BULANIK SUDAKİ İRTİCA
Türkiye’nin baş belası…
Ha PKK ha FETÖ ha irtica…
Üçü bir arada…
15 Temmuz cinnet gecesi iş başındalar…
Yine din kisvesinde… Yine Allah ve Muhammed aşkı yalanıyla…
Köprüde Mehmetçik kesip biçenler…
Kaplancılar denen sarıklı cüppeli yobaz kitle...
İstanbul’da köprüde iş başında yine… Teslim olan, yakalanan erlere yapmadıklarını bırakmayan irticanın temsilcisi…
Utanmadan yaptıkları açıklamaya bakın:
“Köprüye öyle bir ateş düştü ki o ateşin ateşi ile kimse kim olduğunu anlayamadı. Kıran kırana bir savaş yaşandı. Hey yer 3 metre yüksekliğinde yeşil sarıklı ermişlerle doldu. Mezarından kalkan o gün demokrasi savaşına katıldı. Ve bir nur vardı orada o nura kimse bakamıyordu. Ve bir vatan haininin başını kesip öldüren Hz. Muhammed (sav) di. Herkes onu gördükten sonra ‘Darbeye Hayır’ diye bağırarak demokrasimize ve Hz. Muhammed’in aşkı ile Başkomutanımız Erdoğan’a sahip çıkarcasına kâfirlerin kanını döktük ve savaşı kazandık.”
Bir insan, bir Müslüman nasıl kardeşini boğazlayabilir?
21.Yüzyılda bir Müslüman nasıl Hz. Muhammed’i cinayetine vasıta edebilir?
Nedir bu? Birinin cinleri mi?
“Demokrasi” kılıfında adam boğazlayan riyakârlık…
Hurafe, bidat, şirk, gıybet, münafıklık, cehalet ve ihanet…
Ne ararsanız var…
Asla “Türküm” diyemeyen, asla “Türkiye Cumhuriyeti” ve “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” diyemeyen örümcekli kafa…
Asırlardır beslenen kafa…
Zaman zaman güç denemesine kalkışan kafa…
Cahil, meczup, din tüccarı adamları şeyh, şıh, efendi bellemiş, Kur’an değil kara kitap erbabı…
Camilerini ayıran, imamlarını seçen, ruhban sınıfı yaratıp şeyh besleyen, ticaret ve siyasetle uğraşan din simsarlığı…
Köleliliğini, uşaklığını yaptığı Pensilvanya’da okuyup üflenmiş Amerikan banknotlarından keramet bekleyen zavallılık…
Sözde din kisvesi ile insanlara hükmetme faşizmi…
İslami yaşantı diye kara çarşafı, cüppeyi, sarığı, sakalı kullanıp kafir icadı cep telefonları ile iletişim sağlayan müptezellik…
Müslümanlık diye aptal Arabın bedevi yaşantısına özenen kimliksizlik…
Seçim meydanlarında siyasetçiyi peygamber ilan eden, tanrı vasıflı sayan ilimsiz, kültürsüz, tarihsiz karanlık kafa…
Ve bu kafaya siyasi çıkar uğruna asla müdahale etmeyen boyu küçük gölgesi büyük adamlar…
Ve geldiğimiz nokta:
Türkiye Cumhuriyeti’nde okunmuş Amerikan banknotları ile darbeye kalkışan mankurt kitle… Muhammed’in askerine Muhammed’in ümmetini kırdıran İsevi Müslümanlık!
Bu tehlikeyi taa Patrona Halil isyanından, Kabakçı Mustafa isyanından, 31 Mart vakasından tanıyor Türk milleti…
Şeyh Eşref ayaklamasından, Düzce ayaklanmasından, Dersim isyanından tanır…
Şeyh Sait isyanında bellemiştir irticayı… Menemen’de aynen Köprüde Muhammed aşkıyla adam kesen irticacılar gibi Kubilay’ı kesenleri bellemiştir.
Ve Atatürkçü, Kemalist etiketiyle mütedeyyin halkını dışlayıp küçümseyen devrim yobazlarını da bellemiştir.
Bu işin sorumlularında biri de milletin parasıyla lüks ve şatafat içinde yaşayan Diyanet’tir. Onca kadroya, onca paraya rağmen “İslam”ı millete anlatmamakta, cemaat, tarikat, şeyh, şıh, hoca efendilere fırsat vermektedir.
Koskoca devlet, kendi elleriyle beslediği canavarlara kendi çocuklarını teslim etmiş, yarattığı eşitsizlik, eğitim sektörü, kurumları ile üniversite bitirmiş beyinlerini FETÖ’ye kaptırmıştır.
Köprüdeki vahşet sadece bir örnek… FETÖ sadece bir örnek…
Her gün medyada aileleri, kızları erkekleri zehirleyen tuhaf kılıklı delileri, kadınları yarı çıplak oynatıp Mehdilik taslayan şarlatanları, dini reytinge kurban eden allameleri kimse görmüyor.
Bu ülkenin tek belası irtica ve cehalet…
Türk milletinin düşmanı tarihte hiç eksik olmadı, olmayacaktır da…
Ha PKK, ha FETÖ, ha irtica…
PKK terörünü silahla ezersiniz ama beyinlerdeki irticayı silahla yok edemezsiniz!
Bunun ilacı Türk milliyetçiliği ve Atatürk’ün fikri hür, vicdanı hür nesillerinin yetiştirilmesidir…
Bu da okul kapatarak değil, milli eğitimle mümkün olur…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.