ÜLKÜCÜ DÜŞMANLARI

Oda Tv, “Ülkücüler Çinili Fırını Yanlış Okuyunca” bir haber yapmış…

Gazeteci deyimiyle “asparagas” yani uydurma bir haber…

Neymiş efendim?

Ülkücüler, Çinili fırını, Çinli fırın olarak okumuş ve protesto etmiş…

Vay… Vay… Vay…

İyi de, haberde yayınlanan ve protesto etti dedikleri kişilerin yer aldığı “hatıra fotoğrafındaki” kişilerin neredeyse tamamı en az üniversite mezunu… Aralarında yüksek lisans yapanlar da var…

Nasılsa millete, “Ülkücüler Çinli yerine Koreli dövdü yalanını” yedirdik, bunu da yediririz diye düşünüyorlar…

Meslek ahlakıymış, dürüst habercilikmiş, insanlık onuruymuş hak getire… Saldır gitsin!

Gelelim meselenin aslına…

Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsü ülkücüleri Beşiktaş’taki Çinili Restaurant geleneksel iftar programı düzenliyor. İftar sonrası dışarıda hatıra fotoğrafı çekiliyor. Hepsi bu. Evet, evet ne eksik ne fazlası hepsi bu kadar…

Haber yapmak, haberci olmak bu kadar mı ayağa düşer?

Ülkücülere duyulan kin, bu kadar mı şerefsizce ve yalan haber yaptırır?

Nerede kaldı meslek ahlakı, haber namusu?

 

          

 

Ülkü Ocaklarına atılan iftira bununla sınırlı değil…

            Ya Sultanahmet’teki Koreli turist yalanına ne diyeceksiniz?

            İstanbul Ülkü Ocakları, Doğu Türkistan için Sultanahmet’te binlerce insanın katıldığı büyük bir yürüyüş ve protesto gösterisi düzenledi.

            “Paralelci” olduğu amirlerince iddia edilen bir polisin kalabalığı tahrik etmesiyle polisle bir grup ülkücü arasında kısa süreli bir arbede yaşanıyor.

            Sonra Doğan medyası arbede görüntülerinin sonuna oradan geçen ve ne olduğundan bile habersiz Koreli turistlerin görüntüsünü montajlıyor. Sonra da “Ülkücüler Çinli zannettikleri Koreliler’e Saldırdı”diyerek kampanya başlatıyorlar…

Sabahtan akşama kadar “Koreli turistleri dövdüler” diye haber üzerine haber yapıldı. Yetmedi sosyal medya da ülkücülere yönelik “Algı Operasyonu” başlatıldı.

Konuyla ilgili İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, ertesi gün yazılı bir basın açıklaması yaptı ve bazı sorular sordu.

Ama ne haberi yapan gazeteci ne de Doğan Medyası tek bir cevap bile veremedi.

Ne sormuştu Yıldırım?

“Eğer böyle bir saldırı olmuşsa, saldırı anının kameralara ya da fotoğraflara yansımış olması gerekmez miydi?

Saldırıya uğradığı iddia edilen Koreli turist ya da turistlerde darp izlerinin olması gerekmez miydi? Yahut saldırıya uğradığı iddia edilen kişiler polis ekipleri tarafından koruma altına alındığı gösteren video ya da fotoğrafı olması gerekmez miydi?

Saldırıya uğradığı iddia edilen bayan kamera görüntülerinde sadece gülerek ben Koreliyim demiştir. Siz hiç saldırıya uğrayan kişinin güldüğüne şahit oldunuz mu? Hele hele böyle saldırıya uğradığı iddia edilen turist ise ağlamaması, panik yapmaması size normal geliyor mu? Polislerin onları koruma çemberine alarak refakat ediyor olmaları lazım değil mi?”

Herkes Doğan Medyası’ndan bu sorulara yanıt beklerken, Doğan Medyası yeni bir “Yalan Habere” daha imza attı.

Saldırıya uğrayan turistler şikayetçi olmuş… Yani saldırı var ki, şikayetçi var denilmek isteniyor…

Ertesi gün İl Başkanı Yıldırım, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giderek emniyet müdürünü ziyaret ediyor.Öğreniyor ki, ne bir şikayetçi var ne bir şey.

Anlayacağınız Doğan Medyasının iki yalan haberi bir doğru bile etmiyor…

Elbette yalan haber furyası bunlarla sınırlı değil… Taksim’deki Çin lokantasındaki dövüldüğü iddia edilen Uygur aşçıdan da bir haber yok. Ne şikayetçi ortada, ne de saldırıya ait bir görüntü…

Ya Tophane’deki Çin lokantasına yapıldığı iddia edilen saldırılarının neden hiçbir güvenlik kamera görüntüsü yok? Dayak yediği iddia edilen aşçı neden birkez olsun kameraya çıkmaz? Yahut neden şikâyetçi olmaz? Hadi bunları geçtik, neden polis olayın failleri yakalamaz?

Çünkü bütün haberler kurgudur, yalandır, algı operasyonunun bir ürünüdür!..

 

            

 

Özellikle Meclis Başkanlığı seçiminde MHP’nin kendi adayını desteklemesi ile başlatılan “Algı Operasyonu”, “Karalama Kampanyası”, “Kumpas Girişimi” aldı başını gidiyor…

Yalanlar diz boyu, iftiralar katmerli…

Peki kim ya da kimler, neden MHP’ye ve Ülkü Ocaklarına saldırıyor?

CHP-Cemaat-HDP-İşçi Partisi-Doğan Medyası ile bilindik Solcu Medya aynı safta…

Bu koalisyonunun adına “Menfaat Koalisyonu” ya da “Şer Cephesi” diyebilirsiniz.

Hepsi tek koro halinde Ülkücülere ve MHP’ye saldırıyor…

Hepsi tek bir yerden kumandalı gibi yalan haberler üretiyor…

Bu “Algı Operasyonunun”, “Linç Kampanyasının” sebebi nedir?

Mecliste kilit parti olan MHP’nin, CHP ve PKK uzantısı HDP ile koalisyona mecbur etmek. Eğer bu başarılamazsa olası erken seçimde MHP’nin oylarının CHP’ye kaymasını sağlamak ve olası yeni mecliste CHP-HDP koalisyonu gerçekleştirmek. Peki AKP ne olacak? derseniz. Bu şer ittifakı MHP’yi meclise sokmamayı başarırsa, ikinci alternatif olarak AKP-CHP koalisyonu kurdurulacak. Yeni seçimde MHP mecliste olmazsa, AKP mecburen CHP ile koalisyon kurmak zorunda kalacak.

Tabi bunlar sadece benim ön görülerim…

Bana öyle geliyor ki, MHP’ye ve Ülkü Ocakları’na yönelik algı operasyonu, sıralı yalan haberler, hedef göstermeler artarak devam edecek…

Tıpkı Halaçoğlu örneğinde olduğu gibi…

 

Bize de tek bir sözü haykırmak kalıyor:

Sur da bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes,

Ey kahpe rüzgar, artık ne yandan esersen es!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Can Bayram Arşivi
SON YAZILAR