31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinde şen ortaklık yapan CHP, HDP, İP arasında şimdi soğuk rüzgârlar esiyor. HDP’yi kontrol eden Kandil ve Kandil’e bağlı HDP’nin üst düzey yöneticileri “Biz size seçimlerde bu kadar destek olduk. HDP’ye ve PKK’nın mücadelesine sahip çıkmıyorsunuz?” diyerek CHP’yi eleştiriyorlar. Bu konuda Kandil’deki teröristbaşı Sabri Ok’un, HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ın, HDP eski Eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarına bakabilirsiniz. CHP’ye tehdidi, sitemi ve uyarıları çok net görürsünüz.

CHP’nin diğer yancısı İP’te de CHP’nin PKK ilişkisine yönelik tepkilerin kendilerine yönelmesi çoğalınca CHP’ye koydukları mesafe kendini çok net hissettiriyor.

CHP de bunlarla sonuca gitme mecburiyeti yaşadığı için, ne derlerse desinler adeta her sözlerini yalayıp yutuyor. Şen ortaklar arasındaki durum şimdi soğuk gibi görünse de aslında Necip Fazıl Kısakürek’in bir sözünü değiştirirsek “Ey ittifak ortağım sen benim ifadem ve hızımsın, Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın”. şeklindedir.

Ama ara sıra hamamın namusunu kurtarmaya dönük açıklamalar yapıyorlar. Bunlardan birini geçtiğimiz günlerde İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu “Onlar bizim belediye başkanlarımız gibi kendilerini ilgilendiren konularda konuşsunlar. Kimisi eyalet başkanı gibi konuşuyor, kimisi cumhurbaşkanı gibi konuşuyor. Bu konuştukları da zaten iktidar partisi tarafından radarla takip ediliyor, ifadeleri Millet İttifakı’nın ruhuna zarar veriyor. Bunlar söylemlerine çeki düzen versinler, kendilerini uyarıyorum. “ açıklamasıyla gösterdi.

Hedefindeki isimlerin birisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, diğeri de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’dir. Her iki isimde Müsavat Dervişoğlu’nun ve partisinin canla başla desteklediği isimlerdir.

“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” sözüyle tarif edilecek bir manzara ortadadır. Gerek Tunç Soyer’in, gerekse Ekrem İmamoğlu’nun sicili ortada iken İP tarafından desteklenmiştir. İP’lilere bunların hepsi defalarca hatırlatıldığı halde adeta bu iki ismi kutsallaştırmaya çalıştılar. Helvadan put yaptılar, şimdi yemeye çalışıyorlar.

Tunç Soyer, Seferihisar Belediye Başkanı iken çapsızlığını ve HDP ile olan aşk ilişkilerini her daim göstermişti. Babasının Ülkücülere yaptığı zulümler tartışılmaya başladığında ise Meral Akşener “Suç babadan oğula geçmez” savunması yapmıştı. Müsavat Dervişoğlu da aynı bahaneye sığınarak “Tunç Soyer’in adaylığından asla rahatsız değilim” demişti. Onunla sarmaş dolaş pozlar veriyordu. Tunç Soyer, Müsavat Dervişoğlu’nun dediği gibi gerçekten kendini eyalet başkanı sanmaktadır. “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakın” diyor, “Kürtlerin ana dilinde kamusal hizmet isteğini yerine getireceğim” diyor, Barış Pınarı Harekâtı’na burnunu sokuyor, terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı için kayyum atanan HDP’li belediyelere sahip çıkıyor.

Ekrem İmamoğlu zaten tam evlere şenlik… İstanbul’a Belediye Başkanı oldu ama İstanbul’la hiçbir bağı ve bağlantısı yoktur. İstanbul dışında her yerde… Öyle geziyor. İstanbul halkının dertlerinin çözümüne yönelik bir tane kaygısı ve çalışması yoktur. Artık CHP’liler bile Ekrem İmamoğlu’nu savunamaz hale geldi.

İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğluda bu durumun farkında olduğu için şimdiden ön alıyor. Yarın bu belediye başkanları milli konularda iyice zıvanadan çıkacaktır. Belediye başkanlığı çapsızlıklarını söylemiyorum bile…

İP zaten CHP ve HDP ile birlikte kazandığı belediyelere kadrosunu yerleştirdi, menfaat yoluna bakıyor. Şimdi sadece siyaset adına konum belirlemek ve biriken gazı almak için eleştiriyor gibi gözüküyorlar. İP’e Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya belediyeleri 2-3 müdürlük daha versin, Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer’i Kandil’de görseler görmemezlikten gelirler.

İP, Türkiye’deki CHP-HDP ihanet projelerinin yancısıdır. Tunç Soyer ve Ekrem İmamoğlu gibi HDP kuklası adamlara yaptıkları yancılık da arşivlerdedir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar hamamın namusunu öyle bir iki cümleyle kurtaramazlar.