Ahlâkı olmayanlar ahlâk dersi vermeye kalkmasın. İnsanda biraz utanma olur, biraz vefa olur, insanda biraz insanlık olur!.. Dilin kemiği yok vur abalıya, vur gitsin. Ama unutmayın ki, her âhın bir acısı vardır. O acı sizi kavurur yüreğinizi yakar.

Allah aşkına siz kendinizi dev aynasında mı görüyorsunuz? Sizin her tarafınız adam olsa ne yazar, önce insan olmayı öğrenin. Hâlâ kahve köşelerinde ve değişik mekânlarda dedi kodu yapıyorsunuz, hâlâ gıybet yapıyorsunuz, hâlâ ben ben diyerek kendinizi helak ediyorsunuz.

Keser döner, sap döner, gün gelir, hesap döner...

Siz ve sizin gibi riyakar, nankör ve vefasız olanlar, bu yaptıklarınız bumerang gibi gün gelecek kendinize dönecek...

Görünen o ki bir bardak çay bile içilemeyecek kadar menfaatinize ve nefsinize düşkün adamlarsınız!..

Üç Hilal'de bir değişiklik yok... Bozkurtlar aynı, ama siz ve sizin gibiler değişmişsiniz. Lafta ülkücüyüz, adamız diyorsunuz ama esen rüzgarla birlikte yüreğinizdeki Ülkü sevdasından eser kalmıyor.

Allah aşkına, hangi Ülkü Ocağında tedrisattan geçip de Ülkücü oldunuz. Ülkücülük bukalemunların giyeceği bir gömlek değildir.

Başbuğ Türkeş, Ülkücü gençlere verdiği seminer ve konferanslarda, Mevlâna'dan hep şu dizileri okurdu: "Aşkla olunuz ki ölmeyesiniz / Aşkla ölünüz ki diri kalasınız"

Adam olan, ağzından çıkan sözün arkasında durur. Biraz ciddi olun...

Kusursuz değilim, olmaya da çalışmıyorum. Ben yapmacık değilim, sırf birileri sevsin diye değişmedim. Ben buyum ben benim, ya sizler?

Riyadan, fitneden, kahpelikten uzak, halisane duygularla bu davaya hizmet eden ve etmeye devam edenler: Ettiğiniz her dua derdinize deva, sağlığınıza şifa, gözünüze nur, gönlünüze huzur, ailenize, sevdiklerinize ve sevenlerinize huzur getirsin. Amin...

Zakir TERCAN