BU NEYİN KORKUSU JÖLELİ?
İmanı zayıf olanlar korkar en çok…
En çok da korkaklar, ihanet eder.
Hainler korkar çevresinden…
Toplumun kanını emenler korkar halkından…
Korku insana her şeyi yaptırır.
Gerek Padişahın, gerekse serok Ahmet’in dilinden “kefen” düşmüyor nedense…
Etrafları koruma zırhında…
Bir yere gitmeden polis ordusu gidiyor oraya…
Bulundukları yere sinyal kesiciler, keskin nişancılar falan…
Azrail’e kafa tutan, kefeniyle dolaşan siyasetçiler, halkçı olabilir mi?
Müslüman, iman etmiş, kadere rızası olan, daha doğrusu “fıtrat”ında Allah’ın takdiri olan bir devlet adamı niye yüzlerce korumayla dolaşır ki?
Kirli işin, ekmeğine kan doğradığın bir şey, komşularının sınırına tecavüzün, terörle dansın, yolsuzluğun arsızlığın falan mı var ki ölümden bahsedip duruyorsun?
Hem “şehitlik”, öyle cart curt ederek ölmek mi yani?
İş serok Ahmet ve Padişahtan dalkavuklarına da sıçradı…
Aslında şizofreni emaresi bunlar…
Bu yalaka Jöleli de delirenlerden…
Havuz orospusu müfteri yatağı ahaber’de, devşirme dalkavuk Jöleli, “Benim 2 tane ruhsatlı silahım ve onlara ait yüzlerce mermim var, son kurşunum bitmeden Beştepe’nin kapısından kimse giremez!” diye atmış savurmuş…
Kendini “Kiziroğlu Mustafa Bey” sanan Davutoğlu’ndan sonra Battal Gaziliğe soyunan Jölelimiz de oldu sonunda!
Allah Allah! Şizofreni bulaşıcı galiba… İyice ruh hastası oldu bunlar… Kim girecekmiş ki Beştepe’ye? Fethullah hocayla, Aydın Doğan mı yoksa?
Yahu Jöleli, Türk Telekom’dan, TRT’den, havuz basınından cukka iyi…
Ama birader bir adam bu kadar fırıldak olamaz ki…
Devleti ata, hükümeti de binicisine benzeten fırıldak…
Daha önce de "Erdoğan için ölmek gerekirse ben ölürüm" demişti.
T.C.nin Cumhurbaşkanı’na Anayasa’da olmayan “Başkan” diye hitap ediyor, öve öve bitiremiyordu: “Başkan’ın Cumhur ile sahada kucaklaşma süreci başladı ve yerleşik düzen ve iç-dış unsurlar çıldırsalar da bu süreç devam edecek... Yeni Türkiye tam olarak tesis edilene kadar...”
Allah Allah! Madem öyle bu korku niye Jöleli?
"Kürdistan kurulsa da Türkiye genişler" sözleri neydi aslanım?
Bre dönek, “Barış gelirse MHP kapanır” demiştin, şimdi sandıktan MHP geliyor diye mi korkuyorsun?
Der Spiegel dergisi, “Yiğit Bulut'a göre dünyada 2,5 lider var. Biri Putin, biri Erdoğan. Buçuk da Obama… Eğer ileride başbakan bunu dinlerse felaket” diye yazmıştı.
Adamlar nasıl da biliyor mallarını… Galiba o günler geldi!
İşleri güçleri spekülasyon, mazlumu oynamak ama yemezler…
Süleymanşah’ı kamyona yükleyip kaçırdıklarında, operasyonu “Başkomutan” sıfatıyla bizzat Erdoğan'ın yönettiğini öne sürmüş, “Süleyman Şah Operasyonu bize bir kez daha 'Liderlik nedir' sorusuna cevap verme fırsatı verdi. Evet, liderlik, hiçbir küresel ve yerel baskıya izin vermeden ülke yararına karar alabilmektir...” derken Hükümet ise operasyonu Başbakan Davutoğlu'nun bizzat yönettiğini açıklayıp komutanlarla birlikte fotoğrafları servis edilmişti.
Jöleli bu, 14 Aralık medya operasyonuna gerekçe olarak El Kaide ile bağlantılı Tahşiyecilerin lideri Mehmet Doğan'ın silahlı mücadele çağrısı yaptığı sözlerinin görüntülerine de yer verip Tahşiyeciler soruşturmasını destekleyen sözler sarf eder.
Jöleli bu, MİT Tırlarının Türkmenlere yardım götürdüğünü söyler sonra. Ama yalan yine gizli kalmaz, AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, durdurulan MİT TIR’larının komşu ülke Suriye’de Esad’a karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu’na silah ve mühimmat taşıdığını itiraf eder!
Bu jöleli hangi “lider”den bahsediyor acaba?
Jöleli, cemaatin Türkçe Olimpiyatları’na katılıp “Dünyanın birçok ülkesinde Türkçe okullarının olduğunu görmek, bir Türk vatandaşı olarak çok gururlanıyorum. Büyük Türkiye'nin büyük adımları bu.” diyen ikiyüzlüdür!
Habertürk’te Zaman Gazetesi'nin her sesin ve rengin bulunduğu bir mozaik olduğunu belirterek öven ama 17-25 Aralık baskınıyla aptallaşan adamdır.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda, tek amacın Başbakan'ı infaz etmek olduğunu söyleyip “Eğer yolsuzluk yapan sol elimse sol elim kesilsin. Sağ elimse sağ elim kesilsin” bile dedi.
Sonra Türkiye üzerinde oyun oynandığını ileri sürerek, “Açıkça söylüyorum bilip de söylemeyen, elinde malzeme olup da kullanmayan, ben neler biliyorum da söylemiyorum diyerek açıklamayan herkes şerefsizdir” dedi.
Şimdi “paralel” yaygarasıyla dalkavukluğun zirvesine çıkan Jöleli’ye daha geçen gün gittikleri Arnavutluk’un cumhurbaşkanı ağzının payını şöyle verdi: “Gülen okulları ne Arnavutluk ne de Türkiye için tehdit teşkil ediyor.”
Şimdi Battal Gazi’liğe soyunmuş, silahtan söz ediyor…
Akılları fikirleri ölüm, silah, para, kefen…
Bir ara, “Sayın Başbakanı Ortadoğu'da kefeni ile gördüm. Bu söylediğim çok ciddi. Ortadoğu'da kefeni ile dolaşırken gördüm. Nerede mi gördüm. Libya'da, Mısır'da,Tunus'ta, Lübnan'da gördüm.” diyen de oydu…
Şimdi almış altıpatları eline kaçaksarayı, velinimetini korumaya soyunuyor…
Bu korku neyin nesi Jöleli?
Hesapsız yediğiniz hurmalar mı var yoksa?
Mustafa ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.