TÜRKİYE BU HANEDANDAN KURTULMALI!
Türkiye’nin bütün sıkıntılarının kaynağı RTE ve ihtirasları…
Kasımpaşa’nın gecekondularından gelip “devlette” ihtişama kavuşmak kesmiyor onu…
“Reis-i cumhur”luk bile tatmin etmiyor…
Biraz susmak, “ağırlığı” ile makamda oturup 77 milyonu kucaklamak bilmiyor…
Ne ettiği yemine sadık, ne kanun gelenek umurunda…
Halk ve AKP’yi zerrece düşündüğünü sanmıyorum, millet bunu er geç anlayacaktır.
İkbali için her şey mubah, dün ak dediğine bugün kara diyor.
Dün kardeşim dediğini bugün hain ilan ediyor.
Aldatıla aldatıla(!) devleti yönetiyor!
Gezi’de yüklendiği ne varsa hepsi mahkemeden beraat etti.
MGK’de cemaatleri “kırmızı kitap”a aldıran dindar cumhurun reisi olarak anılacaktır!
“Başbakanlık” kılıfında yapılan saraya yerleşmesi de planlıydı!
İsteklerinin sonu yok! İstanbul’un felaketi olacağını bile bile sırf adını yazdırmak için “Kanal İstanbul” ve “3.Havalimanı” projelerinde diretiyor!
Saraydaki 1150 oda ve milyarlık örtülü ödenekle ne yaptığını kimse bilmiyor!
Zırt pırt lüks uçağıyla yurt dışında… “Yurt dışı” dediğim de Arabistan, Katar, vs… Oralarda ne yapar, ne iş bağlar bilen yok.
Kendini lider, vazgeçilmez, bilge görüyor; güç ve hırsın kölesi, çevresinin inadına korktuğu, sözünün üstüne söz söyletmeyen, demokrasiye inanmayan, kendi “inanç” kıskacında, para ve gösterişe düşkün…
Bugüne kadar, kendine Allah’ın elçisi, peygamber, tanrı vasıflı diyenlere bir destur çektiğini duydunuz mu? Bu “ego”yla ülkeyi yönetmeye kalkıyor işte!
Halkın sevgisini, devlet kurumlarının saygısını kaybetmek uğruna “itibar” diye itibarsız katrilyonluk saraya kendini atan bir “ego”!
Onun tek gerçeği ihtirasları ve hanedanı…
Hanedanın bir çuval incirini berbat eden 17-25 Aralık skandalları, AKP’nin anayasayı değiştirememesi, AKP’de gelişen çift başlılık, “paralel” kılıfıyla polis ve yargıda savrulan halk çocuklarının uyandırdığı infiale karşı şimdi çocukları bir yandan, kendisi bir yandan şehir şehir dolaşıp oy istiyor.
Bu bir yerde Davutoğlu ve AKP’nin gidişatından ümitsizlik!
Kendisi yetmiyormuş gibi kızları ve oğulları, damadı da başımıza dert! Yani hanedan seçim arefesi etekleri tutuşmuş, alanlarda…
Gittikleri her yerde “Devlet”, sadece ve sadece RTE’nin evlatları olarak onların emrinde…
Etraflarında da bir sürü dalkavuk bürokrat!
RTE ve Bilal için TÜRGEV bir maske… Oğullar, kızlar, damatlar, yandaşlar vakfı. Savcılara, “Gençlere hizmet için kurulmuş bir vakıf” bile dedirttiler! Suudilerin, hatta Acem oğlu Zarraf’ın bağışı, belediyelerin arazi ve binalarının bedelsiz devirleri ile mantar gibi üreyen vakıf…
Paralel’in Fethullah cemaati yerine Bilal’in vakfı ve türetilen İmam-Hatipler konmaya çalışılmakta, İmam-Hatip vasıtasıyla oy devşirilmektedir.
Babalı oğullu “Bütün engelleri yıktıklarını düşünerek” hareket ediyorlar.
Bilal oğlan, Nizip’te konteyner kentteki Suriyelileri ziyaret ediyor.
Bakanla İslam Konferansı Gençlik Forumu’na katılıyor.
Şanlıurfa’da, Diyarbakır’da ve İzmir’de Valiler ve AKP İl Başkanları desteğinde resmi devlet memuru olan okul müdürleri ile toplantı yapıp emirler veriyor. “Dindar ve kindar nesiller” uğruna!
Hangi yetki, hangi görev ve hangi kanuna göre, Bilalleri, Sümeyyeleri krallar gibi karşılayıp isteklerini yerine getiriyorlar bilinmez.
Havuz medyası da “Bilal Erdoğan temaslarda bulundu” diye veriyor. Sümeyye’yi iş kadını diye takdim ediyor, ama oğulların “Necmettin” ve “Ahmet” isimlerini hatırlamıyor!
Burak oğlan gemiciklerle oynuyor, İsrail limanlarında cirit atıyor.
Gemicikler, villalar, kasalarda milyon dolarlar falan… Kamu bina ve arazilerini karşılıksız vakfına devreden belediye ve kamu kuruluşları…
Artık bir üniversiteye de sahip olan Bilal oğlan, adeta AKP “eş genel başkanı”…
Osmanlıcılık oynuyor, ok ve yay kullanıyor!
Vakfına Sapanca manzaralı 15 dönümlük hazine arazisi tahsis ediliyor.
Hanedan mensubu olarak adını anana bile dava açıyor!
Diyarbakır’da demeç bile veriyor: "Çözüm sürecini akamete uğratmaya çalışan bütün faktörlere rağmen bu hükümet, Cumhurbaşkanımızın idaresinde inşallah başarıya ulaştıracaktır" diyor. Diyarbakırlı dalkavuklar da ona kulüplerinin formasını hediye ediyor
Haram paraya el sürmeyip makine ile sayar hale gelenlerin, memleketteki hukuksuzlukların, adalet ve emniyetteki savrulmanın tek kaynağı hanedan ve icraatlarıdır.
Milli iradenin hafızasından silinemeyen 17-25 Aralık’ta “paralel”, yolsuzluğun üzerine çekilen perdedir ve 17-25’in tüm polis, savcı ve hâkimleri hedeftir. Kin ve öfkeyle elindeki imkân ve kadrolarla intikam almaktadır.
Ama umulur ki gün gelir bunların hesabı sorulur…
Türkiye krallık veya padişahlık değildir, milletin sırtında kambur olan hanedandan mutlaka kurtulmalıyız.
Tek çare MHP’nin iktidarıdır, bunların hepsi susturulacaktır, Reisi Cumhur Çankaya’ya gönderilecek, örtülüleri kesilecek, yetkileri gözden geçirilecektir.
“Milli irade”yi, MHP’nin yakın iktidarında göreceğiz!
Mustafa ÖNDER
[email protected]
facebook.com/mustafaonder15
twitter.com/mustafaonder07
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.