DEVLETE HİZMETİN SONU VAR MIDIR?
Klasik bir cümle vardır ya hani toplum arasında: “Devlet; adamı kullanır ve sonra bir kenara atar.” diye…
İşte bugün sizlerle bu cümlenin manasızlığını tartışmak istiyorum.
Biraz da duygusal kelamlarla hasbihal edelim değil mi? Nereye kadar sayısal veriler, tahminler, analizler…
Bir de ruh gıdamızı almak gerek bazen.
*
Devlete hizmet etmek nedir?
Her birimizin bu soruya vereceği bir cevabı mutlaka vardır. Kimisi der işini en iyi yapan kimisi der devlete hizmet falan hikaye kimisi der fedakarlıklarla dolu bir yaşamı seçmektir der…
Benim cevabım şudur: “ Fedakarlıklarla dolu bir yaşamı, bütün acılara göğüs gere gere göze almak demektir. Kendi çıkarlarını bir kenara atarak, atacağın her adımı sadece devlet için atmak demektir, kimin ne konuştuğuna bakmayarak hepsine kulak tıkayarak inandığın yolda adım adım giderek bu devleti yaşamak ve yaşatmak demektir.”
Bunu becerebilene ne mutlu…
İşte bunu becerebilenler sayesinde bu vatan ayakta dimdik duruyor.
*
Kimi zaman yazılarıma öyle yorumlar geliyor ki; “DOĞU PERİNÇEKÇİLERİN TRUVA ATI, CEMAATLERİ ÖCÜ OLARAK GÖSTERİP ALGI OPERASYONU YAPMA, ERGENEKON’DAN İÇERDE YATANLARIN HEPSİ VATANHAİNİYDİ ONLARI KAHRAMAN GÖSTERME” daha neler var neler bir görseniz.
MANDACI dayatma zihniyetine sahip lağım çukurlarının benden bir kere daha nefret ettiğini görmek beni mutlu ediyor. Gerçekleri yazmak cesaret ister, bu cesarete tahammül edemeyenlerin havladıklarını gördükçe doğru yolda olduğumu bir kez daha görmüş oluyorum. Ben tarafımı devletten yana seçmişim, insanlara devletle siyasi iktidarların bir olmadığını anlatmayı kendime görev bilmişim, yürüdüğüm yoldan ne korkuyorum ne de vazgeçeceğim.
Hepimiz doğduğumuz topraklarda bir gün ölümle burun buruna geleceğiz, son nefesimizde ihanet edenlerin safında olmayalım yeter bize.
Dört dörtlük karakterlerde olmayabiliriz ama bir günden bir güne vatan hainlerinin yanında saf tutmayanları, zamanında Mehmetçik’e kurşun sıkanlarla kardeş olup “BEN PİŞMANIM” diyenlere yedirmemeliyiz.
Bir insanın eline Mehmetçik’in kanı bir kere değmişse istediği kadar pişman olsun, devlet o geçmişi asla ama asla unutmaz, unutuyormuş gibi yapar ve PİŞMAN OLDUM diyenleri adım adım takip eder.
İhanetin affı olmaz, özrü olur. Özür tek taraflıdır, af iki taraflı. Bir kusur işlersin, karşıdakinin gönlünü almak için ÖZÜR DİLERSİN. Bu özür kabul edilip, pişman olan AFFEDİLİRSE iki taraf da tatmin olmuş demektir.
Unutmayın; vatana ihanetin affı olmaz, özrü olur…
*
İşte devletine her türlü fedakarlığı göze alarak hizmet eden vatan evlatları kimi zaman teröristlerin kimi zaman da bu iki yüzlü kalleşlerin hedef tahtası oluyor. İtibarsızlaştırma politikaları, yıldırma çabaları, iftiraların haddi hesabı yok ve daha nicesi ile birileri devletine canı gönülden hizmet edenleri yıpratmak istiyor.
Peki bu insanlar devlete hizmet etmeye ant içtiklerinde, başlarına geleceklerden habersizler miydi sizce? Asla! Aksine, başlarına gelecek her türlü cefaya canı gönülden razılardı…
Bu sevdanın yolunda canlarını kaybetmek de bir şerefti, tek başına kalmak da…
Dertleri makam mevki para pul değildi ki zaten; bu kutlu yolda yaşamak ve yaşatmak, hayallerini süsleyen nazlı bir gelindi onlar için…
Bu ruha nasıl sahip oluyorlar, sizler de en az benim kadar merak ediyorsunuz değil mi?
Ben biraz düşündüm de, kendimce bazı cevaplar buldum:
“Devlete hizmet etmenin sonu yok” diye yola çıkıyorlar bence, gidebildikleri kadar gidiyorlar, yılmadan bıkmadan durmadan…
Yorulmak nedir bilmeden, ardına bakmadan, Kızılelma’ya delice susamışçasına dağları çölleri aşıp durmadan gidiyorlar…
Mustafa Kemal Atatürk, Ebulfez Elçibey, Osman Batur, Şeyh Şamil, Metehan, Cahar Dudayev, Şamil Basayev, Mübariz İbrahimov ve daha nicesi bu ruhla yaşamış, yaşatmış deli kurtlar…
Devlete hizmet etmenin sonsuzluğunu düşündüğünüzde, elmacık kemiklerinizdeki sıcaklık daim olduğu müddetçe bu hizmetin sonu yoktur.
Unutmayın ve unutturmayın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.