.
Türkiye’nin demografik yapısının bozulması konusunda hızlı bir etken söz konusudur.
Benim en çok merak ettiğim ise bu milyonlarca Suriyeli sınırlardan içeri alınırken hangi kayıt altında Türkiye’ye giriş yapmışlar ve çeşitli il ve ilçelere hangi ölçülere göre dağıtılmışlardır?
Bir güvenlik soruşturması ve önlemi alınmış mıdır?
Bu milyonlarca insan içinde kaç kişi mağdur, kaç kişi ajan, kaç kişi terörist bunun bir tespiti yapılmış mıdır? Bu milyonlar içinde ajan ve terörist olmayacağının bir garantisi var mıdır?
Bir sabah kalktık Türkiye’nin her ili, her ilçesi Suriyelilerle dolmuş ve her geçen gün sayıları hızla artıyor.
Başıboş Suriyelilerin karıştığı adli olaylar gün geçtikçe artmaktadır. Suriyelilerin mahallelerde kurdukları gettolar Türk vatandaşlarına büyük rahatsızlık vermektedir. Bu bazen fiziki olmasa bile psikolojik olarak insanları olumsuz yönde etkilemektedir. Bir olayın içinde Suriyeli yoksa bile ilk anda yayılan “Suriyeliler yaptı” psikolojisiyle olaylara yaklaşmak bile buna örnektir. Türkiye’de iç karışıklık çıkarmak isteyenlerin Suriyeliler üzerinden provokatörlük çabaları da göze batmaktadır.
Geçen haftalarda İstanbul’da 3 Suriyeli ailenin bıçaklar, sopalar ve baltalarla birbirine girmesini televizyonlarda izledik. Yahut misafir geldikleri Türkiye’nin bir mahallesinde getto anlayışını hâkim kılarak, mahallenin asıl sahiplerine saldırdıklarına dair birçok adli olaya şahit olduk. Başıboşluk, kontrolsüzlük, güvenli ve sınırları belli bir alanda misafir edilmemeleri bu olayları tetiklemektedir. Bu sadece Suriyeliler tarafından istismar edilen bir durum değil. Sakarya’da Suriyeli hamile bir kadına tecavüz edip, 10 aylık bebeğiyle birlikte öldüren canileri de gördü bu ülke…
5 milyon Suriyelinin ülkeye birden alınması Türkiye’nin her manada dengesini bozdu. Ama bu meseleyi hala anlamakta ısrar edenler var.
Türkiye'deki 5 milyon Suriyeli'nin varlığın bir mesele olduğunu anlamayan herkes gerçekten ciddi bir meseledir.
Aklı, mantığı, vicdanı, tehlikeyi, yaşananları sağduyulu bir şekilde yanyana getirip değerlendirin bakalım mesele hangi noktaya doğru gidiyor?
Sadi Şirazi’nin “Ciddiliğin fazlası nefret doğurur, merhametin fazlası da otoriteyi azaltır. “ sözüyle bu meseleye baktığımızda aslında herşeyi özetlemiş oluyoruz.
Şu an Türkiye’de bir referandum yapılsın %90 oranında Suriyelilerin gönderilmesi halk tarafından onaylanacaktır. Buyurun deneyin görün. Suriyeliler meselesini görmemezlikten gelmek meseleyi ortadan kaldırmıyor.
Türkiye’deki vatandaşlar ekonomik krizle boğuşurken, “Suriyeliler için 40 milyar dolar harcadık” derseniz doğal olarak tepkileri artırırsınız.
Suriye’den gelen her şehit haberinde sahil ve kafelerde nargile keyfi yaşayan Suriyeliler manzarasının tepkileri artırmadığını söyleyecek bir kişi var mıdır?
Suriye’deki ÖSO askerleri Türk Ordusu yanında teröristlere karşı omuz omuza çarpışırken, Türkiye’deki Suriyelilerin sahillerde, cafelerde keyif çatması bir rezalettir. Türk devleti kadınları, yaşlıları, çocukları ayırarak eli silah tutan herkesi ÖSO’nun yanına cepheye göndermelidir. İşte o zaman “Türkiye mazluma merhamet ediyor” cümlesinin içeriği doldurulabilir.
Hiç kimse Suriyeliler meselesini işine geldiği gibi değerlendirmemelidir. “Suriyeliler meselesi” söz konusu olunca iktidar yandaşlarının iktidarı koruma refleksi, muhalefetin ise bu meseleyi iktidara vurma refleksi yapması beyhude çabadır.
Bu mesele herkesi ilgilendiren bir meseledir. Bunun için Türk devleti her manada önlemini almalı ve çözümünü bulmalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın defalarca söylediği "Seçimin ardından tüm Suriye topraklarını güvenli hale getirmeyi ve misafirlerimizin tamamının evlerine dönmelerini sağlamayı hedefliyoruz." sözü önemlidir. Bu Suriye’nin şartları düşünüldüğünde hemen gerçekleşecek bir durum olmadığı gibi, gerçekleştirmek içinde her türlü çabayı göstermek artık şarttır.
Bu mesele iktidarlar bile değiştirecek bir etken haline gelmiştir. Özellikle İstanbul ve Ankara’da öyle olmuştur.
Merhamet akılla, vicdan çözümle desteklenmelidir.
Türkiye’de bir “Suriyeliler Meselesi” oluştuysa demek ki, bir yerlerde sıkıntı vardır. Yoksa hiç kimse Türk milletinin merhametini, vicdanını sorgulamaya kalkmasın…
Yoksa başa döneriz Suriye ile nasıl bu hale geldiğimiz sorgulanır…
Türkiye’yi ve bölgeyi bu hale getiren Ahmet Davutoğlu gibi “Stratejik Derinlik”sahipleri utanmadan hala ortada dolaşıyor birde…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.