O Dil Koparılır, O El Kırılır
Milliyetçi Hareket Partisi’nin hükmü şahsiyetine kim dil uzatırsa, kimler el kaldırırsa ya o dili kopartırız, ya da eli kırarız. Bizim hisarlarımız tutulan tellere benzemez. MHP toplaşılan tarla değildir, Türk milletinin şeref sembolüdür.
Son bir haftayı, Batman’dan gelen şehit haberlerinin acısı ve İP’in başının tahrik, tehdit ve hezeyanları ile geçirdik. Ekonomideki gelişmeler, McKinsey anlaşması, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti, Trump’ın akla zarar açıklamaları kamuoyunu meşgul eden diğer maddeler oldu. Bütün bu meseleler sayın Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında da öne çıktı. Çok çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
ENSELERİNDEN TUTUN GETİRİN
Terör ve kahpe saldırılarda verdiğimiz şehitler elbette, her şeyin önündedir. Sayın Bahçeli’de konuşmasına bu hayati mesele ile başladı ve yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Özellikle kahramanca mücadele verip şehadet şerbetinden içen evlatlarımızın Uzman Çavuş olmaları hakikaten dikkat çekicidir. Bizim için Uzman Çavuşların kadroya alınmaları, özlük haklarının düzeltilmesi, Uzman Jandarmalarımızla birlikte 3600 ek göstergeden istifade etmeleri tarihi ve milli bir hedeftir. Kahramanlar mahcup kalamaz.
Hainler her nerede iseler, her nereye sığınıp saklanmışlarsa bulunmaları, yok edilmeleri milli gaye ve görevdir. Madem dünya beşten büyükse, Türkiye de her rezil örgütten üstünse, PKK’nın beş tepe yöneticisinin bir gece ansızın karga tulumba ülkemize getirilmesinin önünde de herhangi bir mani hal bulunmayacaktır. Türk devleti nice gözü kara yiğitleri bağrında taşımaktadır. Bizde yiğitlik yapacak deli de çoktur, veli de çoktur. FETÖ’cüler yabancı ülkelerden teker teker getirilirken, terör örgütünün elebaşları enselerinden tutulup kafaları çuvala sokulduğu gibi Türkiye’ye niye getirilmesin, şerefsizlere hayat neden zindan edilmesin? Terörle mücadele süreci yalnızca Kandille sınırlı kalmamalıdır. Fırat’ın doğusundaki terörist yuvalanmaya, silah ve mühimmat yığılmasına sessiz kalınırsa Türkiye’nin maruz kaldığı kuşatma daha da pekişip güçlenecektir. Sayıları beş bine ulaşan teröristlerin Menbiç’te hala ne iş vardır, açıktan kazılan çukurlar neyin nesi, neyin fesidir? Buna izin verilmemelidir.”
TRUMP KÜRESEL SORUN
Trump’ın hadsizliği ve Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti bütün dünyanın gündemindedir. Sayın Bahçeli’nin bu hazin durumu değerlendirirken şu tespitleri yaptı: “ABD Başkanı’nın geçtiğimiz günlerde, Suudi Arabistan Kralı Selman’a bir miting sırasında sarfettiği sözleri tüyler ürpertici, skandal niteliklidir. Bu nasıl bir rezalet, nasıl bir cürettir? Ecdadımızın çekirge yiyerek savunduğu kutsal toprakların bugün içine düştüğü ağır hasarlı ve hazin manzarası hakikaten kahredicidir, hakikaten de onur kırıcıdır. Trump geldiğimiz bu aşamada küresel güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Bu arada, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbetini merak ettiğimizi de belirtmek istiyorum. Türkiye mafyavari yöntemlerin, bölgesel komplo faillerinin, kanlı hesaplaşmaların, örtülü operasyonların geçiş güzergahı veya sahne alanı değildir.
TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL
Ekonomi ve McKinsey meseleleri ayrı bir başlıktır ve sayın Bahçeli’nin değerlendirmeleri şu şekilde olmuştur: “Ekonomik sisteme saatli bomba döşediler. Amaç, ekonominin surlarını infilak ettirip sosyal çözülmeyi sağlamak, siyasal kaosu ateşlemek, ardından yeni hükümet sistemine karşı tetikte bekleyen ve sokağı adres gösteren işbirlikçileri harekete geçirmekti. Tehlike geçmiş değildir. Yangın bacayı sarmışken yaygara koparmak, gürültü çıkarmak, su taşıyanların elini tutmak bizim reddettiğimiz utanmazlıktır. Kabaran dış borçlardan, azgınlaşan hayat pahalılığından biz de rahatsız, biz de şikayetçiyiz. Ancak bu ülke hepimizin, bu millet biziz, bu devlet bizim. Bizim McKinsey diye bir derdimiz yoktur, işimiz de yoktur, olamayacaktır. Bizim bakışımız Türk, durduğumuz yer Türkiye, dua ve mücadelemiz Türk milletinin lehinedir.
İpsizi sapsızı, CHP’si HDP’si, gitsinler dertlerini Cibali Karakoluna anlatsınlar, buldukları taktirde Marko Paşa’ya içlerini döksünler.”
MHP TOPLAŞILAN TARLA DEĞİLDİR
Gelelim gerçekten de siyasi patolojik vaka olan İP’in başına yönelik sayın Bahçeli’nin açıklamalarına. Ayrıntılar haber sayfalarımızda, biz özetini verelim:
“İP Genel Başkanı sosyal medyadan şahsımı etiketleyip adres verecek kadar çıldırmış, gözü dönmüştür. Bu davet pis bir davetti, tehlikeli bir meydan okumaydı. Türk’ün töresidir, davet varsa, icabet eden de çıkacaktı, gerçekten çıkmıştır. Ankara’da adres verip Üsküdar’a konuşlanması, evde iki kişiyiz demesine rağmen karanlıkta kalan üçüncü şahsın arka plandan olan biteni kamerayla kayda alması dikkatli hiçbir gözden kaçmamıştır. Aynı günlerde Pensilvanya’daki bir silahlı eylemle Türkiye töhmet altında bırakılırken, diğer yandan Üsküdar vakası tanımıyla MHP ahlaksızca yargılanmak istenmiştir. CHP, HDP, yurt dışına kaçan casuslar hemen Sütlüce savunmasına geçmişlerdir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin hükmü şahsiyetine kim dil uzatırsa, kimler el kaldırırsa ya o dili kopartırız, ya da eli kırarız. Bizim hisarlarımız tutulan tellere benzemez. MHP toplaşılan tarla değildir, Türk milletinin şeref sembolüdür. Milliyetçi Hareket Partisi’ne ha bire saldıranların akıllarını başlarını almalarını hassaten tavsiye ediyorum. Ayağımıza basan olursa, uyarıyorum aklını başından alırız. İP’den dışlanan ve horlanan, izlenen politikalardan dolayı rahatsızlık duyan, geçmişte bizlere kırgın ve kızgın olsa da pişmanlık duyan her arkadaşımı kucaklıyor, yürekten selamlıyorum. İşte kapı ağzına kadar açık.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.