Hani “Ya Başbakan olacağım, ya babaanne” diyordun ya…

Sakın çevrendeki yalakalığı kendine yorma…

Onların hepsi bir zamanlar, tıpkı senin gibi ya Çiller’in, ya Demirel’in, ya Başbuğ’un ya da Devlet Beyin çevresindeydi…

Sana şimdi daha ortada Kurultay bile yapılmamışken, “Genel Başkanım” demeye başladılar değil mi?

İstanbul’da belediye başkanı adayı olduğunda yüzde kaç almıştın, hatırla…

Senden sonra Rasim Acar’ın aldığı oyu hatırla…

Devlet Bey tuttu vekil yaptı, Meclis Başkan vekili yaptı, biraz dinlenmeni istedi, duramadın, birileri “bindiğin dalı” kestirmekle meşgul şimdi.

Medya maydanozu ettiler seni, yüzün bile eskidi, konuştukça hata yaptırıyorlar…

Şehir şehir dolaşıyorsun, helal olsun! Keşke seçimlerde de bu enerjini kullansaydın be hanımefendi!

El öptürüyor diye Bahçeli’yi eleştirenler, elini öpmekte yarışıyorlar, neden dersin?

Bakın hanımefendi, bir MHP’li olarak, bir Ülkücü olarak bu değirmenin suyunu merak ediyorum… “Ülkücü” iseniz, “Ülkücü Hareket”in samimi bir ferdi iseniz, otellerin, otobüslerin, yemenin içmenin, kiralanan salonların, çevrenizde dolaşıp duran yandaşlarınızın masrafını nereden karşılıyorsunuz?

“Sponsor”unuz kim, hangi kuruluş?

Sakın herkes kendi masrafını karşılıyor, gittiğimiz yerlerdeki teşkilatlar organize ediyor falan demeyin… “Çevrenizdekiler”in çoğu görevden alınan, görevde olan, aday yapılmayan adamlar, paraları var idiyse teşkilatların kiralarını, seçim çalışmalarını, miting masraflarını neden zamanında yapmadılar? Yapmadılarsa partiye ihanet değil mi bu?

Sponsorlarınız bunca parayı MHP iktidara gelsin diye mi harcıyor, Ülkücüleri törpüleyip önlerindeki Türk milliyetçiliğini pasifize etmek için mi?

Artık bu kumpaslara gelmeyeceğiz!

Sahi neden bir “kadın” olarak yanınızda başka Asenalar taşımıyorsunuz? Yoksa yanınızda başka horoz istemiyor musunuz?

Allah aşkına açıklayın, bu değirmenin suyu nereden?

Yoldaşlarınızdan biri “bugün kurultay, yarın iktidar” diyordu, n’oldu da sen genel başkan olursan MHP’nin oyu yüzde 22’de kaldı?

Bir Antalya-Burdur programı yapmışsınız, Alanya’da eski yoldaşınız “demokrat Mehmet efendi” otellerine eski Taşmedreselilere açmış, üç gün yiyip içip seni alkışlayacakmış!

Ah Hanımefendi, taraftarlarınızın ağız ayarları iyice bozuldu, neden bir kadın olarak “analara” sövmelerine izin veriyor, “anaları avrat yapan öküzleri” çevrenizden uzaklaştırmıyorsunuz? Nasıl bir Ülkücülüktür bu?

Neden İsmail tipindeki sözde medya maymunlarına neden paye veriyorsunuz? İkiyüzlülük, nankörlük, ihanet alışkanlığı olanların en yakın sürede size de aynı işlemi yapacağını biliyor musunuz?

Yoldaşınız başkan olunca BBP’nin MHP’ye katılacağı balonu hemen patlayıverdi, ne diyorsunuz bu işe?

Biz bir DYP, bir ANAP, bir AKP değiliz, öğrenmiş olmanız gerekirdi.

Daha seçime 3 yıl var, genel başkan olsanız bile TBMM’de ne işe yapacaksınız? Yoksa 3 yıla kalıncaya kadar bu kitleyi bir yere mi taşıyacaksınız?

MHP özgül ağırlığı sandık ağırlığından çok daha yüksek bir partidir. Bu milletin çelik çekirdeğidir.

Her türlü kumpasa ve fitneye maruz kalmış bu kutlu dava hiç bir şekilde yok edilemeyecektir, çünkü MHP ve Ülkücü camia buna asla izin vermez.

Sağcısı solcusu, Ülkücüsü, demokratı, cemaatçisi, devrimbazı, bunca eskiyi, haini, yandaşı bir araya getiren Bahçeli’yi bir kere daha tebrik etmemek imkansız!

Bunları bir araya getiren “Satranç ustası” Devlet Bahçeli’nin neden yanında olduğumuzu şimdi anladınız mı?