GEZİ, TANK VE KOÇ…
Koç ailesi bir ferdini kaybetti.
Yobaz Akit, bir ölünün ardından “Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç öldü. Koç, son olarak denize işediği için 2300 TL ceza ödemeye mahkum olmuştu” haberi yapacak kadar adileşiyordu.
Tıpkı “Camide içki içtiler” rezilliği gibi… Tıpkı “bebekli kadına saldırdılar” yalanı gibi…
Yüz bin insana iş veren, katma değer üreten bir holdingin başkanı vefat etmiş, onlar hala çirkefliğin, bitmez tükenmez kinin peşindeler…
Mustafa Koç’un cenazesine bir gün önce Saray’da görüştüğü Cumhurbaşkanı da katılıyor. Tabii Davutoğlu da yanında… Baba Rahmi Koç’un iki yanında yer alıyorlar.
Oysa 17 Aralık 2013’te patlayan yolsuzluk skandalı ile sarsılarak 4 bakanını kaybeden RTE, Mayıs 2013’te yaşanan Gezi Parkı olayları için Koç’ları suçlamıştı.
Eylemcilere yiyecek yardımının Koç’un sahibi olduğu Divan Oteli'nden dağıtıldığını doğrulayarak "30 bin kumanyayı kimin dağıttığını, eylemcileri otellerinde kimlerin barındırdığını biliyoruz" demişti.
"Bunlar güdülen iktidarlara alışmışlardı, istediklerini indiriyorlardı, istediklerini getiriyorlardı. Bunlar aynı oyunun içindeler. Bunlar turnusol kağıdı gibi ortaya çıktı. Terörle işbirliği yapanları kendi otellerinde yatırıp kaldıranları biliyoruz. Bunların hesabı sorulacak. Faiz lobisi de çıktı ortaya” diye bağırmıştı.
Evet, Koç ailesi Gezi olaylarında demokrasi ve hukuktan yana açık bir tavır alınca RTE’nin çok bozulduğu açıktı.
Ama 2014’te, Başbakanken Koç’a ait Ford’un açılışına katıldı, “Ben, ülkemin Başbakanı olarak, ülkemde yatırım yapacak bir gruba, bir kişiye karşı kin tutacak halim yok" diyordu artık.
“Yerli ve milli” hikâyeleriyle milleti epeyce oyalamalarına rağmen, yandaşı işadamlarından bir proje çıkmadı, yani bir “yiğit” bulamadılar. Onların oradan buradan TV, gazete, şirket sahibi olmaktan başka hünerleri yoktu.
Türkiye’nin ilk milli ana muharebe tankı olacak olan Altay, Koç Grubundan Otokar’da tasarlanıp geliştirildi ve seri üretimine de talip oldu.
Mustafa Koç ölümünden bir gün önce Saray’da teklif sunmuştu.
Otokar’da tasarlanıp geliştirilen Altay için ilk karar 2007’de alındı, çalışmalara 2009’da başlandı, 2012’de 2 prototip ortaya çıktı. Altay’ın tasarlanıp geliştirilme maliyeti yaklaşık 500 milyon dolardı.
Altay’ın prototipleri her türlü iklim ve arazide 4 bin kilometre test edildi. Atış kontrol sistemini Aselsan, zırhını ise Roketsan geliştirdi. Altay’ın 4 mürettebat, 120 mm ana silah, lazer güdümlü füze atma kabiliyeti, kule makineli tüfeği ve nükleer-kimyasal tehdit tanıma sistemi de bulunuyor.
2012’de 1 ve 2’nci prototiplerin tanıtıldığı törende de RTE vardı.
Ama…
Şimdi olaydan farklı kokular yayılmaya başladı.
21. Yüzyıl Enstitüsü Başkanı emekli Tümgeneral Haldun Solmaztürk’ün, Mustafa Koç’un, ölmeden bir gün önce Saray’da silah konusunda hiçbir yetkisi bulunmayan RTE ile görüşmesinin açıklanmasını istemesi dikkatleri başka yöne çekti.
Solmaztürk, “Koç’un geliştirdiği 3,5 milyar dolarlık Altay tankının seri üretime geçişi sırasında AKP ve RTE’ye yakınlığı bilinen Şems Ethem’in şirketi BMC’nin devreye girdiğini” belirterek, “Cumhurbaşkanı, Koç’la niçin konuştuğunu açıklamalı” dedi…
Meydanlarda “yerli ve milli edebiyatı” yapan iktidarın son dönemlerde savunma sanayii ile ilgili önemli birçok projeyi gerçekleştiremediği de ortada…
Otokar’ın seri üretime hazır hale getirdiği Altayın üretimi için 18 Ocak’ta Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na teklifte bulunuldu. 250 tank üretilecekti. Koç’un projesi önemli bir aşamaya gelmişken, AKP’ yandaşı, gazete ve televizyon patronu ve BMC’nin sahibi Şems Ethem devreye girdi, tankın seri üretimine talip oldu. AKP yandaşlığı, bu ihalede BMC firmasını daha şanslı konuma getirdi. İşte bu aşamada Koç, Erdoğan ile görüşmüştü.
Ancak savunma sanayii ihaleleriyle ilgili karar verme yetkisi Cumhurbaşkanı’nın değil. Buna rağmen Cumhurbaşkanı neden ilgileniyor?
“3,5 milyar dolarlık ihale için söylentiler” dolaşırken, RTE neden Mustafa Koç’la projeyi konuştuğunu açıklamak ihtiyacı hissetti acaba?
Sonra neden koşa koşa cenazeye geldiler?
Yakında her şeyi öğreneceğiz… İhaleyi yakından takip etmeli vatanseverler…
Mustafa ÖNDER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.