HUBRİS-KİBİR SENDROMU VE MİTOMANİ HASTALIĞI
İnsanlık toplum yaşamına geçtikten sonra yöneten-yönetilen, egemen-güdülen, zengin-fakir ikilemesi içinde yaşamışlardır. Aydınlar, bilim adamları, sanatçılar ve sonraki dönemde medya mensupları, dengenin kurulması için insan hak ve özgürlüklerinin laik ve hukuk devleti düzeninde sürmesi mücadelesi vermişlerdir. Ancak mutlak egemen olmak, iktidar gücünü otoriter yönetimle sürdürmek isteyenler, farklı hastalıklı kişiler de olmuştur. Tıp dilinde bunların başında gelen hastalıklar, mitomani ve hubris ile açıklanmaktadır.
Mitomani Hastalığı;
Mitomani yalan söyleme ve en önemlisi de söylediği yalana gerçekten inanma hastalığıdır.
Mitomanikler, suçluluk psikolojisinden kurtulamazlar. Her şeye bahane uydurma durumu, zaman içerisinde büyük yalanlara yol açar.
Bazı kişilerin iddia ettikleri olayın gerçekleşmediğini bilerek kalabalıklar önünde yalanın rahatlıkla haykırılması Mitomani hastalığındandır.
Mitoniklerin yalanı ortaya çıkınca doğruluğuna herkesi inandırmak için daha büyük yalana başvurur ve kontrollerini kaybederler.
Mitoniklerin yalanı ortaya çıkınca kontrolü kaybeder, yeni bir iddia da bulunur. Ancak o iddia da onun dediği gibi değildir.
Mitomanik biri söyleyeceği yalanı olduğuna inanarak söyler.
Mitonikler; iddialarının yanlış olduğunu bilmesi onda suçluluk psikolojisi oluşturduğundan bu yalanla işin içinden çıkacağını düşünür.
Mitomanikler; suçluluk psikolojisiyle hareket etseler de asla vicdan azabı çekmezler. Vicdan azabı çekenler Mitomanik değil demektir.
Mitomanikler; konuşmadan duramazlar. Her gün mutlaka bir yerlerde kendilerini yalanlarla anlatma fırsatı oluştururlar.
Hubris Sendromu-Kibir Sendromu
Bazı insanlar; kazandıkları paralar, zaferler, unvanlar, makamlar, seçimler ve şöhret olmakla aldıkları övgülerle farkında bile olmadan Hubris Sendromu’na kapılırlar.
Hubris Sendromu; genelde kibir sendromudur. Sendroma kapılanlar kendilerine kutsiyet atfeder, yanındakilerde buna inanır ve başkalarını da inandırmaya çalışır.
Sadece diktatöryel sistemlerde değil aynı zamanda demokratik ülkelerde sürekli kazanılan seçimlerle liderler Hubris olurlar. Bunlar krizler, savaşlar, ekonomik ve siyasi felaketlerle beslenirler.
Hubrisler; para ve makamı kendi menfaatleri için kullanıp itibarlarını arttırmak ve kendilerini yüceltmek için her yolu mübah görürler.
Hubrisler; kendilerini millet yerine koyarlar. Şahsına yapılan eleştirileri mesleğine, unvanına makamına, şöhret olmasına, topluma yapılıyor diye lanse ederler.
Hubrisler; normal faaliyetleri kutsayarak anlatırlar. Yaptıklarını anlatırken cennete giden yöntemlerden bahsediyor zannedersiniz
Hubrisler; realiteden uzak bir öz güvene sahiptirler ve muhaliflerini daima hor görürler. Her hubris kendini dünya yıldızı zanneder.
Hubrisler; yanlış uygulamalarını herkese kabul ettirmek için bu uygulamaları maliyeti ne olursa olsun ahlak ve dürüstlük temeline dayandırırlar.
Hubrisler; diğer insanlar ve sıradan mahkemelerin kendilerini yargılayamayacağını ancak tarihin kendilerini yargılayabileceğini savunur.
Hubrisler; kimi kendine düşman görürse onun etrafındaki hubrisler’i tespit edip kullanmayı başarır. Yeni gözdeleri bu hastalıklı tiplerdir.
Hubrisler; kendilerini kutsal görüp yücelten herkese sahip çıkarlar. Bu beklentilerine karşılık bulamazsa yoketme yolunu seçerler.
Hubrisler’in en önemli özelliği beklentilerini karşılamayan dostlarını bir çırpıda harcayıp onlara en ağır iftirayı atmaktır.
Hubrisler’in mücadeledeki yol arkadaşları da hubrislerdir.
Toplumlar hubris ve mitomani hastalığına tutulmuş maceraperestler eliyle sarsılır, huzursuz olur. Dikkat etmek gerekir.
Günün Sözü: Hırs insanın kişiliğini bozar.
Nurullah AYDIN
25 Ocak 2016-ANKARA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.