Suriye Cumhuriyeti’nin yeni bir sayfa açmasıyla birlikte, Suriye’deki Türkmen varlığının konusu muamma bir hal kazanmaya yönünde olması şüphelendiricidir. Özellikle atılan adımların içerisinde Türkmen Milleti’nin de nezdinde olmaması ayrı bir kaygı söz konusudur. Suriye’de bulunan Türkmen köylerinin ziyaret edilmesi gerektiği, Dil, Kültür, Sosyal ve Eğitim alanlarında proje bazlı çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki sorun sadece Eğitim anlamında olmadığı gibi Türkmen Dil’inin yeniden ihya olması zaruridir. Yurtdışı projeler konusunda gerekli kurumların hassasiyet göstermesiyle farklı çalışmaların yapılacağı konusunda hemfikiriz. Ancak devlet himayesinde gerçekleşmesi sahadaki Türkmen valığını koruyacak ve canlandıracaktır.

Uzun zamandır Suriye’de yaşayan soydaşlarımızın Esad Rejimi tarafından uğradıkları yozlaştırma politikalarına karşı sadece STK anlamında değil de gerekli kurumların da el birliğiyle desteklerin sürdürülmesi gereklidir. “Halep’ten Hama’ya, Şam’dan Golan’a uzanan yol Türk yoludur.” Buradaki konunun önemi Oğuz Boy’larına dayanan bir tarihin, eserin ve milletin varlığının korunmasıdır.

Yerel Yönetimler konusuna gelince, Suriye Cumhuriyeti nezdindeki Türkmen İlçe, belde, kasaba ve köy yerel idarelerinin gelişmesi ve alanda uzmanlaşmaları açısından gerekli eğitimlerin verilmesi, özellikle personellerin eğitilmesi gibi, ekipman desteğinin de sunulması gerekmektedir. Özellikle savaş sebebiyle etkilenen mıntıkalara yönelik çevre-kent eğitiminin ve desteğinin verilmesi de önemlidir. Buradaki olumsuz etkinin sosyo-kültürel bir zarar olarak yansıtıldığını da unutmamalıyız. Yaşanan hadiselerin halen göz önünde olması ayrı bir psikolojik travmasına yol açacaktır. Bunun gibi durumların önlenmesi ve önüne geçilmelidir.

Savaştan etki görmüş okulların, sosyal merkezlerin, idarelerin, sağlık ocaklarının ve hastahanelerin yeniden imar edilme çalışmaların yapılması, özellikle ayrı bir öneme sahip olan eğitim alanının ana unsurunu teşkil eden okulların yeniden imar edilmesi ve uygun hale getirilmesi muhimdir. Böylece yeni neslin yetişmesinde aktif bir rol oynayacağı kesindir. Örneğin; Hama şehrinin güney kırsalında bulunan Tıllıf Türkmen köyü’nde bulunan dört okulunda tamamen hasarlı ve içler acısı bir durumdadır. Köy’deki ekipman ve desteğin eksik olması gelecek nesillerin yetişmesi konusunda Tıllıf Türkmen Milleti’nin içinde bir kaygı yaratmaktadır. Diğer taraftan çevre-kent konusunda savaşın müsebbip olduğu zararların telafi olması, altyapının hasarlı olması, belediyenin gerekli eğitimlere ihtiyaç duyması, ekipman eksikliği ciddi anlamda sorun yaşatmaktadır. Tıllıf gibi birçok Türkmen beldesi de aynı sorunu yaşamakta olup bu durumu yaşamaktadır. Bu yüzden örneğin sadece Tıllıf’a has olmadığı gibi genelleyici niteliğindedir.

Eğitim ve Kültür alanının geniş ve kapsamlı olmasıyla birlikte ilerleyen zamanlarda yapılacak çalışmaların hassasiyetle yürütülmesi gerekmektedir. Ortada kaybolmak üzere bir tarihin ihyası söz konusu iken eli kolu bağlı kalmak acı vericidir. Bu yüzden bu gibi hassas konular üzerinde durulması ve önem verilmesi gerekir.

Mıntıkalarda bulunan sağlık merkezlerinin desteklenmesk konusu da önemlidir. Bildiğimiz üzere Esad Hükümeti’nin bırakmış olduğu sağlık sistemi neredeyse 70’li yıllara dayanmaktadır. Bu ise sağlık vakalarının teşhisi ve görülmesi konusunda ister istemez bir sorun ve aksatma yaşamaktadır. Özellikle köylerdeki bulunan sağlık merkezlerinin personel, ekipman eksikliği konusu sağlık alanında ciddi etki yaratmaktadır. Bu durumun vahimliği düşünülemezken görülmesi gereken bir ehemmiyete sahiptir. Diğer taraftan insani yardım işbirliğinin arttırılması, koordine edilmesi, güncel insani faaliyetlerin yapılması, çeşitli projelerin hayata geçirilmesi, insani zorlukların önüne geçecek adımların atılması gerekmetedir.