MHP'deki Değişim hareketinin öncüleri!
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 15 Nisan 2016 tarihindeki MHP MYK ve İl Başkan'ları Toplantısında söylediği şu sözler ile yazıma başlamak istiyorum; "Milliyetçi Hareket Partisi 47 yıldır; ülke, millet ve vatan hizmetinde birçok tuzak ve tertiplerle karşılaşmış, nice saldırı ve tahriklerle sabrı ve metaneti test edilmiştir."
Ülkücüler fikri yapıları gereği duygusaldır ancak, aklı selim bir şekilde hareket etmesini, sükunetini koruyarak olaylara ve konulara sabır ile yaklaşmasınıda bilirler.
7 Haziran 2015 genel seçimlerinden 1 Kasım 2015 genel seçimlerine kadar MHP'nin 2 milyon oy kaybetmesi doğal olarak ülkücüler duygusal yapıları gereği anlık tepki göstermişlerdir.
MHP'nin yaşamış olduğu 2 milyon oy kaybını gerek parti karar organları, gerekse Milliyetçi Ülkücü hareket kendi iç meselelerini kendi aralarında konuşup fikir alışverişinde bulunmuşlardır.
MHP değişmedi. Parti politikası, hedefi ve kırmızı çizgisi değişmedi. Lideri ve milletvekili adayları değişmedi. Siyasi iktidar AKP'nin Koalisyon görüşmesinde kesinlikle kabul etmediği 4 milli ilkesi değişmedi. Hatta MHP lideri Devlet Bahçeli ne dediyse haklı çıktı ve neyi öngördüyse doğru çıktı.
MHP'ye "terörden ve kandan besleniyor" diyenler, "Ankara patlaması AKP'nin oy patlaması oldu" diyenler, "Analar ağlamasın" ve "İstikrar sürsün" diyenler kimlerdi? KaçAK saray ve siyasi iktidar AKP. Peki sonuç? MHP ve lideri Devlet Bahçeli haklı çıktı! Bırakın anaları bütün Türkiye ağlıyor. Türkiye'de istikrar sürüyor doğru ama terör istikrarı sürüyor. Bölünme ve parçalanma süreci hızlandırılıyor. Her yerimiz tuzak, şehit ve gözyaşı.
Yazımın başında da belirttiğim gibi Ülkücüler duygusaldır. Kendi sorunlarını ve iç meselelerini çözecek iradeye ve birikime sahiptirler. Ülkücüler sükunetini korur ve olaylara sabır ile yaklaşır.
Ancak görülmektedir ki, ülkücülerin sabır ile hareket etmesini istemeyen ve sükunetin bozulması için uğraş veren "Değişim hareketi" ortaya çıktı. Neymiş efendim, MHP'de değişim şartmış.
Kim bu Değişim hareketinin öncüleri ve Milliyetçi ülkücü harekete lider olmak isteyen zatlar?
Biri var ki, 2011 senesine kadar varlığından pek kimsenin haberi olmadığı, ne MHP, nede Ülkü ocakları geçmişi olmadığı bir zat. Nitekim Başbuğ Alparslan Türkeş'in varlığı süresince neden fark edilmediğini de ayrıca sormak gerekir. Bu zat Sinan Oğan'dır!
Ağustos 2015'de "HDP barajı geçer, MHP geçemez. MHP'nin işi zor hezimet yaşayabilir." diyen Sinan Oğan, 30 Temmuz 2014 tarihinde ise "Bu seçim, Demirtaş'ın kişiliğiyle HDP'yi Türkiyelileştirdi. Bu Türkiye için kazanımdır." demiştir. HDP'ye methiyeler dizen ve MHP'nin baraj sıkıntısı olduğunu ifade eden Sinan Oğan, 1 Kasım genel seçimleri boyunca neredeydi ve ne yaptı?
Kaldı ki, hayvan otlatırken ve okuldan eve dönerken solcularla kavga etmekle ülkücü olmayı zanneden zatın, ne teşkilat, nede ocak geçmişi bulunmaktadır. Hatta Marksist geçmişe sahip olduğu dahi söylenir.
2011 genel secimlerinde MHP'nin kazandığı tek İl Iğdır olduğundan dolayı kendinde bir keramet varmış gibi gösteren aynı zat, bir sonra ki yerel seçimlerde MHP'nin Iğdır belediyesini kaybetmesine niye engel olamadığını soramadan edemiyor insan.
Gelelim Meral Akşener'e!
Hanımefendi ise DYP'de siyasete başlamış, DYP'de Belediye Başkan adayı olmuş, DYP Kadın Kolları Başkanlığı, Milletvekilliği ve İçişleri Bakanlığı yapmıştır.
Başbuğ Alparslan Türkeş liderliğinde MHP 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde %8 oy ile baraja takıldığında, hanımefendi DYP'de siyaset yapmaktayı.
Hatta hanımefendi 11 Haziran 1999 tarihinde aynen şöyle diyor; "Uzun süredir DYP'yi bırakıp başka bir partiye geçeceğim yolunda spekülasyonlar yapılıyor. Ben 1993 yılı Kasımında DYP'ye üye olup nikâh kıydım. Benim nikâhım "Katolik Nikahı" gibi boşanması olmayan bir nikahtır. DYP üyesi olmayı şeref sayıyorum. Benim evladıma bırakacağım tek miras DYP'dir."
Daha sonra DYP'den ayrılan hanımefendi, Şubat 2000 yılında Mesut Yılmaz ile görüşerek ANAP'a geçmek istemiş fakat ne hikmetse gerçeklememişti.
ANAP'da umduğunu bulamayan hanımefendi, bu sefer Fazilet Partisinden ayrılan Recep Tayyip Erdoğan öncülündeki "Yenilikçi hareketi" ile ortak hareket eder ve 16 Temmuz 2001 tarihinde "Türkiyelilik bilincini geliştireceğiz" demiştir.
24 Temmuz 2001 tarihinde doğduğum topraklarda yani memleketim Gümüşhane Şiran'da hanımefendi aynen şöyle demişti; "Eskiden ülkücüydüm, şimdi demokratım." Daha da vahimi, MHP'ye Genel Başkan adayı olduğunu açıkladığında bir televizyon programında aynen söyle diyordu, "Milli piyangodan büyük ikramiye çıkarsa siyaset yapacağım."
MHP Genel Başkan adaylarından biriside Süleyman Servet Sazak!
Fazla gündeme gelemeyen Süleyman Servet Sazak, 1994 yılında ara seçimlerde DYP'den Ankara 4. Bölgeden aday olmuş ve aynen şöyle demişti; "DYP ana parti MHP yavru partidir." MHP'de bakanlık yaparken hain saldırı sonucu şehit edilen ülkücü Gün Sazak'ın oğlu Süleyman Servet Sazak'ın böyle bir cümle kullanması ne kadar üzücü bir durum olduğunu siz kıymetli okurlarımın takdirine bırakıyorum.
Bir başka MHP Genel Başkan adayı ise Koray Aydın. Adayların içinde başka siyasi partilerde bulunmamış, Ülkü ocaklarında yetişmiş ve ülkücü geçmişe sahiptir. Koray Aydın'ı diğer adaylardan biraz farklı kılanda bu noktadır.
Ancak her kurultay sürecinde adaylığını gelenek haline getiren Koray Aydın, 1992 MHP Kongresindeki anısını anlatırken sanki büyük bir iş başarmış gibi bir açıklamada bulunuyor ve diyor ki; "92 yılındaki MHP kongresinde Türkeş Bey'in listesine karşı parti içinde liste çıkarmış birisiyim. Kavgalar oldu, yakınlarım salon içinde itilip kakıldı."
Fakat Koray Aydın 1992 MHP Kongresinde ki anısını anlatırken, daha sonra ki yaşadıklarını es gecmiş. Koray Aydın 1992 MHP kongresinde yaşadıklarından sonra MHP'den ayrılıp DYP'ye geçeceğini, hatta DYP yetkilileri ile diyaloğa girdiğini ne hikmetse anlatmamış.
Koray Aydın'ın MHP'den ayrılıp DYP'ye geçeceği bilgisini alan Başbuğ Alparslan Türkeş, dönemin MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Dağcı'yı görevlendirerek MHP'de kalmasını sağlamıştır.
En son olarak MHP Genel Başkanlığına adaylığı açıklayan Ümit Özdağ olmuştur!
Ümit Özdağ'ın bu son çıkışı ile artık fazla güvenilir olmadığını göstermiştir. 1 Kasım 2015 genel seçimlerinden bugüne kadar ki MHP ve Olağanüstü Kurultay tartışmalarına dair yaptığı yazılı ve sözlü açıklamalarına baktığınızda ciddi derecede tutarsız olduğu görülmektedir. Dün başka bugün başka hakaret ederek ve konuşarak neyi amaçladığını kestirmek oldukça zor. Haliyle inandırıcılık ve güvenirlilik konusunda şüpheye düşmekteyiz. MHP'den Milletvekili adayı olup seçildiğinde, MHP MYK'ya ve Başkanlık Divanına getirdiğinde, hatta Gazetemiz Ortadoğu'da yazmaya başladığında bir çok ülküdaşım gibi bende sevinenlerden birisiydim. Ümit Özdağ'a sormak lazım; bu kadar kısa bir zamanda ne değişti?
Geçmişi kırıklarla dolu, parti teşkilatı ve ocak geçmişi bulunmayan, başka siyasi partilerin damgasını yemiş veya kapısından gecmiş kişiler Milliyetçi Ülkücü harekete liderlik yapabilir mi?
Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik Sosyal Medya hesabından sürece ilişkin çok önemli bir açıklamada bulundu ve biz gençlere ışık tutarak aynen şöyle demiştir; Liderimin "Zor günlerde dik durabilmek herkese nasip olmaz." sözünü hiçbir zaman unutmadım. Bugünleri kavrayabilmek için rahmetli Başbuğumun döneminde oynanan oyunları da iyi bilmek elzemdir vesselam."
Unutulmamalıdır ki, MHP sırandan bir siyasi parti değil, bir fikir hareketidir. Dolayısı ile Milliyetçi Ülkücü harekette Genel başkanlık değil, liderlik makamı olur. Bu da kendine has gelenek ve töresi ile mümkündür.
Ne diyor MHP Lideri Devlet Bahçeli; "Benim hayatım dümdüz bir Ülkücü çizgidir. Zikzak Yoktur ki renkli olsun!"
MHP'deki Olağanüstü Kurultay süreci ve "Değişim hareketi" ile ilgili yazılarım devam edecek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.