VİCDAN
Dünyanın tamamı ve ülkemiz, üzülerek söylüyorum ki çok zor bir dönemden geçiyor. İnsanlar tedirgin, bedbaht, hayata küsmüş, ne yapacağını bilmez bir halde, nerede patlayacağı belli olmayan mayın gibi geziyor.
Hoşgörüsüzlük, vurdumduymazlık, bananecilik, acımasızlık, insafsızlık, fırsatçılık, arsızlık, hırsızlık, taciz, tecavüz, edepsizlik v.b. gibi birçok olumsuzluklar adeta bir virüs gibi bütün dünyayı ve ülkemizi sarmış durumda.
Altında yatan neden nedir diye düşündüğümde; en büyük eksikliğin ahlâk, edep ve vicdan yoksunluğunun tavan yaptığını görüyorum.
Vicdanı, “kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlâk değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel güç” diye tanımlıyoruz.
Teoride tanım tamam da, pratiğe baktığımızda uyabiliyor muyuz?
Tabii ki hayır!
Peygamberimiz (SAV) kızı Fâtıma’ya, “cefa gördükçe vefalı davranmamız, yabancılık gördükçe aşinalık etmemiz, kötülük görünce iyilik etmemiz için bize emir vardır” diye buyuruyor.
İnanan ve imam edenler olarak biz, hiç bu Peygamberin (SAV) ümmeti miyiz, diye düşünüyor muyuz?
Sadece dış alemin şatafatına aldanıp, mânâ alemini unuttuğumuz için basireti bağlanmış insanlar içinde kaldık.
Halbuki, kalplerde yanacak iman ışığı tüm dünyayı nurlandıracak, aydınlatacaktır.
Hacı Bektaş-ı Veli “Marifet ehlinin ilk makamı edeptir,”
Mevlana “Eriyen kar gibi ol kendini kendinle yıka,”
Derken, ta yaşadıkları asırlardan, günümüze vicdanlara ve akıllara mı seslenmişlerdi?
Çünkü akıl, “varlığın hakikatini idrak eden, maddi olmayan, fakat maddeye tesir eden basit bir cevher; maddeden şekilleri ayırarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan kıyas yapabilme gücüdür.” Muhakeme melekesidir. Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayıran bir güçtür.
Kullanabiliyor muyuz?
“Din kaçmış mezhep arıyoruz” diye bir söz var. Olaylar o kadar mecrasından çıkartılmış bir durumdaki, iğneyle kuyu kazarak, vicdansızların içinde vicdan, akıl yoksunlarında akıl, edep fakirlerinde edep arıyoruz.
Satın alınmaz ki alasın, bağışlanmaz ki olmayanlara bağış yapasın. İnsan fıtratında olan bir duygu çeşmesidir. O çeşmeden acı su da akar, tatlı su da. Tatlısını bulup insanlara sunmak önemli.
Allah YÜCE TÜRK MİLLETİNİ tüm kötülüklerden korusun, DEVLETİMİZİ DAİM EYLESİN.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.