İRAN TÜRKLERİ ARAS NEHRİ İÇİN ÇIĞLIK ATIYOR…
İran'da yaşayan Türkler ne yaşıyor?
Aras Nehrinin suyu azalıyor, İranlı yetkililer, bölgede yaşayan Sünni Türklere; “nehrin üzerine Türkiye baraj yaptı suyu vermiyor” diyor.
Aras Nehri, Bingöl dağlarından doğup Erzurum ovalarından beslenerek sınır teşkil ettiği Ermenistan-Türkiye arasından geçiyor; Azerbaycan-İran sınırının bir bölümünü oluşturduktan sonra Azerbaycan’daki Kura Nehri ile birleşiyor.
Türkiye suyun azaltılması ile ilgili hiçbir kısıtlamaya gitmemesine karşı, İranlı yetkililer Türkiye'den hiçbir düzeyde açıklama yapılmamasını Türkiye'nin aleyhinde bölgede yaşayan insanlar üzerinde Türkiye karşıtlığı için kullanıyor.
Öte yandan İran, Küçük Ağrı Dağının İran tarafında düzlüğe ulaştığı, tamamen Türk unsurların yerleşik hayatta olduğu bölgeyi, PKK terör örgütünün uzantısı olan unsurların üs bölgesi olmasına imkân veriyor. Ve bölgenin temel halkı olan insanları korumasız olarak, terör örgütü ile baş başa bırakıyor.
Birazcık daha geri gittiğimizde İran rejiminin Urmiye Gölünü kurutan, sürecini görüyoruz. Bölgede bulunan URMİYE Gölünü besleyen akarsular üzerine barajlar yaparak, izinli ve izinsiz yüzlerce yer altı kuyusunun açılmasına izin vererek, bölgenin üstünü ve altını kurutmuştur. Kuruyan Urmiye gölünün kuruyan suyun altından ortaya çıkan tuz, Van Gölü’ne 147 kilometre uzaklıkta, 5 bin 200 km2’lik yüzeyi ile İran'dan Türkiye doğru toprakları tarım alanı olmaktan çıkarıyor. Ve bölgeyi yaşanmaz hale getiriyor.
Uluslararası çalışmalarda ortaya konulan iddialara göre, göldeki suyun neredeyse % 60’ı kurudu. URMİYE gölü tuzlu bir kara parçasına dönüşmeye doğru hızla ilerliyor. Bu durum bölgede sağlıklı yaşamı ortadan kaldırdığı için bölgeden hızlı bir göç hareketi devam ediyor. Bu durum bölgenin demografik yapısının değişmesine yol açıyor.
Bütün bunların üstüne, bölge insanına yönelik propagandayı, “Aras nehrinin suyunu Türkiye’nin azatlığını yayıyorlar”. Bölgede sözde “Türkiye dostu gözüken kişiler tarafından”, İran lehine Türkiye’nin aleyhine propaganda yürütülüyor.
Türkiye adına açıklama yapma yetkisine sahip, ilgili kişi ve kurumlardan, gerçekleri ortaya koyan bir açıklama yapmalarıdır. İran rejiminin bölge insanına karşı bu yaptıklarına bir son verilmelidir. Geçen her dakika Türkiye'nin aleyhine işlemektedir.
Komşumuz olan bir ülkede yaşayan, dost ve kardeşlerimiz olan insanlara karşı, hiçbir yanlışımız olmamasına rağmen, (Olamaz) bu insanların Türkiye’nin aleyhine bir konum almalarına rıza göstermek anlamına gelir. Böylesi düşünülemez. Yetkililerinden talebimiz, bölgeye yönelik kirli propagandaya karşı, gerçekleri ortaya koyan bir paylaşımda bulunmalarıdır.
Bölgede ağırlıklı olarak Azerbaycan Türkü olan insanlar yaşamakta. Azerbaycan Türklerinin, URMİYE Gölünün kuruması ile ilgili Tahran yönetimine karşı büyük bir ‘çevresel’ hareket başlatmaları gerçeğinden hareketle (İran’ın resmi Fars haber ajansı, olduğunu bildirmişti) İran rejimi dünya kamuoyuna yansıyacak yeni bir hareketi, Türkiye ye yönlendiriyor.
UNESCO tarafından biyosfer rezervi sayılan Urmiye Gölü dünyanın rezerv açısından en büyük 3. tuz gölü. Son 20 yılda yüzölçümünün yarıdan fazlasını, kuraklık ve göl üzerinde kurulan barajlar yüzünden kaybetti.
İran sınırındaki Güney Azerbaycan Türklerinin tepkisini daha önce BBC duyurmuştu. Başta çeşitli ülkelerde yaşayan Azerbaycan Türkleri olmak üzere, ‘duyuru ve tepki’ mesajlarını başta Türkiye olmak üzere yaymaya başlayalım.
“Türkiye’yi yönetme erkini elinde bulunduran kişi ve kurumlar, sesimize kulak verin...”
Ne yazık ki İran rejimi, Türkiye ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan Aras nehrinde yaşanan su azalması ile ilgili olarak; “Türkiye’nin suyun azaltılmasına yönelik, hiçbir kısıtlama yapmadığını” ilgililerle yaptığımız görüşmelerde öğrenmiş bulunuyoruz.
Bunun altında, İran rejiminin bölge insanının Türkiye karşıtlığını hedefleyen ciddi bir strateji yatığı ortadadır. İran’da 35-40 milyon civarında Azerbaycan Türkü, Türkmen ve Kaşkay ve diğer Türk guruplar yaşıyor. İran’ın kuzeyinde ise bölge Türklerinin deyimi ile ‘Güney Azerbaycan’ bölgesidir. Bahsettiğimiz konunun yaşandığı Güney Azerbaycan’ın Urmu (Urmiye) şehrinde, istatistiklere göre % 83, kimilerine göre % 90’dan fazla Azerbaycan Türkü yaşamaktadır. Bölgede gerek URMİYE Gölün kuruması, gerekse Aras nehrinin suyun azaltılmasına yönelik bir uygulamanın, bölge halkının yaşamını felç edecek nitelikte olduğu bilinciyle hareket edeceğini duymak ve duyurmak bizlerin görevi olmuştur.
İnsanların su kaynaklarının kurutulması, sadece insanların değil hayvanların ve bitkilerinde ölümü olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Bölgede yaşayan en az 16 milyon Azerbaycan Türkü göçmek zorunda kalmadan, insanlık adına bu haklı bilgi ve uyarıları lütfen görün.
Güney Azerbaycan toprakları ‘Özerk Kürdistan’ toprakları içerisine de gösterilmiş. Yani Amerika sistematik olarak Güney Azerbaycan hareketini bölgede bloke etmeye çalışıyor. Bunun ikincisi ise Türkiye’deki etkin olan medyanın ön kabullere dayalı bakış açısı.
Lütfen bu Türkiye’nin kardeşleri üzerinde yürütülen algı katliamına karşı kaleminizle, sesimizle ses verelim.
İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin İran rejimine karşı verdikleri mücadele, Yaşama haklarına kast ededen bir sürece karşı verilen insanlık mücadelesidir. Bu sefer durum değişmiştir. Şimdiye kadar yürütülen, Türkleri yok sayan politikalara, çevreye zarar uygulamalarda eklenmiştir.
İran’daki eko-sistemi tahrip eden uygulamalara şimdi bir yenisi eklenmiştir. Dün Urmiye gölünü kurtarma ile ilgili, İran meclisine sunulan acil kurtarma planını İran Meclisi tarafından reddedildiğini unutturmak istercesine, bölgede yaşananların mesuliyetini Türkiye ye yönlendirmek isteyen propagandalar yapılıyor. Bu kabul edilemez.
Azerbaycan Türkü olan bölge milletvekili “Bu proje gündeme getirilmezse, 16 milyon kişi yerinden olabileceğini, 50 milyar dolarlık bir kayıp meydana gelebileceğini” İran Meclis kürsüsünden dillendirildi.
Ülkenin 70. km kuzeydeki, Aras Nehri’nden su getirme projesi de tartışılmalıdır diyenleri de kimse duymadı.
Flamingo ve ak pelikan gibi birçok kuşun barınağı olma özelliğini taşıyan Urmiye gölünün, kurtarılması için Tebriz ve Urmiye’den başlayarak, Ankara’da da gösteriler yapıldı. İran’ın Ankara Büyükelçiliği’nin önüne tuz döküldü ve İran yönetimi suçlandı.
Yıllardır tartışılan ‘su savaşları’ senaryolarını halkı üzerinde uygulayan İran, bir taşla çok kuş vurma peşindedir. Aras nehri konusunda her türlü inisiyatif kendisinde olmasına rağmen Türkiye'yi suçlayan bir propaganda yürütmeye devam ediyor.
Bu Türkiye'yi suçlayan politikaları protesto ediyor, İran’ı bu tavrından dolayı kınıyoruz.
Dr. Abdullah BUKSUR
İnsan Hakları Eksperti
(İHAF) İnsan Hakları Avrasya Formu Gn. Sek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.