FETÖNÜN SİYASİ AYAĞI

Birkaç gün önce MHP lideri Devlet Bahçeli “Kim bu Yurtta Sulh Konseyi’nin Üyeleri? 60 gündür neden hala kamuoyuna bu isimler açıklanmıyor?” sorularını gündeme getirerek meseleyi yakından takip ettiğini tüm Türkiye’ye ve iktidara hatırlatmış oldu.

15 Temmuz ihanetinden bu yana onbinlerce kamu görevlisi görevden uzaklaştırıldı. Binlerce polis, asker ihraç edildi. Son günlerde ise bazı küçük ilçe belediyelerine kayyım atandı. Bu belediyelerden biri MHP’li ve sadece 3’ü AKP’li idi. 2002 yılından 2013 yılının sonuna kadar AKP ile yol arkadaşlığı yapmış FETÖ’nün sadece AKP’li 3 küçük belediyeye sızmış olmasının düşünülmesi kimseyi tatmin etmiyordu. Elbette bunun inandırıcı olması için yazarçizer takımı da boş durmuyor, algı oluşturmaya çalışıyordu. Ulusalcı olarak bilinen Soner Yalçın, FETÖ’nün neredeyse CHP’yi ele geçirdiğinden, AKP’de ise olsa olsa en fazla 2 FETÖcü vekil olabileceğinden bahsedebiliyordu!

Hükümete en yakın isimlerden biri olan Abdülkadir Selvi ise AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay’ın “9 milyon AKP üyesi arasında ByLock programını kullanan sadece 10-20 kişi” dediğini aktarıyordu. Yine başka bir yazısında ise AKP kulislerinin; üç büyükşehir belediye başkanına istifa et denildiği, kabineden 2 bakanın ayrılacağı, 48 milletvekilinin FETÖcü olduğu yönünde dedikodularla kaynadığını ve bu yönde beklenti oluştuğunu söyledikten sonra, “bu sorunun yatıştığı”nı yazması çok ilgi çekici doğrusu. Tabi daha sonra iki büyükşehir belediye başkanının istifasının beklenmediğini, 48 vekil söyleminin kulislerde çok abartılı bulunduğunu, AKP’de bir kesimin FETÖ ile mücadele adı altında parti içine yönelik bir operasyon yapılacağı endişesi taşıdığını, Başbakan’ın eski bakanlarla toplantısında “FETÖ ile mücadelenin siyasi ayağının illere bırakılmaması, Ankara’da bu işle ilgili bir mahkemenin görevlendirilmesinin teklif edildiğini” belirtiyordu Selvi.

Cumhurbaşkanı da FETÖ operasyonlarında at izinin it izine karıştığını söylüyordu. Abdülkadir Selvi’nin yazdıkları, Başbakan’ın eski bakanlarla toplantı yapması ve Cumhurbaşkanının söyledikleri birlikte düşünüldüğünde AKP içindeki temizlenmeden tamamen vazgeçilmiş olmasa bile bu temizlenme operasyonunun en azından bir süre için erteleneceği anlaşılıyor. Zaten 15 Temmuzdan bu yana nedense bütün FETÖcüler muhalefet partilerinden çıkıyor!

Diğer taraftan, Ankara’da ve hatta taşrada da memur, uzman yardımcısı ve uzman düzeyinde personelin ihraç edildiği ancak üst düzey FETÖcü bürokratlara dokunulmadığı konuşuluyor. Mesela bazı önemli kurumlarda çok sayıda personelin FETÖ ile ilişkisi nedeniyle memuriyetten ihraç edildiği ancak üst düzey yöneticilerin istifa etmeleri halinde kendilerine bir şey yapılmayacağına dair teminat verilmesini içeren bir pazarlık karşılığında görevlerinden istifa ettikleri konuşuluyor. Bürokratlar ile bu tür pazarlıklar içine girenlerin, partileri zarar görmesin diye siyasetçiler ile pazarlık yapmaması düşünülemez elbette.

Diğer taraftan, FETÖ aleyhine kitap yazmış, bugün kumpas olduğu söylenen davalardan dolayı cezaevinde yatmış insanlar FETÖ soruşturmasından gözaltına alınabiliyor. FETÖye övgüler yağdıran milletvekilleri ise iktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonuna üye olarak veriliyor…

Bu olanlara bakınca, iktidarın son aylarda ve yıllarda yaşananlardan ders aldığını söylemek çok zor maalesef. Özellikle liyakat konusunda bir milim ilerleme yok. Son derece iyi yetişmiş, devlet bursuyla yurt dışında okutulmuş uzman personelin başına, uzmanlık konuları ile hiçbir ilgisi olmayan, imam hatip mezunu olmak ya da iktidara bağlı bir belediyede çalışıyor olmak dışında herhangi bir niteliğe sahip olmayan, diğer bir ifade ile tek niteliği biat etmek olan kişileri yönetici olarak atamaktan geri durmuyor iktidar. Bürokrasinin zirve noktalarına çıkmak isteyen iktidar yanlıları da bu durumdan yararlanarak iktidar partisi mensubu diğer insanları dahi FETÖcü olarak ihbar etmekten imtina etmiyor.

İşin özü, maalesef iktidar eliyle ya da bir takım iktidar unsurlarıyla FETÖ soruşturması sulandırılıyor ve FETÖ ile milli mutabakat çerçevesinde samimi mücadele konusunda insanların ümidi kırılıyor. Bu durum böyle devam ederse sadece muhalefet değil kamuoyu da iktidara bu konuda verdiği desteği yavaş yavaş çekecektir.

Bu bağlamda, 15 Temmuz ihaneti başarıya ulaşsaydı ülkeyi kimlerin yöneteceği bir an önce açıklığa kavuşturularak kamuoyu ile paylaşılmalı ve bu ülkeye ihanet edenleri büyük Türk Milleti de bilmelidir. Ki bu listenin hâlihazırda iktidarın elinde olduğu da Ankara’da uzun zamandır konuşulan konulardan biri. Millete silah sıkan, tanklarla insanları ezen, F-16lar ile Milletin Meclisini bombalayan iradenin arkasında her kim varsa, hangi parti, ideoloji maskesinin arkasına saklanmış olursa olsun hukuk çerçevesinde hesap vermelidir.

Şunu akıldan çıkarmamak gerekir ki; FETÖnün siyasi ayağı çökertilmezse bu siyasiler bürokrasinin zirvesindeki adamlarını koruyacak ya da yine kendi adamlarını atayacaklar, bu bürokratlar da şimdi tasfiye edilen FETÖcülerin yerini zamanla yenileri ile ikame edecek ve Türkiye bu beladan kurtulamayacaktır. O yüzden böyle bir fırsat ele geçmişken, mevcut siyasi iktidar bu defa olsun ülke çıkarlarını kendi siyasi çıkarlarının üzerinde tutmalı ve bu ihanet yapılanmasını, bir daha belini doğrultması mümkün olmayacak şekilde bertaraf etmelidir. Bunu yaparken Meclis çoğunluğunu kaybederim endişesi taşımasının lüzumu da yoktur zira muhalefet bu mücadelede samimi olunduğu sürece kendisini yalnız bırakmayacaktır.

Yine Ankara’da çok konuşulan bir diğer senaryo ise; AKP’nin, içindeki FETÖcüleri baskın bir erken seçimle tasfiye etme yolunu tercih edeceğine dairdir. Bu yüzden kendi içindeki temizliği seçime kadar erteleyeceği, bu süreçte de kendi içinde çok fazla FETÖcü olmadığı algısı oluşturmaya çalışacağı ileri sürülmektedir.

Umarız iktidar zaman kazanmaya çalışırken, sıklıkla dillendirildiği gibi ikinci bir ihanet kalkışması ile karşı karşıya kalmaz bu güzel memleket ve onun vatansever insanları…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yiğit GÖKALP Arşivi
SON YAZILAR