LÜTFEN YILBAŞI İÇİN MİLLETİN SARAYINDA BİR ODA!
Önümüz yılbaşı! Yeni Türkiye’nin nimetleriyle güzel bir gece geçirerek 2015’e girmek lâzım! 2014’ü ezile büzüle geçirdik, şöyle içimiz açılsın... Padişahın bu sene kullanmadığı bir Audi bizi evden almalı... Yeşil mermerler, altın varak süslemeler, ipek masa örtüleri, altın gümüş takımlar, Gördes işi turkuaz halılar, kocaman bir salon... Özel porselen takımlarda siyah havyar, istiridye, Haydari, kadınbudu köfte, Çerkez tavuğu, içli pilav, hindi servisi! Selçukî sarayda İngiliz Skoç viski içecek halimiz yok ya, altın varaklı bin liralık kadehlere Tefenni anasonunda imbiklenmiş aslan sütü yakışır... Ardından gelsin kaymaklı ekmek kadayıfı, fıstıklı baklava ve yanında dövme Maraş dondurması... Vatanın dört bir yanından leziz meyveler... Ferah, yüksek tavanlar, özel yapım halılar, özel ithal ağaçlar, muhteşem bir ışıklandırma... Koca saray, elbet fasıl heyeti çıkarırlar... Sonra senfoni orkestrasından vals, dans müziği... “Millet”ten esirgeyecek değiller ya... Aralarda saray komedyenleri Kadir, Hülya, Yavuz, Şivan, İbrahim ve Alev’den skeçler! Ne güldürürler ama... Sonra klasik Türk müziği orkestrasından yılın şarkıları... Ohhh! Bakın, sıkı sıkı tembihimizdir, aman sarayın dalkavukları ayak altında dolaşmasın! 364 gün yetiyorlar zaten, o gece onlara katlanamayız! Gecenin sunuculuğunu da mutlaka sulugöz Bülent yapacak, olmazsa olmaz! İhtişamlı salonda gece 12’de Millî Piyango çekilişi... Mutlak büyük ikramiye çıkar. Ne de olsa zat-ı âlileri “hikmetli”, doğup büyüdüğü, seçildiği şehirler bile mübarek yahu! Gece saatler 12’yi vurduğunda havai fişek gösterisi! Tüm Angora görmeli, Kızılay, Çankaya inlemeli! Sonra mahzenden çıkarılan 50 yıllık şampanyalar patlamalı masada! Dans, dans... ve... rakkâseler fırlar sahneye... Arkasından oyun havaları, heyyt ulennn! Her ne kadar imarsız, hukuksuz da olsa “devletin demirbaşı” dedi zatı- şahaneleri... “Devlet dediğin milletin elini öper, milletin hizmetkârıdır” dedi ya sadrazam! “Saray, babamın malı değil ya, milletin malı” dedi ya padişahımız! Zaten o gece hanedan dışarıda olur, ya Gazze’dedir, ya Urla’da, ya da İslambol’daki Vahideddün Köşkü’nde... Ohhh, kimseyi rahatsız etmeyiz, vur patlasın çal oynasın sabaha kadar! “Milletin sarayı” değil mi yahu, 1150 odadan birine rezervasyon yapınız lütfen! Herhalde bizi “yarım pansiyon” ağırlayacak hali yoktur koca devlet sarayının... Sonra nefis bir uyku... Gül serpiştirilmiş kuştüyü yataklarda... Öğleye doğru şahane bir kahvaltı... Sonra... Siyah bir Mercedes bizi evimize bırakmalı... Hesap, “örtülü”den tabii ki! “Alooo!” “31 Aralık 2014 akşamı için milletin 1150 odalı sarayında bir oda lütfen!” “Kim miyiz?” “Türk milleti, Türk milleti!” Mustafa ÖNDER [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.