CİNNET NOKTASINDAKİ DEĞİŞİMCİLER!

Adam, Başbuğ’un delikanlısıydı, 12 Eylül zindanlarında çile çekti, birileri aklına girdi, cemaat-tarikat cenderesine düştü, yetmedi, Başbuğ’un anlayışı ile uyuşamayıp birkaç kişiyle partiyi terk edip gitti; bıraktığı parti her seçimde MHP’den “ittifak” bekliyor!

Üstelik o adamın beraber çekip gideceği adamlar hala MHP’de nedense…

*

Adam, bir ilçede belediye başkanıydı, Ülkücüler onu bir güzel parlatınca, Başkent’te aday yapıldı kazanamadı, “baş” olma hevesiyle CHP’ye çekip gitti…

Duyduk ki tantanayla geçtiği CHP’den de istifa etmiş!

*

Adam, Başbuğ’un yanındaydı, vekil oldu, bakan oldu, mahkemelik oldu, beraat etti geldi yine vekil oldu, son seçimde kendi memleketinden birinci sıra adayı yapıldı, kazanamadı… Şimdi “baş” olmaya kalkmış.

*

Adam önce Ocak dergi temsilcisiydi, sonra il başkanıydı, belediye başkanı adayı oldu, kazanamadı; milletvekili adayı oldu, kazanamadı; genel başkan adayı oldu, kazanamadı. Seçimden önce “defolup gidin” dediydi, şimdi “baş” olmak isteyen birinin yanında gezip duruyor.

*

Adam, fitneçağ’ın yazarı. MHP’den göç edip tarikat ayağıyla BBP’de de duramayıp şimdi MHP’ye “baş” tayin etmeye kalkıyor.

*

Adam, başka bir fitneçağ yazarı. Ülkü Ocakları başkanıydı, cemaat-tarikat ayaklarına kapılıp Alperenliğe heveslendi, çekip gittiydi, ekmek çıkmayınca MHP’ye dönüp geldi. Şimdi “lider” beğenmeyip eski alışkanlıklarına devam ediyor. Koray abisini destekledi ve Mansur abisine CHP’de danışmanlık bile yaptı, kaybettiler.

Şu aralar bir Ablasına yağdanlık olmak ve partisine sövmekle meşgul…

*

Adam, Gazi’de öğrenci iken düğününü bile yapan liderinden destur alıp Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve sonra MHP MYK üyesi olmuştu. Ablalarından birine bulaştı, bir Mersin vakasıyla istifa etti. Baykal amcasının kasetlerine meraklıydı. “Lider”ine bir daha yaklaşamadı, unutuldu gitti diyorduk…

Şimdi “baş” olmak isteyen başka bir Ablasının daha yanında şehir şehir geziyor.

*

Adam, Türkeş’ten beri demokrasi arıyordu. Hocaydı, hatırlı bir babanın oğluydu. Genel Başkan adayı olmak istedi, dandik üyeliği ortaya çıktı.

Bir ara, “Bu kadar demokrasi hangi partide var?” dediydi. Sonra “MHP, ABD çizgisinde politika yapıyor” dediği MHP’de milletvekili ve genel başkan yardımcısı oldu.

“Bahçeliyi savunmak, Anayasa’nın ilk 3 maddesini savunmaktır”tan “Bahçeli değişmelidir”e terfi etti. Vekilliği duruyor ama görevinden istifa edip Diyarbakır’da gösteri yapıyor, ekranlarda yönetimi eleştiriyor!

O şimdi, “Türkeş’in mirası için Rize”den yola çıkan” bir “baş” olma sevdalısı…

*

Adam, bir kaset meselesinden istifa eden bir vekilin damadıydı. Azerbaycan-Rusya-Türkiye üçgeninde müthiş turları vardı, Aliyevlerin kankasıydı. Vekil toplantısını bırakıp mafyanın sünnetine katıldı. Lider, fırıldakları anlayınca, çekil” dedi, dinlemeyince aday yapılmadı, küçük kıyameti koptu.

Kılını kıpırdatmadığı seçimlerden sonra “500 delegeyle geliyoruz” dedi, “350 kesin” dedi, sonra ablası ile müşterek zemin arar oldu.

Ablası ve abisi ile mahkemeye verdiler partilerini…

Karşısına hangi Ülkücü çıkarsa mahkemeye verdi, olmadı…

İnternet ve sosyal medya cambazlıklarının alasını yaptırdı, olmuyordu, sonra mahkemenin kayyumu falan vız geldi, “8 Mayıs’ta kurultay” diye buyurdu.

Şimdi şehir şehir Ablasına çalışıyor…

*

Ve bir kadın…

Zamanın bayan başbakanının bakanıydı, meşhur abiyle kankaydı, kıratı pek severdi, demokrattı, “DYP’ye Katolik nikahlıydı”, AKP’nin kuruluşunda ağabeylerinin yanındaydı, koştu geldi MHP’den seçildi, Meclis Başkan Vekili bile yapıldı.

7 Haziran öncesi, Haber Türk’e “Devlet Bey çok iyi de bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır, ama demokrasinin yanında durur. Partiye zarar getirecek bir şey Türkiye'ye faydalıysa, onu yapar. Devlet Bey'i kamuoyuna doğru düzgün anlatamamamız bizim eksikliğimizdir. Devlet Bey ile daha rahat ve sükûnet içinde çalışılıyor. Fikirlerimizi çok rahat ifade edebildiğimiz biri” demişti, sonra aday yapılmayınca “değişim” aşkına kapılıverdi.

“Niye korkuyorsun kardeşiiimmmm?” demeye başladı. Önce Asena dediler tutmadı, “Topuklu efe” dediler, gitmedi…

O şimdi “Anatürk” ve “Başbakan” olma sevdasında…

Yanında yukarıda saydığım birçok kelli felli adam… “Erdoğan, Atatürk’ten büyük adam” diyen danışmanlar, “Abla aleyhinde yazanın anası karım olsun” diye Ülkücülere küfreden eskiler, seçilememişler, aday olamamışlar, Doğru Yol’un toz olmuş süvarileri, birçok dönek yazar-çizer, bilmem kimin otobüsleri ve Medyanın müthiş MHP’de Genel Başkanı değiştirme telaşı ile her akşam bir şehir ve kanalda…

Hem de elini öptüre öptüre!

*

Hepsi birden “değişim cinneti”nde… İlle de “değişim”!

47 yıllık Türk milliyetçiliği kalesi MHP’yi değiştirme cinnetinin sebebi ne olabilir sizce?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Deniz ÖZKÖK Arşivi
SON YAZILAR