Türkiye yılların, ihmallerinin, beceriksizliklerinin, hatta teslimiyetlerinin sonucunda bu noktalara gelmiştir.

İçeriye bakıyoruz, ne yana dönsek hain kaynıyor, ne yana yönelsek ihanet yolumuza çıkıyor. Dışarıdakiler ile alayı birden üzerimize geliyor.

FETÖ ile mücadele gün geçtikçe karmaşıklaşıyor. Sayın Cumhurbaşkanı dahi, "At izi it izine karıştı" demek ihtiyacı hissediyor.

Devlet içinde özel-şahsî çıkarların her şeyin önüne geçtiğini görüyoruz. Kim haklı kim haksız, kim suçlu kim masum ayırmak çok zor.

Her kim ki, eline geçirdiği yetki ve imkânları devlet ve millet menfaatine, hukuk ve liyakat ölçülerine uygun kullanmıyorsa, kendi güdük zihniyetini veya özel hesaplarını öne çıkararak hareket esiyorsa, FETÖ'nün ekmeğine yağ sürüyor, ihanete yardım ediyordur.

Siyasi iradenin çok dikkatli olması, doğru adımlarla çalışması ve hukuku her şeyin önüne geçirmesinden başka çare yoktur.

Oluşan puslu hava sadece gizlenen veya araziye uymaya çalışan FETÖ'cülerin, hatta PKK'lıların işini kolaylaştıracaktır.

PKK ihanetin diğer saç ayağıdır ve ayrı tedbir gerektiriyor. Yeter ki gereği yapılsın. PKK ile sadece silahlı mücadelenin yetmeyeceği ortadadır

Tıpkı FETÖ gibi çok yönlü şekilde bu PKK'lı hainler takibe alınmalı ve ekonomik, sosyal, siyasal, hukuki olarak solukları kesilmelidir.

FETÖ ve PKK örgütlerinin Devlet içindeki bağlantıları, kullandıkları belediye imkanları biran önce yok edilmelidir.

14 bin öğretmenin PKK ile bağlantılı olabileceğini, belediye imkanlarının dağdaki katiller için seferber edildiğini bizzat başbakan söyledi.

Dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleri açık şekilde devlete kafa tutuyor ve hukuku tanımıyorlar. Derhal ve acilen gereği yapılmalıdır.

Zakir TOPDUR