ARAP’LARIN TÜRK KATLİAMLARI
Bizler, yenilgilerle, katliamlarla, dayanılmaz acılarla yoğrulmuş bir milletiz. Türkler; yok oldular, artık iflah olmazlar dendiği her dönemde küllerinden yeniden doğmuş ve varlığını sürdürmeyi başarmıştır.
Türk tarihinin kara sayfalarından biri, gizlenen Talkan ve Curcan katliamlarıdır.
TALKAN VE CURCAN KATLİAMLARI..
Resmi tarihte şöyle bir üfürme var. Türkler Çin ile savaşırken Araplar yardıma gelmiş, bu sırada birbirlerine sempati beslemişler, Türk savaşçılar Arap okçuların yanaklarından makas almış, İslamiyet’i kabul etmiş-miş…
Karşılıklı milletlerin hem fikir olduğu tüm savaşlar gerçek, bir tek Türklerin katledildiği yalan öyle mi?
Talkan ve Curcan'da 100.000 Türk katledilmiştir, bunun yanında 50.000 ‘den fazla Türk köle ve cariye olarak pazarlarda satılmıştır.
***
BU OLAY, ZİYA KİTAPÇI”NIN, İSLAM TARİHİ VE TÜRKLER İSİMLİ KİTABINDA AYNEN ŞÖYLE ANLATILIR;
Bu harplerden birinde, -et-Taberi”nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre-, bir defasında Abdurrahman b. Müslim, Kuteybe’ye, 4000 esirle gelmişti.
Kuteybe, Abdurrahman’ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir alana kurulmasını istedi. Tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan Kuteybe, bu Türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesini de önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada Arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını buyurmuştur. Cebbar, zorba, vicdansız Arap komutanının çevresinin bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bu harplerde öldürülen Türklerin haddi hesabı yoktu.
Nitekim bu vahşetten sanki gururlanan bir Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,
- ”Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış perişan Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir anımsayınız. / - Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Yalnızca ata bile binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.”
Harzem’de ayaklanan halk, Kuteybe ile işbirliği yaptığı için Caygan’ı öldürür. Bunun üzerine, Kuteybe bütün Harzem’i yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir.
Harzemli tanınmış Türk bilgini, Biruni Harzem’deki muasırlığın yok edilişini şu şekilde anlatır; “Kuteybe, her çareye baş vurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, ananelerini savunanlarını, bütün bilginleri öldürttü, böylelikle herşey karanlıklara gömüldü. İslam Harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi ile ilgili bilinenleri artık öğrenme imkanı bırakmadı.
Harzem’i yıktıktan sonra Kuteybe, Semerkand üzerine yürür. Semerkand meliki Gurek üzerine gelen Müslümanlara karşı diğer Türk Beyliklerinden yardım ister. Taşkent ve Fergane’den yardım gönderir, ama gelen birlikler yolda Kuteybe’nin askerleri tarafından pusuya düşürülerek yok edilirler. Semerkand, abluka edilir. Araplar mancınık ateşi ile saldırırlar.
Daha fazla dayanamayacağını anlayan Gurek, Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır. Bu anlaşmaya göre;
1.Semerkand Araplara her yıl 2.200.000 altın ödeyecektir..
2.Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir..
3.Şehirde Cami yapılacaktır..
4.Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır..
5.Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybe’ye teslim edilecektir..
Daha sonra Kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve Merv’e geri döner. Dönerken kardeşi Abdurrahman bin Muslim’i Semerkand’ın başına vali olarak bırakır.
Kuteybe’nin Merv’e dönüşünden sonra, Türkler kendi aralarında işgalci Müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar. Ara ara Ceyhun ırmağını geçerek Araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler. Haccac Kuteybe’ye Taşkent ve Fergana’yi işgal etmesi direktifini verir. Kuteybe Taşkent’e gider fakat başarılı olamaz. Bu arada Haccac can verir. Halife Velid, Kuteybe’ye Türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler. Kuteybe bu sefer Kasgar’a doğru yola çıkar. Tam Kasgar’ı abluka edecekken Halife Velid can verir, yerine Süleyman ibni Abdülmelik halife olur. Bu yeni Halife ile arası hiç iyi olmayan Kuteybe Kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile beraber 716 yılında kafası kesilerek öldürülür. Zira Kuteybe’nin komutanları Halifeye karşı gelmek istememişlerdir.
(705 -714) -TÜRK-ARAP SAVAŞLARININ SONUÇLARI ;
1- 100.000’in üstünde Türk katledilmiştir.
2- 50.000’in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- Şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın her şeyi talan edilmiştir.
4- Tüm zenginlikler , tarihi yapıtlar yok edilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan “Talkan Katliamında” 40.000 Türk'ün kafası kesilerek 24 kilometre yol süresince ağaçlarda sallandırılmıştır.( Tarihte örneği çok azdır.)
6- Aynı şekilde “Curcan Katliamında da esir alınan 40.000 Türk’ün nehir kenarında kafaları kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- “Teslim olursanız canınız bağışlanacak” sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş , “Şeriat söz tanımaz” denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.
8- Araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet ele geçirmişlerdir.
9- Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden bile görmemişlerdir.
10- Bu tarihi gerçekler “İSLAM ETKİLENMESİN” düşüncesiyle gizlenmekte , söz edilmemektedir.
Fakat bizim saf milletimiz Hz. Muhammed’e duyduğu aşırı sevgiden dolayı Arap’lara “KAVMİ NECİP” demiştir. 1. Cihan harbinde İngilizlerle işbirliği yapan ve Osmanlıya savaş açan Şerif Hüseyin ve diğer ayrılıkçı Araplar bu sevgiyi yok etmiş, milletimizde Arap nefreti oluşmasına vesile olmuşlardır.
Ziya Gökalp’ın dediği gibi, “Bana yol gösteren benden olmalı, Olamaz Türk’e baş "Türküm" demeyen” ilkesini asla unutma Türk! Unutursan öleceksin.
Sonuç olarak, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.