CAMBAZ VE PANTOMİMER
Günlerdir allanıp pullanan, kamuoyuna çok önemli bir olay gibi lanse edilen, “tarihi olay” nihayet gerçeklesti. Sözde “aksaç karasaç” herkesin önüne döküldü.
Sn. Binali Yıldırım' ın haricinde, neresinden bakarsan bak bir fiyasko. “Pazarın geleceği de cumartesinden biliniyor du,” zaten.
Tartışılacak olan İstanbul, 15 Milyon nüfuslu bir şehrin belediye başkan seçimi, konuşmacılara üçer dakika süre veriliyor. Yahu üç dakika göz açıp kapatana kadar geçiyor. Aday iki cümle kurmadan süre bitiyor. Bunu çocuğa söylesen güler.
Bence, tarafsızlığı tartışma dahi götürmeyecek bir moda-ratör. (Sn. Bahçeli bu konuda da haklı çıkmıştır.) Yapılan istatistiklerde bunu gösterdi. İşte, Fokusdan, STAR çıkmaz böyle fos çıkar.
Sn. Yıldırım, ikiye bir, tek başına mücadele etmiştir.
Bir moda-ratör “seçimden sonra seçime YİNE itiraz edecekmisiniz” sorusunu neden ve hangi amaçla sorar. YSK' nun seçim ve itiraz süreci hâlâ geçerliliğini koruyor, ken...
Şu tanımları yapayım, yazıma devam edeyim. Neyin ne olduğunun tespitini de size bırakayım.
Cambaz: Her işten sıyrılan, endek-döndek, kandırıkçı, uyanık tip adamlara denir.
Pantomimer: Konuşmadan, bağırmadan, sadece hareketleriyle, mimikleriyle mesleğini yapan pandomim sanatçısına denir.
Ben canlı yayında bunları seyrettim.
Sn. Yıldırım, bir mimikle, bir hareketle binlerce söz söylemiş olurken, diğer tarafta gözlerinin içine kadar kızaran, bozaran bir rakip vardı. Tabii birde ben moda-ratör dedim ama siz ne derseniz deyin bir “sünücü” var dı.
Program üç kısma ayrılmıştı. Eğer aralar verilmeseydi, birinci turda Sn. Yıldırım' ın rakibi, tabiri caizse kroki duruma düşmüş, nakavt için sayı sayılması kalmıştı. Her an kenardan havlu bile atılabilir durumdaydı.
Bilgilerin kopyalanması sorusu, maçı ilk dakikalarda bitirmişti.
Valiye küfür olayı tam bir hezimet belirtileriydi ki, moda-ratör devreye girdi, allem dedi gullem dedi olayı kapattı.
Vakıflara para aktarılması konusu ise tam bir bilgisizlik abidesiydi. 15 Milyon nüfuslu bir şehri idare etmek için yola çıkan biri, yasalardan haberi yoksa nasıl bu metropol şehri yönetebilir?
İki rakip arasındaki DEVLET TECRÜBESİ, DEVLET ADAMLIĞI farkı kapatılamayacak kadar büyük bir fark dı.
Allah için konuşacak olursak, i.oğlu' nun laf cambazlığı ve kelimelere takla attırmasında üstüne rakip tanımıyorum.
Kreş ve dikey yapılaşmaya gelince; Beylikdüzün'de 11 kreş sözü verip sadece bir tane yapmasını “muhteşem bir hizmet aşkı” diye tanımlıyorum. İstanbul' daki 24 CHP Belediyesinin dikey yapılaşmada önde olması takdirlik (!) bir durum diye düşünüyorum. İ.oğlu' nun bu soruyu da es geçmesi, moda-ratörün de bu tür sorularda da ısrar etmemesinin takdirini de sizlere bırakıyorum.
Burs konusu başlı başına bir facia; İ.oğlu burda da faka bastı ve BELEDİYELERİN BURS VEREMEYECEKLERİ BİLGİSİNDEN YOKSUN biri olduğunu gösterdi. Üstelik kendi partisi tarafından Anayasa Mahkemesi' ne itirazda bulunulduğunun bilincinde olmayacak kadar.
İstanbul'a hizmet vaatlerinde ise, programlarına bakıldığında, Belediye Meclis Üye sayılarına bakıldığında Akp ve Sn. Yıldırım katbekat açık ara üstün olduğu çok bariz bir gerçek.
BEKÂ MESELESİ
Bu kadar hassas bir konunun üstüne gidilmemesi ve sadece Sn. Yıldırım'a soru sorulması oldukça dikkat çekici bir durum olarak görüyorum.
Halbuki; pkk, kandildeki bebek katillerinin devamlı bir aday’a destek vermeleri, şu anda mehmetçiğimizin yoğun bir mücadele içinde kandile doğru ilerlemeleri,
S400, ve F 35 lerden dolayı abd, ab, nato ve avrupa ülkelerinin tutumları,
Akdeniz' de suların ısınması,
Suriye' den taciz atışlarının ülkemiz sınırları içine kadar ulaşması,
Suriye' li göçmenlerin, ülkemizde tutulmasından daha mı önemsiz konular da, bu BEKÂ meselesi bir cümleyle geçiştiriliyor. Üstelik Sn. Yıldırım' ın cevabı da bana göre oldukça yetersiz di ve rakibine bu soru hiç sorulmadı bile.
Ülkemizin selameti ve geleceği, her ne kadar yeterince sorulmamış ve anlatılmamış olmasına rağmen, BEKÂ MESELESİ, İstanbul gibi çok büyük bir şehrin emin, bilgili, devlet adamlığı tecrübesi olan, tevazu sahibi, hoşgörü ve kaynaşmayı sağlayabilecek, kandilden emir alan değil, kandili temizlemekle uğraşanlara teslim edilmeli diyorum.
Yazımı her zamanki gibi olmazsa olmaz, dosta güven, düşmanlara korku salan cümle,
BİZ BİRİZ SİZ HEPİNİZ
Diyerek bitiriyorum
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.