HD(P)KK küser diye Diyarbakır ana ve babalarının yüzüne bakmıyorlar!
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası, Türk devletinin hücrelerinden hainlerin temizlenmesiyle birlikte terör örgütleriyle mücadelede büyük başarılar elde edilmiştir. Başta terör örgütü PKK olmak üzere, tüm terör örgütlerine en büyük darbeler son beş yıl içinde indirildi. Hâlen de bu mücadele sürdürülmektedir. Bu mücadele içinde Kandil kadrosunda tepe yöneticisi olan birçok kişi öldürülmüştür. Sınır içinde ve ötesinde terör örgütü PKK nefes alamaz hâle gelmiştir. PKK’da çözülmeler yaşanmaktadır. Terör kamplarından kaçan birçok teröristin emniyet güçlerine teslim olması yoğunlaşmıştır. Tüm bunlar devam ederken evlatları HD(P)KK tarafından kaçırılıp Kandil’deki terör kampına götürülmüş anaların, babaların aylardır HDP’nin Diyarbakır terör evi (Sözde İl Başkanlığı) önünde gerçekleştirdiği eylem çok ses getirmiştir. Yaklaşık 500 gündür 154 aile HDP önünde evlat nöbeti tutmaktadır. 20 ailenin evladı da bu eylemlerin gücüyle ailesine kavuşmuştur. HD(P)KK bu eylemler yüzünden bölgede büyük toplumsal ve sosyal baskı yaşamaktadır.
Terör örgütü PKK bir taraftan örgüt elemanlarını mağaralarda başına bomba yiyerek kaybediyor, bazıları kendi kaçıp emniyet güçlerine teslim oluyor, bazıları da kaçıp anasına, babasına ulaşmaktadır. Orada eylem yapan ve çocuklarını HD(P)KK’dan isteyen ailelerin hepsi elinde Türk bayrağı tutmakta ve Türk devletine saygı ve sevgilerini ifade ederek duruş sergilemektedirler. HD(P)KK önündeki eylemler bu açıdan önemli ve kıymetlidir.
Türk devleti de onlara her manada kucak açmış ve haklı eylemlerinin arkasında dağ gibi durmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu her manada maddi ve manevi olarak “evlat nöbeti” tutan ailelere sahip çıkmaktadır. Türk devletini yanında gören ailelerin 5-10 kişiyle bu eyleme başlamışken, bugün 154 aile olması önemlidir ve zamanla daha da artacaktır.
Cumhur İttifakı, Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan ve çocuklarını HD(P)KK’dan isteyen ailelerin yanındadır.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan “6 aydan fazla bir zamandır verdiğiniz bu mücadeleyi şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Gerçekten sizler yavruları kucağından alınmış anneler olarak bu direnişi tarihin kayıtlarına düşürdünüz. Dünyada insan haklarını savunduğunu söyleyenlerden bir manada Diyarbakır’da onurlu duruşunuzu devam ettirdiniz. İnanıyorum ki bu süre içerisinde de Allah’ın izniyle yavrularınız teker teker gelmeye başladılar. Temennimiz bir an önce bu yavrulara anne ve babaların kavuşmasıdır. Allah yâr ve yardımcınız olsun” sözleriyle ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli “Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan anaların çığlıkları her yerden duyuluyorsa, dağa kaçırılan evlatlarını alçak insan tacirlerinden istiyorlarsa bunun yegâne nedeni yüksek mücadelenin sonucunda cesaret kazanmalarıdır. Kandil’e terörist sevk zincirinin bir halkası olan terör kuryesi HDP’den analık şuurunun hesap sorması önemli bir gelişmedir” ifadeleriyle Diyarbakır’daki ailelere hem destek, hem cesaret vermektedir.
Terörist Demirtaş’a, diğer PKK’lılara sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu Diyarbakır’daki ailelere hiç sahip çıkmamış ve görmezden gelmek için her yolu denemişlerdir. Milliyetçileri kandırıp CHP’nin ihanetlerine figüran yapmak için kurulan İP’in en çok konuşan yöneticisi Yavuz Ağıralioğlu, geçen haftalarda Diyarbakır’daki ailelerin eylemini “politik” olarak gördüğünü söyledi. Ama aynı kişi terörist Demirtaş’ı “AİHM’nin kararına hemen uyun, onu serbest bırakın” diye savunuyordu.
Elinde Türk bayraklarıyla çocuklarını kurtarmaya çalışan analar, babalar ona göre “politik” eylem yapıyor ama 846 kişinin azmettirici katili PKK’lı terörist Demirtaş’ın serbest bırakılmasını hukuk adına isteyen de o… Şu tuhaflığa bakar mısınız?
Oysa o bölgedeki analara, babalara herkes sahip çıkacak ki, evlatlarını terör örgütüne kaptıranlar evlatlarını kurtaracak, evlatlarını HD(P)KK’ya kaptırmayanlar ise bu toplumsal destek sayesinde daha şuurlu olacak ve bölgedeki terör tehlikesi karşısında evlatlarını koruyacak…
Ama muhalefet meseleyi bu kapsayıcılık tarzında değerlendirmiyor, buna kapasitesi de yetmiyor. Onların düşündüğü tek konu “HDP önünde eylem yapan analara, babalara sahip çıkıp HD(P)KK’yı küstürmeyelim” şeklindedir. Sırf HD(P)KK’yı küstürmemek için anaların, babaların eylemlerini küçümsüyorlar, basitleştirmeye çalışıyorlar ve eylemin üzerine politik elbise giydirme çabası veriyorlar.
Ellerinde Türk bayrağıyla bekleyen ana-babaların terörün kirli ağına düşmüş çocuklarına kavuşması hangi açıdan bakılırsa bakılsın kazanç iken Türkiye’deki muhalefet hadiseye HD(P)KK gözüyle bakmaktadır.
Onlar “PKK’lılar öldürülmesin, eylemlerini sürdürsün, terörist Demirtaş cezaevinden çıksın, PKK’ya hizmete devam etsin” hedefindedir. HD(P)KK çocukları dağa kaçırsın, onları terörist yapsın, onları uyuşturucuya alıştırsın, onlara tecavüz etsin, CHP ve onun etrafında toplanan partilerin, sanatçıların, yazarların, sivil toplum kuruluşlarının umurunda olmaz. Sözde çocuklar, kadınlar üzerinden duyar kasanların hiçbiri Diyarbakır’da evlatları için nöbet tutan analara, babalara destek vermemiştir. PKK ormanları yakarken de aynı ekip susmuştu.
Aslında CHP, HDP ve diğer yancılarının Diyarbakır’da “evlat nöbeti” tutan analara karşı duruşunu da yansıtan açıklamayı geçtiğimiz gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Annelerden birisi öyle bir söz söyledi ki benim de aklıma hiç gelmemişti; ‘Selahattin Demirtaş’ın annesi, Selahattin Demirtaş’ı devletten istiyor da öbür oğlu Nurettin Demirtaş’ı PKK’dan niye istemiyor acaba?” sözleriyle çok iyi özetlemişti. CHP, yancıları ve anası devletten terörist Selahattin Demirtaş’ı istiyor ama terörist Nurettin Demirtaş’ı istemiyor. İnşallah birinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını, öbürünün de Kandil’de yere serilmiş leşini göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.