HANGİ FETÖ'CÜ KULAĞINA "FARKLI GELİŞMELERİ" ÜFLEDİ?
15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra ilk olarak "KİMDEN NE MESAJ ALMIŞTIN PROF.DR?" başlıklı yazı yazdım. Ses gelmeyince bu sefer "FARKLI DÖNEM" İÇİN ÜMİTLENENLER!" başlıklı bir yazı daha kaleme aldım. Yine ses gelmeyince bu seferde "SORGULAYACAĞIZ VE CEVABIMIZI BULACAĞIZ! ÜMİTLİYİZ!" başlıklı bir yazı daha yazdım. Ve bu yazıları da sürekli sosyal medya sayfalarımda paylaştım. Bekledim ki, muhatabından bu yazılarımdaki iddialara bir cevap gelsin. Adeta taş kesildi. Biz cevap vermeyişini sorguluyoruz, soytarı trolleri de "Ümit hoca seni mi muhatap alacak?" diye bize saldırıyor. Bilmiyorlar ki, Ümit hocalarının daha önce benim yazılarımı şikâyet etmek için gazetedeki köşesinde "Devlet Bahçeli'ye Açık Mektup" başlıklı özel yazılar yazdığını ve "Sen Türkiye'nin en iyi polemik yazarısın, senin daha çok okunman lazım" diyerek bir başka gazetede yazarlık yapmam yönündeki transfer teklifinde bulunduğunu…
Onlar bilmeyebilir de Ümit Özdağ geçmişte neler yazdığını, neler söylediğini çok iyi biliyor. Ben gayet anlaşılır dilde iddiaları sıralıyorum, yaşananları yazıyorum, o niçin susmayı tercih ediyor?
Bu cevap beklediğim yazılarımın temel odağı "Ümit Özdağ, 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişimini daha önceden biliyor muydun ve neden arkana bakmadan görevlerinden istifa edip, bırakıp kaçmıştın?" şeklindeki sorulardır.
Diyorum ki:
Görevlerinden istifa edip kaçmadan çok kısa bir süre önce, MHP Genel Merkezi'ndeki makam odanda "Bu dönem başka bir döneme benzemiyor. Farklı gelişmeler oluyor, olacak" dediğin konu neydi?
Yine aynı görüşmede "2005 yılında genel başkanımız beni çağırsa, Ümit odan bu, makamın şu deseydi, ben asla muhalif olmazdım, beni de o şekilde tamamen bitirmiş olurdu" dediğin ve en büyük odayı ve makamı aldığın halde niçin arkana bile bakmadan bırakıp kaçmıştın?
Hatta ben bu cümlenize karşın "Hocam o zaman şimdi en büyük odayı da, makamı da aldın, genel başkanımız o halde seni tümden bitirdi" dediğimde kahkahalar atmıştın.
(Bu görüşmenin odadaki şahitleri Prof. Dr. Celalettin Yavuz ve İsmail Özdemir)
Baskın gelen, duyumunu aldığın "farklı gelişmeler miydi" diyorum, oralı olmuyorsun!
Sana bu duyumu evinde, kapısı arkasında saklanırken yakalandığın, şimdi FETÖ'den tutuklu Mümtazer Türköne mi ulaştırdı diyorum duymuyorsun?
"Türkiye'ye ne zaman geleceksin?" diye sorduklarında, aylar öncesinden "Temmuz 2016'da döneceğim" diyerek darbe girişimin gerçekleştiği tarihi işaret eden, çıkardığın dergide yazısını da yayınladığın ve "Ümit Özdağ'ı çok severim. Hocam olur o benim" diyen Emre Uslu'dan mı tüyo aldın diye soruyorum, dönüp bakmıyorsun?
15 Temmuz'daki darbe girişimiyle ilgili tutuklanan ve darbenin beyin takımı diye anılan Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç ve yine FETÖ mensubu olmaktan dolayı tutuklanan Jandarma Kurmay Albay Ömer Kulaç ve herhangi darbeci bir komutanla bir yakınlığın, diyalogun var mı diye soruyorum, hala ölü taklidi yapmaya devam ediyorsun!
Ümit Özdağ "Devlet Bahçeli'yi savunmak, Anayasa'nın ilk 3 maddesini savunmaktır" (12 Nisan 2011/KONYA) dediğin halde bu isimlerden hangisi kulağına su kaçırdı da, MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi devirmek için, sana her türlü iyiliği yaptığı halde niçin harekete geçtin?
Rahmetli babanız Muzaffer Özdağ'ın 1960 İhtilâlinin gerçekleşmesinden kısa bir süre önce Başbuğ Alparslan Türkeş'i terk etmesiyle, sizin 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre önce MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi terk edip gitmeniz arasındaki benzerlik tesadüf mü yoksa genetik mi?
Geçmişte Başbuğ Türkeş'i "Örneğin radikal dinciliğin temsilcisi olma iddiasını taşıyan MSP/RP çizgisinde, lider hegemonyası CKMP/MHP den çok daha güçlü iken, CKMP/MHP'nin lider olgusunu sürekli vurgulayışı CKMP/MHP yi parti içi demokrasiden yoksun tek parti konumuna düşürmüştür. Keza devletin demokrasiden daha önemli olduğu şeklindeki açıklamalar, partiyi, proleterya diktatörlüğünü savunan veya milli egemenliği reddeden partilerden daha anti-demokrat bir konuma itmiştir ." (Şubat- Mart 1993 Sayılı Sosyo-Politik Yaklaşım Dergisi) şeklinde "diktatör" diye suçlarken, şimdi de buna benzer suçlamalarla MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye niçin saldırıyorsun?
İnsanda karakter, şahsiyet, vefa duygusu olmadıktan sonra Cumhurbaşkanı olmuş, Başbakan olmuş, bakan olmuş, milletvekili olmuş… ne olursa olsun hiçbir hükmü yoktur. İnsanı insan yapan makamlar değil, taşıdığı şahsiyet ve onu besleyen erdemlerdir. Elinde gezdirdiğin gizli ajanda ve onun içinde sakladığın hançer senin nasıl bir karakter sahibi olduğunu herkese göstermiştir.
Ümit Özdağ "Devlet Bahçeli'yi savunmak, Anayasa'nın ilk 3 maddesini savunmaktır" diye tarif ettiğin bir Lider, Türkiye'ye zerre kadar zarar verir mi de Başkanlık sistemi tartışmaları üzerinden daha neyin ne olduğunu görmeden, bilmeden FETÖ'nün imamlarını, yancılarını yanına alıp ahkâm kesiyorsun?
İddialarımız ve sorularımız karşısında hala niçin ölü taklidi yapıyorsun?
'Cevap verirsem' şimdi bu soru ve iddiaları duymayanlarda duyacak" diye bir korkun mu var?
Darbeyi önceden bilen tüm FETÖ'cüler, MHP'yi ele geçirme operasyonunda Meral Akşener'i desteklerken, FETÖ'den tutuklu olan ve evinde kapı arkasına saklanacak kadar yakın olduğun Mümtazer Türköne'de darbe girişiminden önceki bir röportajında "Devlet Bahçeli, MHP Başkanlığı'nı Ümit Özdağ'a devretmeli" demişti.
Yoksa FETÖ içinde görev dağılımınız bu şekilde miydi?
Cevap gelene kadar bunları hatırlatacağım.
MHP'den ihraç olmuşsun dert edinme, sende insanlık, vefa, adamlık çoktan vücudunu terk ettiği için kaybettiğin hiçbir bir şey olmayacaktır. Kaybedenler, sadece kulağına "farklı gelişmeler" olacağını üfleyenler olmuştur.
Sayın Özdağ ,"Merhametten (iyilikten) maraz doğar." atasözünün içeriğini dolduran tipik bir örneksin vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.