Türk Milleti Haddini Aşanlara Haddini Bildirir
Geçtiğimiz haftalar içerisinde ülkemiz çok önemli bir karar alarak, emperyalizmin sınırımızda planladığı, hayata geçirmek için yıllardır birçok piyes sahneye koyduğu “terör koridoru” hayalini ebediyen yok etmek adına tarihi bir operasyona başladı.
Bu operasyon sadece harf oyunları ile saklamaya çalıştıkları PKK terör örgütünü ve onun Suriye’deki uzantısı/devamı olan YPG terör örgütünü sınırımızdan süpürmekten, yok etmekten çok daha fazlasını ifade ediyordu. Zira bölgemizde diledikleri gibi “at koşturacaklarına”, bize rağmen, bölge içerisinde sözde etnik unsurları kullanarak kukla devletçikler kuracaklarına inananlara tarihi bir tokat, unutamayacakları bir cevaptı…
Operasyon; Büyük Türk Milleti’nin; kendilerini karar alıcılar olarak görenlere net bir mesajı, bizi sığdırmaya çalıştıkları kalıplara sığmayacağını ilan etmesi, bu aziz millete rol biçilemeyeceğini fiilen yine, yeniden ispat etmesiydi.
Bu kadar önemli ve hedefinden daha ziyade anlamlar içeren operasyonumuzun süregiderken gerek içeride gerekse dışarıda birçok kişi ve kurumun gerçek yüzlerinin ifşa olmasına hep birlikte tanıklık ettik. İçeride terör örgütünün siyasi uzantısı ile ortaklık yapanların ikircikli tavırlarını, her fırsatta kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gölgesini kullananların sessizliğini, üstü örtülü ve imalı net olmayan açıklamalarını hep birlikte izledik, dinledik.
Ancak bunlar içerisinde belki de şahsımla beraber birçok insanı da en büyük hayal kırıklığına uğratan açıklama Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yaptığı hadsiz açıklamaydı. Varlığını Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığına borçlu olan, anlaşılan o ki; oturduğu koltuğun önemini tam olarak kavrayamamış olan Cumhurbaşkanı, bölgeye barışı getirmeyi hedefleyen operasyonumuzu, kendisini karar alıcı olarak görenlerin argümanlarıyla tanımlayarak bu aziz milletin değerlerine ihanet etmiştir.
KKTC ülkemizin bir parçası olmakla birlikte stratejik olarak çok önemli bir yere sahiptir. Jeopolitik olarak bu önem şüphesiz herkesin malumudur. 1974 Barış Harekatı ile bedel ödenerek güvenceye alınan ve bugüne kadar vatanımızın bir parçası olan ve bundan sonra da daima parçası olarak kalacak olan “Yavru Vatan’ı ülkesinin değerlerine sahip olmayan ellere bırakmak mümkün değildir. Artık bu noktada hiçbir hassasiyetimizden taviz vermeyeceğinden emin olunan Türk Milletinin öz evlatlarının daha fazla inisiyatif alma zamanı gelmiştir. Özellikle önümüzde her türlü gelişmeye gebe Akdeniz Rezervleri meselesi de beklerken bu durumun ehemmiyeti daha da artmaktadır. KKTC, anavatana ve Ay-Yıldızlı bayrağımıza en üst derece sevgi ve sadakatle bağlı binlerce evlat yetiştirmiştir ve yetiştirmeye devam edecektir. Örnek vermek gerekirse;
Eğitiminin büyük bölümünü Anavatan’da yapan; henüz lise yıllarında Türk Ocakları’nda etkin görevler almaya başlamış, Üniversite yıllarında Yüksek Öğrenim Talebe Derneği Başkanlığı yapmış, Türk Ocakları ve Milliyetçi Düşünce Derneği’nde başkanlık dahil birçok görevi hakkıyla ifa etmiş vatansever bir insan olan Sayın Zorlu Töre ilk akla gelenlerden birisidir. Halen KKTC Meclis Başkan vekilliği görevini de yürüten Töre, tüm hayatını bu milletin ortak değerleri noktasında vakfetmiş değerli bir dava adamıdır. Sayın Rauf Denktaş’a da sağlığında yol arkadaşlığı yapan Zorlu Töre, görev aldığında hakkıyla ifa edecek kişiler arasında ilk akla gelenlerdendir.
Bu millet yeri ve zamanı geldiğinde daima kenetlenmesini bilen, haddini aşanlara haddini bildirme iradesine ve kararlılığına sahip özel bir millettir. Önümüzdeki dönem KKTC’nin başında da bu iradenin tezahürünü etkin şekilde göreceğimizden emin olduğumu ifade etmek istiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.