MHP’NİN ÖLÜSÜ BİLE İKTİDAR OLACAK…

 

Anlaşılıyor ki, ümitsiz, patlayan istikrar balonundan ve AKP’den 14 yıldır canı yanan kesimler MHP’yi iktidar yapmak sevdasında…

Ama bu haliyle MHP, dört gözle bekledikleri ne ANAP, ne DYP ve ne de ilk yıllarındaki AKP gibi bir iktidar olmaz…

Herkes bunaldı. Millet, sanayici, sermaye, aydınlar, yargı, medya, asker, polis, herkes…

Türkiye’nin bu gidişatını durduracak, nefes aldıracak, milli kimliği koruyacak, terörü bitirecek, milli ekonomi ve sanayiye cansuyu verecek, Saray’a bir dur diyebilecek sadece MHP var…

O halde… “MHP değişmeli!”

Bahçeli gitmeden değişim olmayacağına göre Bahçeli gitmeli…

Türkiye’nin bütün medyası bastı yaygarayı…

Ortamı iyi koklayan, vefadan, sadakatten, davadan habersiz birileri ok gibi fırladı.

Kimi “O an geldi” diye yola çıktı hemen, kimi de “ille de başbakan olacağım” diye… Birileri de, birileri yarışıyor, medya da onları pohpohluyorken, “Ben de varım” dedi.

Televizyonda 3-5 dakikada geçiştirilen, basında üçüncü sayfada zor yer bulabilen MHP, altı aydır hergün gündem!

Sermaye, cemaat, medya ve AKP asimetrik propagandaya aldı Ülkücüleri…

Komplocuların “toplum mühendisliği” dedikleri operasyonlar sökün etti.

Her aday, medya, internet ve iletişim teknolojisini ölesiye kullanmaya kalkınca…

“9 Işık’ın şekillendirdiği” Ülkücüler, birbirlerine hakarete, ihanete, muhbirliğe başladı!

Vekil toplantısı yerine mafyanın sünnetine gitmeyi tercih eden biri fırlayıp çıkmıştı, baktılar ki hırsı aklının önünde, vazgeçtiler…

Sonra Ablayı buldular. Bahane de hazırdı, “topuklu efe”yi harcamışlardı, mağdurdu, geçmişinde DYP’lilik, ANAP’lılık, AKP kuruculuğu vardı, kadındı, damardan girdiler!

“Ya başbakan olacağım ya da babaanne…” demeye başladı.

Susturup “Başbakan olacaksın” diye ikna ettiler, o da hızını alamadı, bol kaynak, lüks otel lobileri, emre amade otobüsler, konvoylara bindirilmiş eskiler, seçilememişler ve Bahçeli’nin karargâhından firarileri görünce Başbakanlık çantada keklikti…

Seçim meçim değil, sadece kurultay toplamak için ülkenin cümle medyası, cemaati, mafyası, sermayesi yanlarındaydı…

O kadar meydanı ona bırakmışlardı ki, “ANAP bize kayınca oyumuz patlar” bile dedi.

Paralel, yandaş ve havuz medyası derken “Abla medyası” da oluşturulunca, kendini “Asena” değil, “Anatürk” sanmaya, “Bana oy verecek delege sayısını açıklasam genel merkezin uykuları kaçar” demeye başladı.

Onun değirmenine akan suyun kaynağını sorgulamayan Ülkücülere, “Yaptırdığım anketlere göre MHP’nin oy oranı yüzde 25 gözüküyor. Kurultayın yapılmasına destek olan delege salt çoğunluğun üzerinde” demekten çekinmez oldu.

Siyasette “24 saatin bile önemli” olduğunu Çiller’den öğrenemezdi elbet!

Siyasi hayatında hiç bu kadar medyatik olmamış, her gece bir yerde sahne almamıştı, “Yahu bu medya seçimde bu desteği verseydi MHP tek başına iktidardı” diye hiç düşünmeden, hikmeti kendinden bildi!

“Sadakat, vefa, dava”, canlı yayınlarda “cemaat”e feda edildi. Kendini meclis başkanvekili yapana “başparalel” demeye başlamıştı artık.

Oysa onlar, MHP’ye oy vermeyi bırakın, ekranlarında Türk milliyetçiliğine yer vermemişti, bu iltifatın sebebini bile sorgulamayacak halde kendinden geçmiş, “Bana karşı 3. Dünya savaşı başlattılar” diyebildi.

“Savaş”, ya işgalciye ya da hainlere karşı yapılırdı, düşünemiyordu artık, çevresi sarılıydı, ikbal peşindekiler, MHP’yi değiştirmek isteyenler ona “paradigmayı değiştireceğiz” dedirtiyordu, farkında değildi…

Bahçeli’nin defalarca şans verdiği adamla Emniyet’i bastığı günlerde sandı kendini…

Sözcü’den Aydınlık’a, CNN Türk’ten NTV’ye kadar hepsi beyin yıkama yarışında, kıyıda köşedeki hatıralarından başka bir şeyi olmayan eski ülkücü etiketli yazar-çizeri bile sahneye sürdü.

Ülkücü ailenin sırlarını sokağa dökmekten bile çekinmiyorlardı artık…

Milliyetçi Hareket’in bütün yivleri törpüleniyordu.

“Değişim” mutlaka yapılmalıydı MHP’de…

Ameliyattan çıkmış Bahçeli, ummadıkları direnci koydu önlerine…

O malum değişim çevreleri, tel alternatif olan MHP’nin ölüsünden bile iktidar çıkarma niyetindeydi, baraj altında bile yüzde 8-9 oy veren Türk milliyetçilerinin direnişini gördüler.

3 aday gibi Ablaları ve çevresindekiler de vekil değil… TBMM grubu ne olacak? Genel Merkez’de başka bir oyun oynanmakta, birileri birini kürsüye sürüverirse ne olacak? Mevcut dört aday, neyin bedeliyle Ablalarına tebaa olabilir ve sempatizanlarının yüzüne nasıl bakar?

Şimdi başka yollar deneyecekler…

Ablaya yeni bir sıçrama lazım…

“Köşe kapma yarışı”ndaki yandaş haber siteleri hemen “Ablanın 23 Nisan’da Söğüt’ten adaylığını açıklayacağını” ilan ediyor. Biraz otantik ve MHP misyonuna uygun olsun, otel lobilerinden, turizm otobüslerinden biraz insinler değil mi?

AKP’yi şişirmekle görevli anket şirketleri devrede…

Kimi “Abla gelirse MHP yüzde 20,9, Bahçeli kalırsa baraj altı” başlığıyla basında, kimi de “Abla genel başkan olursa MHP yüzde 18,7’ye çıkıyor, başka parti kurarsa yüzde 8,2 oy alır” başlığıyla medyada pompalanıyor!

AKP yandaşı anketçiye göre, “AKP tarihi rekor kırıyor, CHP yerinde sayıyor, MHP baraj altı!”

Kesin olan şu ki, AKP ve Saray’ın tek alternatifi MHP’dir!

Milletin şu anda yegâne ümidi MHP’dir!

Sermaye-cemaat-medya-AKP, mutlaka MHP’de değişim istemektedir ki, onu iktidar yaparak soluk alsınlar…

Bu işi tersinden okuyun, MHP’nin ölüsü bile iktidar adayıdır. Mecburlar!

Bahçeli, bahçesinde yapacağı temizlikle kolayca 2019’da iktidar, göreceksiniz!

Yeter ki “asimetrik algı operasyonu”na pes edilmesin…

Onun bunun eline düşürülmüş MHP’yi asla görmeyelim!

Gerisi “geldikleri gibi giderler” hikâyesidir… Beşinci parti yollarıdır!

 

Mustafa ÖNDER

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR