Armut toplar gibi FETÖ’cü topluyorlar…

            Akılları başlarına yeni gelmiş kandırılmaktan…

            Her akşam vatandaşı selalarla meydanlara topluyorlar…

            Yıllarca yazdık, bizi cemaat düşmanı, ırkçı ilan ettiniz.

            Dedik ki, FETÖ için Atatürksüz 1 liralık basıp tedavüle sürenler ihanet içindedir!

            Dedik ki, cemaatin Türkçe Olimpiyatları düzmece bir algı oyunudur, AKP o olimpiyatlarda meczup Fethullah’ı övme yarışına giriştiniz…

            Dedik ki, cemaate akıtılan paralarla kurulan okullarda Türkçe seçmeli dildir, ana dil İngilizcedir, AB-D’ye hizmet etmektedir, o okullardakilerin çoğu CIA kontrolündedir; bizi din düşmanı ilan ettiniz!

            Saray’ın bir talimatıyla başağı edilen Serok Ahmet, “Elif gibi doğru Ak Parti!” diye bağırıyordu…

Size ”Ilımlı İslam mucitleri, BOP eşbaşkanları, elifi ‘Atatürksüz 1 liralık’ sananlar, elifi kupon arazi sananlar, elifi ayakkabı kutusu sananlar, Ergenekon’da ordunun tepesini içeriye tıkıp 17-25’te ‘aldatıldık’ yaygarası koparanlar, Habur’da teröriste bayram ettirip terörü hortlatanlar” dediğimizde bizi faşist, demokrasi düşmanı ilan etmiştiniz!

            Bu memleketin en büyük düşmanı irtica ve bölücülük dedik, ırkçılıkla suçladınız…

            Arap baharı bela dedik, Suriye politikanız yanlış dedik, Şam’da namaz kılacaktınız, Diyarbakır’daki camiyi bombalattınız, bizi ümmet düşmanı ilan ettiniz.

            “Analar ağlamasın” diye milletin anasını ağlattınız; hala “aldatıldık” diyordunuz, dedik ki Dolmabahçe mutabakatı rezillik; demokrasi düşmanı ilan ettiniz.

            Güneydoğu’da taşları bağlayıp itleri serbest bıraktınız, silahlandılar, palazlandılar, şehirleri köstebek yuvasına, belediyeleri PKK lojistik deposuna çevirdiler, dedik ki OHAL ilan edin, hürriyet düşmanı ilan ettiniz!

            Dedik ki, Gazi Meclis’te şu millet düşmanlarını barındırmayın, kaldırın dokunulmazlıkları; korktunuz, bize dokunurlar diye reddettiniz…

            Eski sicilli solcu, devşirme PKK/HDP’li adamın biri daha dün Gazi Meclis’te, alçakların bombaladığı Gazi Meclis’te gözünüzün önünde bebek katilini övüyordu, bir şey yapmadınız…

            Size hep dedik, dinlemediniz…

            Devlet bey yıllardır söylüyor, dinlemediniz…

            MHP’ye musallat oldular, mahkemelere düşürdüler, kökü Pensilvanya’da dedik, dinlemediniz, bol bol muhalifleri pompaladınız…

14 yıldır iktidardasınız, 14 yıldır, “milli” konularda, “vatan-millet-devlet çıkarına” konularda destek vermeyi milli vazife bilen MHP’yi parçalatmak için elinizden geleni yaptınız.

            “Türk milliyetçisiyim, Ülkücüyüm” diyeni faşist, ırkçı ilan edip milliyetçiliği ayaklarınızın altına almıştınız!

            Eeeeee?

            Ne oldu da, meydanlarda Bozkurt işaretleri ile dolaşıyor, mitinglerinizin sonunda çöpe attığınız asil Türk bayrakları ile şov yapıyorsunuz?

            Ne oldu da, cemaatin MHP’ye ele geçirme operasyonunu kavrayıverdiniz?

            Ne oldu da, “ne isterlerse verdiğiniz” FETÖ darbecilerini 3-4 günde isim isim tespit edip açığa almayı düşünebildiniz?

            Ne oldu da, Ordudaki, YÖK’teki, yargıdaki, eğitimdeki, polisteki, Başbakanlık ve hatta Cumhurbaşkanlığındaki “yapıyı” birden tespit ediverdiniz?

            14 yıldır her birini siz atamış, liyakati olmayanı alavere dalavere ile siz makam sahibi yapmıştınız, ne oldu da gözaltına alıyorsunuz?

Siyasi ikbaliniz uğruna dansik sarı sendikalar üreten sizdiniz; imam-hatiplerden memur üretip devlet kademelerine atayanda sizdiniz?

Ne oldu ağalar, ne oldu da hepsini armut gibi topluyorsunuz?

            Özrünüz kabahatinizden büyük; tarihten ders alsaydınız, hiç darbeler tekerrür eder miydi?

            Menderes’i mazlum ilan edip 27 Mayıs’tan ders almadınız, Evren’i yargılayıp 12 Eylül’den ibret almadınız, beslediğiniz kargalar gözünüzü oydu!

            Attığınız bumerang geri döner dedik, inanmadınız…

            Tarih bilmiyorsunuz ağalar! Din diye meczuplara, tarih diye fesli inkarcılara, ilim diye dalkavuklara inandınız hep!

            Ne oldu da, âlim diye atadığınız dekanları istifa ettiriyorsunuz?

            Ne oldu da OHAL ilan etmeyi vazife bildiniz?

Demokrasi istediğinizde ineceğiniz “araç” olmadığını anladınız mı?

Dönüp dolaşıp geldiğiniz yer yine demokrasi ve hukukun kucağı oldu değil mi?

Dönüp dolaşıp geldiğiniz yer adını bir türlü söylemediğiniz “Yüce Türk milleti”nin sinesi oldu değil mi?

Boşa dememiş atalar: Bir musibet, bin nasihatten iyidir!