İSTANBUL'DA İKİ YOL
YSK, İstanbul için, MHP ve Akp' nin seçim sonuçlarına yönelik yapılan “OLAĞANÜSTÜ İTİRAZLARI” ve Yasal Süreç devam ettiğinden dolayı incelemelerini devam ettirmektedir, seçim sonuçları kesinleşmemiştir.
Sonuç ne çıkarsa çıksın, İstanbul'da ya seçimler iptal edilecek ya da iki aday arasında ki açıklanan ve 29.000’ lerde olan oy farkı sadece ilçe bazlı yeniden sayımlarla 13.000’ lere kadar düşmesine rağmen YSK' nun ilgili maddelerine göre mazbatası verilen başkanın, başkanlığı kesinleşecek ve göreve devam edecek.
İtirazlar sonucunda sadece ilçelerde yapılan yeniden oy sayımında 16.000 gibi geçersiz sayılan oy’ un incelemelerden sonra tekrar kabul edilmesi, İstanbul genelinde yapılabilecek yeniden bir oy sayımında bu farkın kapanıp kapanamayacağını siz okurların dikkatine sunmak istiyorum.
Yukarda belirttiğim her iki durumda da İstanbul için bir çıkmazın olacağı kesin gibi. Her ne kadar Sn. Cumhurbaşkanı, “ şeriatın kestiği parmak acımaz, biz YSK' nun vereceği karara saygılıyız” dese de, kendisinin de, toplum vicdanının da rahat olmayacağını düşünüyorum.
Hatta chp' nin yetkililerinin açıklamalarından; sonucun kendilerinin aleyhine çıkması durumunu kabul etmeyeceklerini, devamlı belirtmeleri, yazdığım çıkmazın bir ön habercisi olduğunu anlıyorum.
BİRİNCİ YOL VE SONUCU
İstanbul’ da seçim iptal edilip yeniden yapılmasına karar verilirse;
* son günlerde bazı provokasyon ateşlerinin körüklenmesi, provalar yapılırcasına hareketler içine girilmesi birinci yolun biraz daha sıkıntılar doğuracağının ipuçlarıdır.
*Seçimden sonra mazbatası verilen ve şimdilik sustu gibi görünen başkanın, genel başkanı yanında olmadan ilçe ilçe gezip sözde teşekkür mitingleri düzenlemesi,
*İstanbul'dan gidip, İzmir' de bir miting düzenleneceğinin söylentileri,
(Bayram değil seyran değil, genel başkanı olmadan eniştesi bunu niye öper)
*Çubuk olaylarında, bağıra çağıra olaylara davetiye çıkarılması ki, şehit babası, Kılıçdaroğlu' na “gelme, burada olaylar çıkar dediği” videoların heryerde yayınlanması,
*Bu olayın akabinde, şehitlerimizin katili hdpkk' nın, cehape ve genel başkanını ziyaretleri,
*Kandilin devamlı, “kalkışma” yapılması için talimatlar (!) yağdırması,
*Söz birliği etmişçesine, “biz birlikte değiliz” diyenlerin, yetkili (!) ağızları ile kandilin; tüm konuşmalarının örtüşmesi, İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu' ya ağır sözler sarfetmeleri, istifasının istenmesi ve suçduyurusunda bulunmaları,
*1 Mayıs günü için bazı duyumların olduğu,
Yazılabilecek bir çok konu ile birlikte, BİRİNCİ YOL olarak açıkladığım, İstanbul' daki Yerel Seçimlerin iptal edilmesi sonucunda, ülkenin ne kadar çıkmaza gireceğinin ipuçlarını ve belirtilerini gösterdiğini düşünüyorum.
İKİNCİ YOL VE SONUCU
Bu ikinci ihtimal yol da, verilebilecek bir karar tamamen içler acısı bir karar olacağının göstergesi olacaktır.
Seçim sonuçlarının böylece kabul edilmesi ki; Cumhur İttifakına oy veren seçmen ile toplum vicdanını derinden yaralayacak bir sonuç, Cumhur İttifakının verilen oylarının gaspedilmesi anlamını taşıyacaktır.
Tüm olumsuzluklar, sunulan belgelere rağmen, ikinci yol; yani mazbatası verilen şahsın başkanlığının kesinleşmesi, bu ülkede yıllar yılı konuşulacak bu ülkede yaşayan taraflı tarafsız herkesin beyninde kazınmış bir KARA LEKE olarak kalacaktır.
KARA LEKELER ile seçim kazanmak, makamları işgal etmek, bazılarınca makul sayılsa da, makul saymayan ve azımsanmayacak bir çoğunluk olan kesimce de şaibeli bir seçim sonucu olarak devamlı gündeme getirilecek ve insanlar huzurlu olmayacaklardır.
Ankara-İstanbul gibi Büyükşehirlerde burun farkıyla seçim kazandı görünen adayların, Belediye Meclis Üye sayılarının yeterli çoğunluğu sağlayamadığından dolayı yapacakları, verecekleri hizmetler merakla beklenmektedir.
Her Meclis toplantısının tartışmalı geçeceği kaçınılmaz bir gerçektir ki, şimdiden başlamıştır bile.
Sadece günü kurtarmak kaygısıyla, göstermelik, insanları aldatmak ve algı yaratmak adına sözde hizmet ediyorlar gibi davranılmaktadır.
Özellikle de TÜRK İNSANININ hassas olduğu konuları seçerek bu aldatmacanın içine giriyorlar. Henüz “dişe dokunur ne bir hizmet gerçekleştirmiş, ne de bir karar alabilmiş” değiller.
Hâlbuki ki, Sn. Devlet Bahçeli' nin “Büyükşehir Başkanlarını halk seçsin, seçilen başkanda ilçe belediye başkanlarını atasın” şeklindeki masumane talebin de dahi artniyet aradılar. Fakat şimdi Belediye Meclis çalışmalarında çıkan çatışmalardan sonra Sn. Bahçeli' nin teklifinin haklılığı görülmeye başlanmıştır. İlerdeki gün, ay ve yıllarda çok daha iyi anlaşılacaktır da, geçen zaman, emek, yapılamayan ve verilemeyen hizmetlerin sorumlusu kim olacaktır, kimden hesap sorulacaktır ?
Belediye Meclisinin görev ve yetkileri 13 Temmuz 2005 tarihinde 25874 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 17-32. Maddeleriyle belirlenmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.