ABD; PKK'nın 3 yöneticisi Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan'ın kimlik ya da yer tespitini mümkün kılacak bilgiler karşılığında para ödülü vermeyi kararlaştırdı,12 milyon dolarlık bir ödül hem de.

“ÇUVAL” olayından beri kartlarını hiç bu kadar açık oynamamıştı ABD.

PKK bitti denilecek, YPG/PYD meşrulaştırılıp Suriye’nin kuzeyinde at oynatacaklar. Hatta bu 3 teröristten birini YPG/PYD Türkiye’ye teslim etmezse şaşırmayın.

Sonra ne diyecekler: “Aaa bakın adamlar size elebaşlarını teslim etti, PKK’nın belini kırdı siz bu adamlara terörist mi diyeceksiniz? Suriye’de sınırınızda özerklik ilan etmek istiyorlar tıpkı IKBY gibi ne var bunda? Barzani ile iyi geçinmiyor musunuz zaten, Suriye’ye de izin veriverin canım abartmayın, sınırınıza yeni bir komşu gelir.” Aynen bu cümleyi uygulamalı olarak bize dayatmazlarsa hiç şaşırmayın.

*

Devlet Bahçeli de aynı durumu sosyal medya hesabında dile getirdi: “PKK’lıların başına ödül koydular. Halbuki, malum üç teröristin adres ve koordinatlarını en iyi bilen ABD’dir. İsteseler bu canileri elleriyle koydukları gibi bulurlar. ABD’nin maksadı başkadır, senaryo farklıdır. Yeni bir cambaz oyunu sahnededir. Akıllarınca YPG’yi sivriltip PKK’yı sobeliyorlar. Çok iyi biliyorlar ki; PKK=YPG’dir.”

Sayın Bahçeli’nin dediklerinden her şey o kadar net ki; ABD YPG/PYD’yi kullanarak Suriye sınırımızda IKBY benzeri bir modeli kurdurtacak.

Sonra ne mi olacak? Allah korusun vallahi parmaklarım gitmiyor bunu yazmaya.

Aman Şırnak’ı verelim, Hakkari’nin ne faydası var Türkiye’ye diye düşünen vatandaşlarımıza sesleniyorum: “Şırnak’ta, Hakkari’de bir taşımızı dahi verirsek, İzmir/Konak’ta kıyıda otururken can sıkıntısından denize attığınız taşı da verirsiniz demektir.”

*

1999 senesinde ne olmuştu? Öcalan ABD tarafından Kenya’da Türkiye’ye teslim edilmedi mi? PKK bitti mi peki? Aksine daha da güçlendi.

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki; doğunun ve batı arasındaki köprünün yıkılmaması gerek aksine daha da sağlamlaştırılmalı. Suriye’nin kuzeyinde ABD kontrolünde resmen PKK özerklik ilan etmek üzere, etti bile ama ben dilime almak istemiyorum “DEVLET KURMAK ÜZERE” ifadesini, ne kadar çok dile düşerse o kadar çok alışılır…

*

ABD askerleri, Türkiye ile DSG arasında Ayn-el Arab bölgesinde yaşanan çatışmaların engellenmesi amacıyla sınırda zırhlı araçlarla DSG ile ortak devriye turları atmakta, aynı zamanda Münbiç’te 08 Kasım 2018'de Müşterek Birleşik Devriye faaliyetlerinin ikincisi icra edildi. Sınırda devriyelerle, tatbikatlarla nabızlar tutulmak isteniyor fakat bu nereye kadar böyle gidecek izleyip göreceğiz.

*

Geçtiğimiz günlerde BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Suriye'de anayasa oluşturma sürecinin tamamlanmasının, ülkenin yeniden imarını hızlandıracağını belirtti. İstanbul’da 27 Ekim'de gerçekleşen Suriye konulu dörtlü zirvede de, Suriye’nin kalıcı barışa kavuşmasının önemi vurgulanmış ve yıl sonuna kadar yeni bir anayasa oluşturulması için bir komitenin kurulması çağrısı yapılmıştı.

Anlayacağınız Suriye’deki gelişmeler kilit bir noktaya girdi adeta, bölgede yeni anayasa çalışmaları da kısa sürede hız kazanacak…

*

Peki Türkiye sınırında neler olacak?

İkinci bir IKBY vakası kapıda, hazır olun…

Felaket tellallığı yapma diye mırıldanıyorsunuz belki de…

Ama ne yapayım, başka türlü dikkat çekemiyorum, kimseye bir şey anlatamıyorum. Hepimiz düşmüşüz cebimizin derdine. Ha kızmıyorum bu duruma, şartlar ve dünya düzeni biz insanoğlunu buna sevk etti ne yazık ki. Maddiyata boğulmuş ruhsuz insanlar olduk adeta. Milli ruh, heyecan, istek, arzu kalmadı hiçbirimizin gözlerinde…

İnsanları, inandığı bütün değerlerden soğutmaya çalışıyorlar adeta, bilmem fark ettiniz mi her geçen gün milletin FETÖ ile olan mücadeleye inancı da azalıyor, 15 Temmuz gecesi verilen mücadele ruhundan uzaklaştırmaya çalışıyorlar…

Bu oyunlara ve kumpaslara gelmemeliyiz yoksa savcı Ferhat Sarıkaya gibilere çok iş doğar, farazi ve iftira dolu olaylarla akıllar bulandırılır ve her şey başa sarar…

Hain pusuda, aman dikkat…

Su uyur düşman uyumaz.