Mehmet Fatih Doğrucan mahdumunuz, sen MHP’nin başına geçinceye kadar MHP seçmenliğinden istifa etmiş, duydun mu hanım kardeş?

            Bir fedain de “Bozkurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz” diye twit atmış…

            Çok fazla “Kırmızı başlıklı kız” masalı okutmuşsun onlara hanım abla

            “Ayaz”dan şikâyet eden olsa olsa çakal olur be gurban…

            O çakallar da inlerine çekildi bir bir…

            15 Temmuz’dan beridir de sus-pstun, hayırdır hanım, diyecektim ki…

            Başarılı olsalar seni Başbakan yapacaklarmış, olmadı, nasip işte…

            Hay aksi, yakanı bir türlü bırakmıyorlar…

Sen ve Çağrı Heyeti’ndeki 3 yoldaşın hakkında “kesin ihraç” talebiyle MHP Merkez Disiplin Kurulu'nda tedbirli olarak Uzaklaştırma kararı verildiğini öğrenmek seni çok üzmüştür, çoookkkk!

Bu yetmemiş, senin sekreteri FETÖ’den ihraç etmişler…

Eh azıcık mırın kırın etmişsin…

“O FETÖ’cü değil muhteşem bir Ülkücüdür” demişsin…

Yok mu ihraçtan kurtaracak, berat ettirecek bir avukat ve hâkim falan?

Onlar da mı sırra kadem bastı abla?

            Niye kalkıp Bahçeli’den, görevden alınan, ihraç edilen Ülkücüler için yardım talebinde bulunuyorsun?

            Anlaşılan 15 Temmuz’dan beri Devlet Beyin MHP Genel Merkezi’nde nasıl bir hummalı çalışma yaptığından haberin yok be kuzum?

            Haksızlığa uğrayan herkes Bahçeli’ye başvurdu, kimilerini çekip aldı, görevine iade ettirdi.

            Yahu hanım abla, hani geçen gün Elif diye küçük bir kızı da Suriye’den getirtti Devlet Bey, sakın Türk filmi falan sanmayasın…

            “Paralel, FETÖ” diye diye Türkmen Beyinin dilinde tüy bitti… Siz o zamanlar övgüler düzüyordunuz meczup hocaefendinize…

            “Değişim de değişim” diye tutturduydunuz…

            Esenboğa tarlalarında delege kovalıyordunuz, unuttun mu hanım abla?

            Sizinki de bile bile ladesti…

            Olmayacak duaya âmin deyip durdunuz be kardeş…

            MHP’yi 12 Eylül’den sonra mahkemelere düşürmüştünüz…

Sizin hâkimler de FETÖ’cü çıkıp tutuklanmışlar…

            “25 bin kişiyle Saray’a yürümeyi” neden düşünmüyorsun?

            Bari yalnız git, bir görüş eski yoldaşınla… Zamanında AKP için az mı dolaştıydın Tayyip beyle… Bir rica… Bir fincan kahve de mi içmediniz, hiç mi hatırınız yok be hanım abla?

            Hele bir Doğruyolcu meslektaşın Soylu’ya soraydın, ne oluyor diye be kardeş…

            Senin şu meşhur “İçişleri Bakanlığın”, sadece Esenboğa tarlalarında gariban polislere mi söküyordu abla?

            Bunca zaman sonra durup dururken…

            Neden Devlet Beyi hatırladın?

            Yine Bahçeli hiç birşey yapmıyormuş gibi açıklama yapma hinliğindesin…

            İhraç edilen sekreterin için “muhteşem Ülkücü” demişsin; Ülkücülüğün ayar aleti elinde mi kardeş?

O sekreterin bir ara Bahçeli ve MHP’ye hakaret ediyor muydu, DYP-AKP-FETÖ referanslı Ülkücü olur mu?

            Üstelik, Fitneçağ gazetesine açıklama yapıp duruyorsun.

            Fitneçağ’ın fitnecisi sormuş: “MHP Genel Merkezi devreye girmek durumunda değil mi?”

Sen de bilinmeyen bir şeyi açıklamışsın, sağol, öğrenmiş olduk sayende abla.

Demişsin ki: “Elbette... Üstelik Sayın Başbakan Binali Yıldırım ile Sayın Devlet Bahçeli arasında oluşan kardeşlik hukukunun parçası olmak üzere çok sıkı bir iletişim var. Haksız yere ihraç edilen ülkücülerin durumunu, sanırım o da gündeme getirecektir ve ülkücülerin hakkını hukukunu koruyacaktır.”

Yahu abla, hadi Zaman kapandı okuyamıyorsun, Samanyolu kapandı seyredemiyorsun… Hiç olmazsa ulkucumedya.com’a bir bak, Ortadoğu gazetesi oku, Bengütürk’ü seyret…

Devlet bey, devleti kanatları altına alalı çoook oldu… Birçok Ülkücüyü de göreve iade ettirdi, genel merkezimiz dolup taşıyor…

Hala art niyetli konuşuyorsun, ahkâm kesiyorsun…

            Neyse, artık MHP seni ilgilendirmiyor…

            Meczup eski vaizin olmayacak dualarına âmin diye diye 15 Temmuz’u yaşatanlara karşı direnen Ülkücüler, Bahçeli’nin liderliğinde devletin bekası, adaletin ve hukukun tecellisi için çırpınıyor, haberin olsun hanım abla…