Müstemleke ülkesi takımı gibi…

“Milli ruhsuz”, şuursuz ve kaygısız futbolcuyla olacağı bu kadar…

“Profesyonel futbol”un bir “sektör” olduğunu unutan seyircinin istismarı ile bu kadar…

Milyarlarca lira maaşla “milli takım hocalığı” yapıp havasından rant elde etmek, Türkiye’de sun’i şöhret yapılıp Avrupa’da elekten geçemeyince kös kös Anadolu takımlarına düşmek, şöhretken abuk subuk “imajlar”la gençliğe kötü örnek olmak, gece hayatında kızlarla yakalanmak “Türk futbolu” falan değildir.

14 yılda bütün değerlerimizi yerle bir eden AKP zihniyeti, sporumuzu da kendine benzetti zaten…

TFF’de çevrilen fırıldaklar, milli kimliğimize Osmanlıcı ve Kürtçü takımları mıh gibi çivilemeye kalkmak, mafyayı spora sokup rant elde etmeye kalmak ve binbir tantana ve milyarlarca liralık sponsor firma reklamlarıyla Türk milletinde oluşturulan algı operasyonları hep AKP’nin eseri…

14 yıldır sadece yol ve inşaat yapmakla köşe olmuş bir iktidarın Atatürk adı taşıyan ne kadar stadyum varsa yıkıp devasa Arena isimlerle profesyonel maçlara sunmak dışında bir icraatı var mı?

Sürekli dopingli çıkıp madalyaları geri alınan sporcular bu devrin eseri…

Memleketinde onca takım varken milyarlarca dövize yabancı takımlara sponsorluğa soyunan THY bu devrin eseri…

Spora şikeyi cemaat dalavereleriyle sokan, Türkiye’nin 3 büyük güzide takımını ve kulüp başkanlarını mahkemelik ve birbirine düşman eden, gereğinden fazla yabancı futbolcu transferine izin verip Anadolu çocuklarını kesen kafa bu devrin eseri…

Avrupa kupasında daha ikinci maçta havlu atan bir “milli takım”…

Taaa oralara kadar destek için giden Türklerin protestosuna sahada tahammül edemeyen sözde profesyonel sporcular nereden peydah oldu?

Sahadan çok reklam filmlerinde görülen o futbolcuların tek işi iyi futbol oynayıp millete bir şeyler vermekten ibaretti…

Bu işin millilikten uzaklığı “kırmızı-beyaz” formanın saçma sapan uçuk maviye dönmesinden belliydi.

Fransa’da uçaktan inen takımın lakayt, milli gururdan yoksun, birilerinin moda diye giydirdiği çorapsız, kısa, boru gibi kıyafetlerinden belliydi…

Yiyip içip geziyorlar, en iyi tesislerde kamp yapıyorlar, en iyi şartlarda seyahat ediyorlar ama futbol oynamıyorlar… Şımarık, kılığı kıyafeti ve davranışları ile olumsuz örnek olan sporculuk daha popüler çünkü…

78 milyonluk ülkeden 15 futbolcu çıkaramayan hocalar oturup bir düşünmeli, TFF Anadoludaki futbolun halini, alt yapıları bir gözden geçirmeli…

Bu iş, adı Gençlik ve Spor Bakanlığı olup nam için Erzurum’a kış olimpiyatı düzenlemek, tesislerini çürütmek, Gençlik ve Spor bayramlarını stadlardan söküp atmak, birilerinin emriyle Federasyonlarda görev almak, birilerinin siyaseti gereği Osmanlıspor’u ve Amedspor’u tescillemek, 1.300 lira asgari ücrete çalışan halkın takımının başına milyarlarca lira maaşlı hocalar atamak değil…

Futbol, kapitalist sistemin oyuncağıdır, Türk milleti bunu bilmeli… Savrulan milyarlar şu kıyaslamayı aklınıza hiç getiriyor mu?

Turnuvanın en fazla maaş alan hocasına sahip Milli Takıma milyarlarca prim, sınırda nöbet tutan Mehmetçiğe 48 lira maaş!

İktidara yakın olanın baş tacı edildiği spor müesseseleri ve kişiler sporumuzu çökerttiler…

Türkiye, daha ikinci maçta havlu attı, gerisi hikayedir.

Gerisi AKP’nin memleketi ne hale getirdiğinin hikayesidir.

“Biz bitti demeden bitmez” diye yırtınıyorlardı…

Daha gol pozisyonuna girmeden, sahada koşmadan, sun’i şöhretlerden gol beklemek, sevgilileriyle gündemden düşmemek, kendilerini dokunulmaz sanmak, bol paralı reklamlarla sporculuğunu gölgede bırakmak, sözde “profesyonel” futbolcuların egolarının tatmin etmek bu milletin kaderi değil…

Bu çocuklar, milli ruhlarını mı kaybetti? Aldıklarını millete “helal ettirmeyi” düşünemediklerine göre durum vahim!

Daha ikinci maçta pil bitti…

Elin oğlu böyle “bitti” dedirtiverir işte!