ABD'nin tehditleri ve S-400'lerin önemi

Türkiye’nin nasıl kuşatmaya alındığı, ne kadar büyük ve ciddi bir beka sorunu ile karşı karşıya kaldığımız, yerel seçimlerden sonra çok daha net ortaya çıkmıştır. Birkaç belediyenin el değiştirmiş olması bile fırsat sayılmış, İstanbul seçimlerinin hukukun verdiği bir kararla yenilenmesi bahane edilerek, Türkiye üzerindeki tehditler arttırılmıştır. Özellikle ABD’nin kalleşlikleri artık tahammül edilemez noktadır ve sonunun nereye varacağı bugünden bellidir. Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden gelen değerlendirmelerin de yenilir yutulur olmadığı, akıl sağlığı yerinde olan herkesin malumudur.

BÖLGE BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİLDİ

ABD’nin İran ile savaşın eşiğine gelmesinin bizim dışımızda bir gelişme olduğunu düşünenler, büyük yanılgı içindedirler. Trump ile birlikte ABD yeni bir işgal ve kan politikası izlemeye başlamıştır. Daha doğrusu zaten var olanı daha da ileri götürmek üzere harekete geçilmiştir. Plan çok amansız ve acımasızdır. Irak’ın işgali, Libya’nın paramparça edilmesi, Mısır’ın bir darbe ile kıskaca girmesi, Suriye’nin bataklığa dönüştürülmesi, İsrail’in azdırılması pazılın birbirini tamamlayan parçalarıdır. Bunlara Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin arka bahçeye dönüştürülmesini, Yemen’de akan kanı, Katar’a yapılan baskıyı da eklemek gerekiyor. İran’a ambargo ve yöneltilen tehditlerle birlikte bölge birbirine düşman edilmiş ve böylelikle kontrole alınmıştır.

ARKADAN DOLANIYORLAR

Biz bu ülkelerin hiçbiri değiliz. Ne kıskaca alınırız, ne kontrole gireriz. Nitekim, Türkiye ile ilgili plan doğrudan değil, arkadan dolanılarak hayata geçirilmek istenmektedir. Terör örgütleri üzerimize salınmakta, bizimle hesabı olan içeride ve dışarıda her kim varsa alayı harekete geçirilmektedir.Terörü üzerimize salan bellidir. Sayısı onbinleri bulan Tırlar’la ve uçaklarla silah taşınmakta ve PKK uzantısı PYD’ye verilmektedir. Bu silahlar öyle sıradan şeyler değil, düzenli bir orduyu donatacak çap ve büyüklüktedir. PKK terör örgütünün Avrupa ülkelerinden de büyük destek görmesi bu kanlı planın öbür ayağını oluşturmaktadır. Diğer taraftan Türkiye’nin güçsüz bırakılması, hareket edemez ve milli güvenliğini sağlayamaz duruma getirilmesi için şeytani oyunlar oynanmış, ihtiyacımız olan silahlar çeşitli bahanelerle verilmemiş ya da geciktirilmiştir.

S-400’LERİN ÖNEMİ

Kendi milli sanayimizi geliştirerek bu çemberi çok büyük ölçüde kırdık. S-400 savunma füzeleri anlaşmaları ile dışarıdan gelebilecek tehditlere çok büyük ve püskürten bir cevap verdik. F-35’lerin verilmemesi durumunda başımızın çaresine bakacağımızı ilan ettik. Bu çabamız, bu şanlı direnişimiz ABD’yi daha da çılgına çevirmiş durumdadır. Her gün yeni bir tehditle karşılaşıyoruz. Özellikle S-400’lerden duyulan rahatsızlık boşuna değildir. Bu silahlar bütün oyunları bozuyor, bütün planları yerle bir ediyor. Türkiye’ye olağanüstü bir güvenlik ve buna bağlı olarak imkan sağlıyor. Onun için her ne pahasına olursa olsun geri adım atmamalı ve kararlılığımızı devam ettirip, milli güvenliğimiz neyi gerektiriyorsa, onu mutlaka yapmalıyız.

RUSYA İLE İLİŞKİLER

Bunu yaparken Rusya politikalarında da dikkatle olmak gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum. Rusya ile elbette her türlü ticari ilişkiyi geliştirmek, ihtiyacımız olan silah ve mühimmatı almak hakkına sahibiz ve bunu yapmakta hiçbir sakınca yok. Ancak, Rusya’nın bizimle yakınlığının, bizimle dostluğu ve işbirliğinin kendi menfaatleri ile sınırlı olacağını unutmayalım. Kaldı ki, PKK ve PYD yönünden Rusya’nın sicilinin de temiz olmadığı malumumuzdur. Şu anda İdlib’de verilen sözlerin yerine getirilmesinde ne tür sıkıntılar yaşadığımızı işi yakından takip edenler çok iyi biliyorlar.

ZEMİN HAZIRLANDI

ABD’nin İran’a yönelik tehditleri çok ileri gitmiş ve bir çatışmanın eşiğine kadar gelmiştir. Yarın sabah neye uyanacağımız belli değildir. Sıranın İran’a geldiği zaten aşikardı. İran’ın nükleer faaliyetleri bir bahane olarak elde tutuluyordu ve bütün mesele zamanlamaydı. Bölge ülkelerinde ne yazık ki zaten var olan düşmanlıklar azdırılarak, zemin hazırlanmıştır. Umarız ve dileriz ki, korkulan olmaz ve sıcak bir çatışma noktasına gelinmez. İran’da istedikleri sonucu almaları durumunda çok daha azgınlaşacaklardır. Türkiye hiçbir zaman bu kanlı planın dışında değildi. 27 ülkenin sınırlarının değişeceği ilan edilirken, bizi de zaten açıkça saymış ve hedefe koymuşlardı.

KİRLİ HESAPLAR

Seçimlerin önemini ve bekamızla ilgili ve ilişkisini hala anlamayan varsa, şaşarım. Hiçbir gerekçe, hiçbir siyasi hesap Türkiye’nin varlığından, güvenliğinden ve bağımsızlığından daha önemli olamaz. Zilleti oluşturanların ne böyle bir derdi, ne böyle bir rahatsızlığı var. Onlar için ülke değil, kendi siyasi hesapları her şeyin önünde ve bu kirli hesabı tutturmak için feda edemeyecekleri hiçbir şey yok. Bu kanlı planı bozan ve Türkiye’nin teminatı olan taraf, Cumhur ittifakıdır. Cumhur ittifakının başarısı Türkiye’nin varlığı ve geleceği ile doğrudan ilgilidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR