Gece karanlığında bombalanınca kahraman yapılmışlardı.

PKK demek, her yolda kullanılan yüklü katır demekti...

Elektriğe para ödenmeyen, yatırıma imkân verilmeyen, iş makineleri yakılan, barajları istemeyen, yolları kazan, silah gölgesinde zoraki oy kullanılan “çözüm serbest bölgesi” çayırında yayılıyorlardı.

AKP çayırında semiren Uludere katırları, sarayın otlamayı yasaklaması üzerine yine önüne geleni ısırmaya, ardına geleni tepmeye başladı.

“Katır” dediğin kısır ve melez bir mahlûk, anlayıverin gerisini!

Yani... Mayasını bozmaya çalıştıkları bu merada, bilerek katırları üreten bunca “eşek ve kısrak”a ne demeli?

Bu katırların işi cinayet, kaçakçılık, taşeronluk...

PKK leşi taşır, uyuşturucu taşır, sigara taşır, mazot taşır, silah taşır, ihanet taşır.

Katır sahiplerine sorsanız, ekmek parasıdır!

Ama o katırlar, özellikle asker, polis, memur, öğretmen ve hemşire katlinde mahir...

Başlarında da “barış elçisi” diyebildikleri bebek katili dönme!

Uyuşturucu ile katil avanesini besleyen örgüt, sigara ve silah kaçakçılığını da bölgede cahil ve fakir bırakılmış masum halkın çocuklarına yaptırıyor.

Ne için?

İdamlık bebek katilinin serbest kalması ve sözde Kürdistan için...

Otladıkları merayı kendi vatanları sanıyorlar, Türkün yurdundan parça koparmaya heveslenmişler! Kuzey Irak’ta ABD ve İsrail eliyle büyük katır Barzani’ye federe bölge kuruldu ya, burada da iştahlandılar!

Tarihte hiç olmadıkları Aynel Arab’a Kobani, Uludere’ye Roboski, Diyarbakır’a Amed, Tunceli’ne Dersim diye isimler takıp faşist-siyonist bir ütopya için masum Kürtleri acıya sürüklemekte sakınca görmezler.

Etek giyip arkadan adam kurşunlayan bu kancık ermeni dölleri asla iflah olmaz.

Bunlar Kürt ve Zaza falan değildir. “Kürt”ün refahı için bir projesi de yoktur!

İçlerinde dönmeler, sapıklar, ateistler, caniler, Zerdüştler, eski Marksist-Maocu anarşistler, ipsiz sapsız psikopatlar, DHKP-C’liler, Dev-Genç’liler, MLKP’liler, Suriyeli, İranlı, Iraklı vardır.

Şeyh Said denen asinin torunları, Koçgiri, Ağrı ve Dersim isyanlarıyla tecrübelidirler.

Ağrı’da silah gölgesinde belediye başkanı olanın ağabeyi Parmaksız Zeki dağda katildi.

Mardin’de belediye başkanı yapılan da köy ağası ama Kürtçülük oynuyor.

Çocukları özel okullarda, fincancı katırlarını ise fakir halk çocukları çekiyor.

Dağda sefil olan, canlı bomba yapılan, sokaklarda Molotof attırılan da, etek giydirilip arkadan adam kurşunlatılan da Kürt çocukları...

Kızlar dağda katil Apo’nun kapatması, ateist katil...

Türkiye’de bugün sokaklarda mendil, otopark ve eğlence âlemi mafyalığı, uyuşturucu ticareti, adam kaçırma, çek-senet mafyalığı, iş makinelerini yakma, bölgeye yatırım yaptırmama, büyük şehirlerde silahlı eylem, haraç alma işlerini yürütüyorlar.

Bunca katır, tarih boyu hiç otlağa sahip olamadı ama hep isyanlarda, hep eşkiyalıkta, hep kaçakta can verdi. Üç-beş bencil ve ütopik amaçlı ağa uğruna...

Bu soysuzlar, silahsız 33 eri otobüsten indirip kurşuna dizmekle övünür.

Bu katır sürüsü, Başbağlar’da katliam yapıp evleri ateşe vermekle ünlüdür.

Uyuşturulmuş PKK kancıklarına bomba sarıp toplumda patlatmayı hüner sayar.

Yakalandıkları zaman da köpek encikleri gibi yalvarıp “hizmetinizdeyim” demeyi iyi bilir.

KADEK oldular, HADEP OLDULAR, DEP oldular, BDP, KCK, DTK, HDP oldular ama silahları asla bırakmadılar.

DTP ve HDP’de kadınları vitrine koyarak cinsiyet istismarını öğrendiler.

“Terzi yamağı” gibi dönmelerin, uyuşturucu müptelalarının, cinsî sapıkların, sahte devrimcilerin oylarını alarak kendilerine paye çıkarıyorlar.

Bunlar karayollarındaki elektrik direklerini devirip halkını elektriksiz bırakan ve köprüleri yıkan katırlardır.

Açık açık sırtlarını PKK’ye, PYD’ye dayadıklarını ifade ediyorlar.

Kuzey Suriye’deki boşluk ve IŞİD’in yarattığı kaosta bazı bölgeleri AKP’nin de desteği ile ele geçirip “kanton” ilan ettiler. Ama hiç demokrasi, insan hakları, halkların kardeşliği falan dinlemediklerini bölge halkına zulümle ortaya koydular.

AKP’nin Doğu ve Güneydoğu’da devleti kenara çekip bu katırlara meydan açması bugünlere getirdi.

Eskiden dağlarda idi bu katırlar. Şimdi şehirlerde anırıp kancıkça sokak aralarında saldırıyorlar.

Bu PKK’nin siyasi uzantısı katırlardan TBMM aracıyla terörist taşıyanı da, silah ve mühimmat taşıyanı da gördük.

Nahçıvan ve İran’a giden tırları yakıyorlar bilinçli olarak.

AKP’nin ve RTE’nin çocuk teşviği bu melez sürüye yarıyor.

Türkiye’deki aptal aydınların, sinsi Y-CHP’lilerin, sahte Kemalistlerin desteği ile barajı aşıp meclise giren HDP, halkın kendisini desteklediğini propaganda ediyor.

Oysa mevcut HDP, asla Kürt halkının temsilcisi değildir, vekillerinin çoğu sosyalist kafalı, Kürtçe bilmeyen, eski tüfek eylemcilerdir.

Bu Uludere katırlarının taşıdığı kaçak sigaralar, memleketin her yerinde yarı fiyatına satılmakta, uyuşturucu pazarı patlamış bulunmaktadır. Kanlı katırlar örgütü, işadamlarından haraç almaktadır. Şimdiye kadar devlet yardımı almamış bir partinin bunca mitingi, teşkilatı, eylemleri nasıl finanse ettiği iyi sorgulanmalıdır.

Türkiye’nin boş yere PKK kamplarını bombalamasına gerek yoktur. Eşkıya katırları şehirdedir, silahlıdır, lojistik destek almaktadır. HDP/BDP’li belediyeler de mercek altına alınmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti, asker ve polisine yetki ve sorumluluk vererek, içerideki mültecileri ne pahasına olursa olsun istisnasız kamplara almalı, sınır güvenliği için gerekli ödenek ayrılarak ciddiyetle üzerine gitmelidir.

Yani... Adadaki eşeklerle ovaya inmiş kısrakları çiftleştirip yeni katırlar üretilmemeli!

Kesin kaçakçılığı, kapatın Suriye ve Irak sınırını göreceksiniz sonucu.

Mustafa ÖNDER
[email protected]
facebook.com/mustafaonder15
twitter.com/mustafaonder07