“İhanet” tedavi edilemez bir hastalık…

Basitten düşünelim…

Dostlarını, yola çıktıklarını satmak diyelim…

Satışa getirmek, yolda bırakmak, kalleşlik yapmak diyelim…

Onun ilk satışı değil ki…

Daha imza toplamaya başladıklarında cep telefonlarını kendine yönlendirmiş, Koray abileri dellenmişti…

18 Mayıs’ta talanın ortasında polis barikatlarıyla epeyce boğuştuktan ve diğer adayları gönderdikten sonra da satmıştı yoldaşlarını…

Hatta o senaryoya kocasını ve oğlunu da dahil edip nasıl bir dava düşkünü(!) olduğunu da kameralar önünde ispatlamıştı.

Hangi mevkiye, hangi ünvana ulaşırsa ulaşsınlar, mutlaka başka biri, başka bir amaç için ihanet etmekten haz duyarlar…

Bu ilk ihanet, ilk satış, ilk yoldaşlarını terk ediş, ilk vefasızlık değildir…

Kadın kollarında siyasete girdiği DYP’de Çiller Ablasına, Özel Abisine de son dakika Toptancı golü atmakla ünlendiydi. ANAP’taki çalışmaları, sonra AKP’de son dakika çalışmalarını yoldaşlarını terk edip MHP’ye yamanışı hatıralarda taze…

Vekil yapıldı, Meclis Başkanvekili yapıldı, cemaat kumpaslarına girince aday yapılmadığı gün öve öve bitiremediği liderine efelendi.

“Ego”su yüksek… Kâh “faili meçhullerin sorumlusu benim” diyor, kâh “İçişleri Bakanıyım”!

Mahkeme salonları, AKP-cemaat-medya-sermaye sarmalında MHP’yi Esenboğa’nın tarlalarında ele geçirmeye çalışıyor.

Ziyaret ettiği bazı şehirlerde ekibi gece yarıları delege avına çıkıyor, borcu, derdi, iş ihtiyacı ne varsa sağlayacaklarını bile söylüyordu. Günü gelince bunları tek tek deşifre edeceğiz, şüpheniz olmasın!

Bu Cumartesi gecesi Esenboğa tarlaları sıcak…

Dört muhalif iftarda bir araya gelip korsan kongreyi konuşacaklarmış, Ablaları gelmeyince yine satışa gelmiş ağalar…

Yarın korsan kongrede epey sıkıntı yaşanacağı kesin…

Esenboğa’daki milyarlarca lira savurup kiraladıkları otelde, onun ekibinden bir İzmirli Abileri tek tek delegeyi dolaşıp tehditle “Divanı” istediği ortaya çıktı… Diğer adaylarla bir istişare yok… S.Oğan’ın nasıl karşı koyarak delegemi çekerim dediği de biliniyor!

Belli ki “koltuk” paylaşımında kavga çıkmış…

Ankara bu gece sıcak…

İhanet, satış, yolda bırakma, artık siyasetin araçları… Hem de Ülkücü kılığındaki adamların meşru araçları!

Bakın son dakika hevesine:

Adam delege ikna etmek için dolaşıyordu, ikna edilen oluverdi…

İnsanı delirten açıklamalar yaparak…

Devlet Beyin “adam” niyetine seçtikleri hep sırtından hançerledi…

Bir değil, iki değil…

Amma bu diğerleri gibi değil…

Son dakikada, son vagona binebilme ihtirası…

Ülkücü falan değil bu tipler…

Çukurova’nın mayasında da böyle bir şey yok…

Üstelik açıklamaya Başbuğ’un sözlerini sokarak Ülkücü beyni yıkamaya yönelmesi de ayrı bir seviyesizlik…

Seviyeyi de son dakika haberlerindeki “vahim iddialar”da buluyoruz. Elinoğlu delegeyi Kıbrıs’taki kumar masasında satıvermiş…

Ülkücü kılıklı Brütüs bir değil iki değil…

MHP’den seçilmiş Ege’den bir belediye başkanı da son anda son vagona binerek akıllılık yaptığını sananlardan… Dünkü çocuk, kendini Türkeş sanıp onun sözleriyle Kurultay çağrısı yapmış bir de…

Ankara Esenboğa’da tarlalar yanıyor… yarın daha da sıcak…

Tarlalara adam taşıyan araçlarda da, iftar ve sahur bahanesiyle yerleştirilen otelde binbir dalavere…

Ülkücünün hası, Bozkurt’un hakikati böyle puslu, dumanlı havalarda belli olur…

Herşey milletin gözü önünde… İhanet, satış, yolda terk etme…

Ülkücü bunları asla yapamaz.

Belli ki Ülkücü kılıklı Brütüsler türedi artık!