DAĞLARDAKİ ÇİÇEKLERİN SESİ
Dağlar, dağlar…
Mor sümbüllü, papatyalı, kır çiçekli dağlar…
Fakat öyle dağlar vardır ki…
Toprağında biten her çiçek Mehmetçik kokar.
İster kendi vatanında olsun ister elin vatanında…
Ne fark eder.
Mehmetçik’in eli değiyorsa o toprağa, suyu bir başka akar havası bir başka kokar.
*
Kato Dağı’na bakın.
90’lı yıllardan beri girilemeyen Kato, geçen sene Nisan ayında başlayan operasyonla 6 ayda temizlendi.
Erinden komutanına hep birlikte sessizce yazdılar bu destanı.
Yaralanan köpeği bile sarp kayalıklarda sırtında taşıyan Mehmetçik’ten başka kim destan yazabilirdi ki o dağlarda?
*
Temizlenen bölgeye ilk adım atan 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel oldu…
Öcalan köpeğinin 90’larda “Çay içmeyi özledim, geliyorum.” dediği o dağlardan İsmail Metin Temel gökyüzüne bakarak çayını yudumladı.
Bu öyle bir mesajdı ki, Türk askerinin ince zekâsına bir kere daha hayran kaldım.
Ne yalan söyleyeyim şaşkınlığımı da gizleyemedim.
Koskoca korgeneral, Kato’da eriyle rütbelisiyle el ele…
Mehmetçik’in omzundaki yıldıza değil de yüreğine hitap eden bir komutan demek ki dedim kendi kendime.
5 yaşında, TGRT’ de hayranlıkla izlediğim Mehmetçik programındaki komando andını okuyan askerlerin komutanıdır belki dedim…
Kim bilir…
*
Merak ettim kendisini, araştırmaya başladım…
Ta kendisiydi. Yanılmamışım.
“Yok artık sen de !” demeyin.
Devleti, devlet yapanları duydunuz mu? Fani dünyanın telaşesine taht kuran bizlerin hiç görmediği, göremediği…
Vatanseverliği; vefa ve mütevazılıkla yoğurup, çile ateşinde pişirerek devleti büyütüp besleyenler var ya…
İşte İsmail Metin Temel onlardan birisiydi…
*
8 Nisan 2007.
Bolu Komando Tugayı’na bağlı birlikler Şırnak’ın Küpeli Dağı’nda operasyondadır…
Kalleşlerin attığı bir el bombası komandoların bulunduğu mevziye düşer. Bombayı gören 21 yaşındaki Şırnaklı Şeref Bulut hiç tereddüt etmeden arkadaşlarının üzerine kapaklanıp siper olur.
Ağır yaralı olarak kaldırıldığı askeri hastanede başında Bolu Komando tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Metin Temel vardır.
“Komutanım anam, ailem sizlere emanet.” diye kulağına fısıldar ve Küpeli Dağı’nda bir çiçek olarak açar…
O zamandan bugüne, o çiçeği hiç soldurmayan İsmail Metin Temel sözünde durur, fırsat buldukça annesinin elini öpmeye gider, vefalı yüreğiyle Şeref’in ailesinin acılarını sarar.
Küpeli Dağı’na ne zaman yağmur yağsa, o çiçeğin kokusueminim kikomutanının burnundadır…
*
FETÖ’ ye karşı dik duruşuyla, TSK’ da mücadele eden isimlerin başında gelen İsmail Metin Temel’ e, 15 Temmuz’ da susturucularla suikast planı hazırlandığı ortaya çıktı. Silopi Özel Kuvvetler Üssü’nde görevli 8 kişilik suikast timi 15 Temmuz gecesi helikopterle havalandı. Uçuşların kaldırılmasına rağmen gelen helikopteri şüpheli bulan İsmail Metin Temel, birliğindeki askerlere emir vererek teyakkuza geçirdi ve 8 kişilik bu suikast timi geri püskürttü.
*
Dağlardaki hiçbir çiçeği soldurmamaya ant içmiş bu başarılı komutanı Fırat Kalkanı Harekâtı’ndan sonra Zeytin Dalı Harekâtı’nın başında da görünce sonunda TSK’nın derin bir soluk aldığını ve özüne döndüğünü gördük.
*
İsmail Metin Temel, Zeytin Dalı Harekâtı’nı sadece karargâhta takip etmedi. Burseya Dağı, Cinderes, Raco ve kontrol altına alınan birçok bölgeyi bizzat denetlemeye gitti.
20 Mart’ta Afrin şehir merkezine giderek TSK birliklerini kontrol etti ve AFAD tarafından yürütülen sivillere yönelik insani yardım faaliyetlerine katıldı. Çocukları kucağına alıp sevmesi, yardım kolilerini bizzat kendi eliyle dağıtması, askerleri alınlarından öpmesiyle vefalı Türk’ü bütün dünyaya bir kere daha göstermiş oldu…
Türkiye’nin merhamet dolu bu tavrını görmemek için kör olmak gerekirdi zaten…
*
Afrin’de olsun El-Bab’ da olsun buna benzer karelerle karşılaşmak bizi o kadar çok mutlu ediyor ki…
Metehan’dan Atatürk’e, Atatürk’ten de bizlere miras kalan bu şanlı ordu yeniden diriliyor. Er meydanları çakallardan temizleniyor, şükürler olsun…
*
O kadar çok şey geliyor ki içimden, iki cümleye sığdırmakta zorlanıyorum.
Neyse…
Vatanı delice sevmek gerekir.
Yaşamak, yaşatmak ve uğrunda kahramanca savaşmak…
Ardından İzmir’in dağlarında ya da Burseya Dağı’nda çiçek açmak…
Ha Türkiye, ha Suriye…
Ne fark eder?
Şehidimin kanıdır zaten, çiçeklerin can suyu.
Toprağı ne fark eder?
*
Kimsesiz dağlarda açsam bir karanfil gibi…
Afrin’ de, El-Bab’ da, Kato’ da çiçekleri soldurmayan komutan sesimi duyar mı ki?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.