-Dündar Taşer’in Büyük Hatırasına-

❋

Türkiye’de terörist olmak hem iyidir, hem kârlı hem de faydalıdır(!)

Elinize bir silah alır, “Bu ülkede eşitlik yok” diyerek dağa çıkar, eşitlik ararsınız. Ama kimse size “Dağda eşitlik aranır mı?” diye sormaz…

Uykudaki gencecik 2 polisi başından vurursunuz sonra yüzünüz kızarmadan “Barış, kardeşlik, demokrasi” istiyoruz dersiniz. Bir Allah’ın kulu da çıkıp uykusunda polis öldürmek kardeşlik mi, demokrasi mi? diye sormaz.

Devlet operasyon yapıp PKK teröristleri öldürünce şehirdeki yandaşlarınız, basındaki yoldaşlarınızla birlikte “Barış Gelsin”, “Savaşa Hayır”, “İki Tarafta Silah Bıraksın” diyerek insan aklıyla alay edersiniz.

Her yol meşru, her laf mubahtır nasılsa. Vatan haini, bebek katili, insanlık düşmanı değil halkların kardeşliği için çalışan insancıl sayılırsınız.

Faşist TC Devleti Kürtleri sömürdü dersiniz ama "Sizin sömürülecek neyiniz vardı" demez hiç kimse. Devlet “Ana Dilimizi Yok Etti”, “Konuşmamızı Engelledi” şeklinde gevelenir durursunuz. Bir Allah kulu da “Bu nasıl bir emperyalizmdir ki tam bin yıldır Kürtçe’yi unutturup, Türkçe konuşturamadı” diye cevap vermez.

Sözde eşit yurttaş olmadığınız için dağlardasınız ama kaçak elektrik kullandığınız yetmezmiş gibi hayvan ağılına somya demirinden dev gibi ısıtıcı yapar, neredeyse tuvaleti bile olmayan eve birkaç tane klima bağlarsınız. Batı’daki adam eşek gibi çalışır, sizin kaçak elektrik bedelinizi öder ama “sömürüden, emperyalizmden” başka da nutuk atmazsınız. Neredeyse ahırdaki eşeğinize bile “Yeşil Kart” çıkartırsınız ama sonra “Dövlet Bize Bahmir” diye feryat edersiniz…

Türkiye’de bölücü terörist olmanın böyle rahatlıkları vardır işte…

Anadolu’nun, Trakya’nın, Karadeniz’in birçok köyünde ne okul, ne sağlık ocağı vardır ama onlar dağa çıkıp askere, polise, masum vatandaşa kurşun sıkmayı bir an bile aklına getirmez. Mardin’de haince şehit ettiğiniz 20 yaşındaki er Barış Akkabak’ın Antalya’da oturan 78 yaşındaki dedesi Ramazan Akkabak, yamalı pantolonuyla taziyeleri kabul ederken, bir ihtiyaçlarının olup olmadığını soran Kaymakam Günlü’ye “Allah devletimize zeval vermesin, başka bir şey istemiyorum. Engelli maaşım var, onunla geçiniyoruz. Bize yetiyor. Ben kimseden bir şey istemiyorum” demesi hayvanları bile utandırırken siz de en küçük duygu uyandırmaz.

Terörist olmanın faydaları saymakla bitmez. Kimilerine göre dağda gerilla, şehirde vatandaş, üniversitede öğrenci olursunuz. Gece askere kurşun sıkar, gündüz köyün bakkalı olursunuz. Asker sizi yakaladı mı, “TC devleti halka zulüm yapıyor” diye feryat edersiniz.

Şehirde polise molotof atar, araç kundaklar, örgüt adına para toplarsınız ama yakayı ele verince “Faşist TC” diye ortalığı velveleye verirsiniz. Sonra yandaş avukatlarınız bir yolunu bulur sizi kurtarıverir. Daha olmadığı Avrupa’daki dostlarınız hemen ziyaretinize gelir, sizin için beyanatlar verir.

Ege Üniversitesi’nde terör estirip, ülkücü Fırat Çakıroğlu’nu güpegündüz katledersiniz ama orada da terörist değil öğrenci sayılırsınız. Fakülteleri terör örgütü kampına çevirirsiniz kimse görmez, kantinler örgüt evlerinden farksızdır ama nedense kanunlar orada işlemez.

Şehirde ananızın eteğini giyer polise molotof, taş ve havai fişek atar, ardından “Şerefli Direnişten, Devrimci Ahlaktan” bahsedersiniz. Dağda her gün onlarca Kürt kızının ırzına geçilirken, sen şehirde etekle şeref mücadelesi verdiğini söylersin de kimse seni sorgulamaz.

Terörist siyasetçi olmak da güzeldir. Onun avantajı da bambaşkadır. Her gün devlete küfredersin ama ay sonu gidip tıkır tıkır o devletin maaşını alırsın. Devletin her türlü imkânından faydalanır, makam aracına biner, televizyon televizyon gezer terör örgütünün “Barış ve Demokrasi” masalını anlatırsın. 12-13 yaşındaki çocukların dağa çıkartılmasına ses çıkarmaz, kendi çocuklarınla havuz sefası yaparsın. Bir de utanmadan “TSK da silah bıraksın”, “Barış Gelsin” diyerek insan halklarından, barıştan, kardeşlikten nutuk çekersin. Bir “Şeref Sahibi” de “Terör nedir” “Terörist Kime Denir?”, “PKK’nın yaptıkları” nedir diye sormaz.

Terörist olmanın, terörist siyasetçi olmanın faydaları saymakla bitmez. Doğu’da kafasına silah dayadığın vatandaştan “demokratik olarak” oy ister, televizyonda elinde sazınla barış türküleri okursun!..

Hükümet “Açılım” adı altında devletin bütün şerefini ayaklar altına alır, terörist başıyla müzakere yapar, sizde oradan kendinize büyük bir misyon aparırsınız. İstedikçe istersiniz, arsızlığın, şirretliğin dibine dibine vurur, istekleriniz karşılanmazsa hemen siyaset ağzıyla alttan alta “Barış tehlikeye girer” diyerek tehdit edersiniz.

Gazeteciyseniz de terör örgütünü alttan alta, yedire yedire desteklemenizin size faydası vardır. Nasılsa medya ve sanat dünyası eski tüfek solcuların işgali altındadır. Siz de “Halkların Kardeşliği” diyerek, komünist PKK ile gizli işbirliği yaparsanız hem “devrimci yoldaş” olursunuz, hem de bir mevki kazanırsınız. Belli mi olur, bugün olamadıysanız belki yarın siz de “Akiller Heyetinde” yer alır, Diyarbakır’da Nevruz’da “Barış Gövercini” uçurur, bilirkişi diye televizyon kanallarında boy gösterirsiniz…

İşte böyle dostlar ülkemizde terörist olmanın böyle faydaları, rahatlıkları ve avantajları vardır.

❋

NOT: Bu bir ironi yazısıdır. Hatırlatalım istedik. Ne olur, ne olmaz diye…

Can Bayram